Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ekim '11

 
Kategori
Spor
 

Selçuk İnan ve Burak Yılmaz'ın gösterdiği gerçek

Almanya yenilgisi sonrasında yaşadığımız büyük hayal kırıklığını Azerbaycan’a karşı oynayacağımız iyi futbol ile ortadan kaldırabilir miydik?

Veya…

Almanya ile Azerbaycan gibi oynamış olabilirdik; peki Azerbaycan’a karşı Almanya milli takımı karakterinde futbol oynayabilecek miydik?

Futbolcu kardeşlerimiz hırslıydı, arzuluydu ve kendilerini ispat etme telaşındaydı.

Fakat Almanya’nın bize gösterdiği organize pas oyunlarının hiçbirini yapamıyorduk. Belli bir taktiksel düzenimizin olduğunu iddia etmek oldukça zordu. Zaten grup maçlarının hiçbirinde bunu başaramamıştık.

Almanya ve İspanya’nın seri galibiyetlerinin gerisinde ne oynayacaklarını bilmeleri yatıyordu. Hem biliyorlardı hem de bunu sahaya uygulayacak teknik beceri ve bilgi birikimine sahiplerdi.

Hücumu yönlendirecek bütün futbolcularımız kendi oyun karakterlerini sahaya yansıtıyorlar; ancak bu akordu sağlam bir müziğe bir türlü dönüşemiyordu.

Tek golümüzse son bir senedir birbirlerinin dilinden anlayan iki futbolcunun kusursuz tek pas oyunun sonucu geliyordu.

Selçuk İnan öylesine bitirici bir top atıyordu ki Burak Yılmaz sevdiği boş koşusu ile kaleci ile karşı karşıya kalarak bizi play off’a taşıyacak golü atıyordu.

İşte bu bir oyundur. Taktiktir, organizasyondur.

Deli gibi bilinçsizce oradan oraya koşmaktan çok daha bilinçli bir tercihtir.

Selçuk İnan’ın oyunda olmadığı 60 dakika boyunca Burak Yılmaz ne kadar etkisiz kalmışsa asisti yapan genç oyuncunun sahaya ayak basmasıyla bambaşka bir kimlik kazanmıştır.

Arda ve Hamit de sürekli kendilerince denemelerde bulundular. Fakat dışarıdan görünen; tam da Selçuk-Burak ikilisinin yaptığı şeyi tamamlayacak uygun oyuncu ile bir türlü buluşamamalarıydı.

Azerbaycan ofsayt çizgisinin üzerinde bir blok oluşturdu ve oyuncularımız bunun ötesini uzun süre zorlamadılar.

Hamit bir sürü şut çekti. Belki bu şut tercihlerini Hiddink kullandırmıştır. Hamit’in benzer golleri de olabilir. Ancak topu kanatlara taşıyarak hatta sıfır çizgisine kadar inerek rakibin zayıf bölgesine hücum etmek çok daha etkili olurdu.

Arda ve Kazım bunu yapabilecek karakterde oyuncularımızdır.

Yine uzun süre özellikle sağ kanattan ezbere ortalar izledik. Bu topların büyük bölümü Burak’la buluşamadı, bir metre üzerinden geçti gitti.

Sonuç olarak, Almanya karşısında da etkili üç tane atak organizasyonu gerçekleştirmiş, bunun birini gole çevirmiştik.

Temelde sorunumuz budur.

Bilinçsizce oradan oraya koşturmaktansa ne yapacağını bilen bir anlayışla sonuca yönelik bir oyunu futbolumuza yerleştirmemiz gerekiyor. Elbette yakaladığımız pozisyonları golle sonuçlandırmak da… 

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..