- Kategori
- Öykü
Second World
Balkondan Ay' a bakan Coulude bir anda kendisine ip sallayan Atrix' i gördü. Atrix onu çekerek dünyasına götürdü. Coulude birden bir helezonun içinde buldu kendini. Zamanları, evrenleri kayarak aşıyordu. Coulude Atrix'in elinden tutuyordu : Hoşgeldin dünyamıza dedi. Üzerinde altın renginde, farklı kumaş bir elbise vardı. Coulude Atrix ' in gülen kocaman gözlerinde kendini gördü. Coulude çok keskin bir ışığın gözünü aldığını fark etti. Güneş'e çok benzeyen yıldıza baktı. Yerdeki çimler gibi ağaçlar, bulutlar, evlerin damları da daha canlı renkte idiler. Oksijenin çok temiz olduğunu burnunun yanmasından anladı. Atrix : Herşey dünyaya benziyor değil mi Coulude ? Ama tek fark her şey olması gibidir burada. Tepeden bir şehre bakıyorlardı. Coulude doğanın çok canlı, renkli olduğunu gördü. Burnuna büyüleyici çiçek kokuları geliyordu. Atrix : Bizim dünyamız sizlerin istediği gibi. Temiz, düzenli, insanlar mutludur. Coulude yürümeye başladığını hissetti. Şehre girdiklerinde herkesin gülen, mutlu, işlerini yapan insanlar olduklarını gördü. Fırıncı çırağı, çiçekçi kadın, çöpçü, çocuklar, fabrikatör hepsi gülerek Coulude ' ye hoşgeldin diyorlar ; pembe yanaklarıyla el sallıyorlardı. Elmalı şekerler, paketler veriyorlardı. Coulude peki nasıl başardınız bunu ? dedi. Atrix: İstersen herşeyi başarabilirsin ! Çirkin, sakat, yaşlılara iyi davranırız. Sokak çocukları, kimsesizler, hırsızlar yoktur dünyamızda. Herkese eşit, sevgiyle, saygıyla davranırız. İnsanlar yalan söylemeyen, çalışkan, cesaretli, yumuşak kalpli, sevimli, işlerini iyi yapan, yardımsever insanlardır. Bu dünyada kötülük yok, iyilik yüzer... heryerde. Çocuklar için çikolata çizmeler, dev şekerler....vardı. Sonra birden Coulude yatağında uyanırken buldu kendini. Devlet başkanına mektupla herşeyi anlatmaya karar verdi o an.