Şehit babası;"Kimsenin çocuğu ölmesin!"...

Türkiye’de şiddetin yükseldiği zamanlarda aklıselim seslerin duyulmadığı, görmezden gelindiği sır değil. Şiddetin dili ortak aklı teslim alıyor. Hamasetin zirve yaptığı, şiddeti/terörü reddeden sağduyulu seslerin kabul görmediği süreçler yaşanıyor.  

Daha dün “Kürt açılımı, Milli birlik açılımı, Kardeşlik projesi”ni destekleyen yandaş ve liberaller, gazete köşelerinden, televizyon ekranlarından, manşetlerden hamaset ile söylemlerine iktidarın çizgisinde devam ediyorlar. Tutabilene helal olsun!  

Yaaa! Adama sormazlar mı, Habur karşılamasında takındığınız tutumlarınız, o günkü süreçlerde döktürdüğünüz yazılarınız ortada dururken bu ne hızlı bir değişimdir ki “barış” mazi oldu savaş tamtamları çalıyorsunuz, neden? Bu değişimin salt nedeni iktidar katının değişimi ise vay halinize, yok kendi düşüncelerinizin değişmesi ise o da sıkıntılı. Biz yurttaş olarak o günlerde konuştuğunuz barış dilini mi yoksa bugün dillendirdiğiniz savaş dilini mi ölçüt olarak alacağız?  

Türkiye yurttaşı balık hafızalıdır anladık, malum otuz yıldır ülkenin geleceğine ipotek koyan bu sorunda takınılan tutumları, değişiklikleri de unutacak değiliz hani. Bir de okuru/yurttaşı iyi PKK, kötü PKK zırvasına inandırmak için terör yaratanları “Ergenekon” ile ilişkilendirmiyor musunuz vallahi mercimek kadar aklınızın olup olmadığından şüpheye düşüyorum.  

Sahi zaman zaman yazdıklarınızı tekrar okuma gereği duyuyor musun sayın yandaş/liboş? Tutarlılık diye (etik/ahlak) bir vicdan muhasebesi yaptığınız oluyor mu arada bir.  

Gelin şu savaş dilinden vazgeçin, hamasetin tavan yaptığı, bıçağın kemiğe kaçıncı kez saplandığı zamanlarda zordur barış dili konuşmak, biliyorum ama bir kez deneyin hani ne kaybedersiniz değil mi?  

Vasat siyaset erbabı gibi, bırakın kan üzerinden nemalanmayı.  

Terörün çekmek istediği bataklığa teşne olmayın .  

Siz bilmez misiniz PKK’nın şiddeti yükselterek “bir arada yaşama iradesine” saldırdığını. Bilmez misiniz terörün panzehrinin amasız/lakinsiz demokrasi olduğunu. 

Hafıza tazeleyelim yandaş/liboş kardeş ve soralım ne dersin?  

Malum “ileri demokrasi” referandumunda, genel seçim öncesinde “ateşkes”i PKK’ya “Ergenekon”mu yaptırdı?  

Ya bu “Ergenekon” ne saftirik örgütmüş, “hem iktidara karşı” hem de sizin zırvalarınızı boşa düşürecek işler yapıyor, çelişiyor. Bir taraftan iktidara bir taraftan “Ergenekon”a hizmet ediyor bu PKK.  

Bak yandaş/liboş kardeş bir kere bu şiddet sarmalı kimin işine geliyor istersen bir düşün. Mesela Suriye’ye efelenmemizin yansıması olabilir mi?  

“Suriye ergenekonu” diye bir grup?  

Sen düşün istersen, beyin jimnastiği yap biraz ha ne dersin!  

Fakat birde şu açılım süreçlerine bir dönelim, işlerin bu noktaya gelmesinde “örgütün beklentilerini yükseltmenizin” payı var mıdır acaba? “Düz ovada siyaset”i destekleyip sonrada Kürtler adına siyaset yapanları “KCK operasyonları” ile tutuklayıp yargılamanın bu günlere gelinmesinde katkısı var mıdır diye sorgulama gereği duyar mısın biraz.  

Hani tüm yaratılanlardan üstün olmamızı sağlayan düşünme erdemini biraz harekete geçirsen diyorum! 

İşler bu noktaya nasıl geldi diye sorgula kendini, egemen olan hamaseti bir sorgula ne olur, ne kaybedersin!  

Çukurca’da şehit düşen Fatihler Özel Harekat Taburu’nun komutanı Binbaşı Yavuz Başayar’ın babası İsmail Başayar, “Bir araya gelin, bu sorun çözülsün artık. Kimsenin çocuğu ölmesin”diyor politikacılara, duyuyor musun?  

“Kimsenin çocuğu ölmesin!” diyen acılı baba hamaset yapmıyor.  

Türkiye’yi Türkiye yapan bu ses duyuyor musun?  

Yıllardır denenmişi denemenin çözüme katkısının olmadığını her gün toprağa düşen, şehit edilen canlarımızla çok pahalı ödüyoruz.  

Şiddetin dili ortak aklı, sağduyuyu teslim alıyor.  

Hamasetin zirve yaptığı, savaşı reddeden sağduyulu sesler duyulmuyor diye başlamıştım yazıya. Türkiye’nin son otuz yılına, geleceğine ipotek koyan terörün panzehri demokrasi, amasız/lakinsiz demokrasi.  

Şehit babası İsmail Başayar, politikacılara ödevlerini anımsatıyor, “Bir araya gelin, bu sorun çözülsün artık. Kimsenin çocuğu ölmesin” diyor, duyan var mı?  

Yandaş duyuyor musun?