Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sen de sünger misin?

Sen de sünger misin?
 

Kaynak: myfun.com


Hani, omuzlarız yükleri, sünger gibi oluruz fark etmeden; hacmimizden fazlasını taşımaya kalkarız da yerimizden kalkamaz hale geliriz bir an…

Pek farkında da değilizdir aslında durumun, bir damla daha alamayacak hale geldiğimizde, bir damla boşaltarak yolumuza devam etme niyetindeyizdir…

Aslında sünger bir sıkılsa, şaşırır kalır insan…

Nasıl bu kadar yük taşınmış, hafiflemek nasıl güzel bir duyguymuş, falan…

Son iki gündür aynen bir damla alacak yeri kalmamış sünger gibiyim; öyle ağrım ki kendimi taşıyamıyorum…

******

Böyle zamanlarda hiçbir şey yapasım gelmese de, içten içe bir denize girme isteğim nükseder; denizin kaldırma gücü bizi hafiflettiğinden dolayı mı iyi hissederiz kendimizi denizdeyken diye de düşünmeden edemedim!

Ahh, bir de güneşi de unutmamak gerek!

Sıcacık sarıyor ya…

Kumları da es geçmemek gerek; bütün elektriğimizi alıyor meret!

Kıyı insanları neden daha ılımlıdır, şimdi tam olarak anladım sanırım!

******

Laf aramızda, yazı yazmak, denizde yüzmek kadar iyi geliyor bendenize, şimdiden on beş kulaç atmış gibiyim…

******

Ne diyordum, sünger gibi olması insanın; sorumluluk duygusu olarak açıklanıyor ilk etapta…

Aslında o sorumlulukları üstlenme, benden başkası daha iyisini yapamaz düşüncesi de var mutlaka altında!

Bir de, sorumluluklar birisi tarafından yüklenildikçe, diğer taraf; eş midir, çocuk mudur, ailenin diğer fertleri midir, fark etmez, otomatik olarak kabulleniyor bu durumu…

Sorumluluğu yüklenen jest yapıyor değildir artık; görevini ifa ediyordur yalnızca diye algılanıyor, yapmadığında ise taşlar yerinden oynuyor!

Ne fena!

Aslında biliyor musunuz, üç gün yemek yapmasa görevi üstlenen kişi, kimse açlıktan ölmez!

On gün temizlik yapılmasa da bir evde, ölüm olmuyor sonuçta!

İş yerimizde vazgeçilmez olduğumuzu düşünüyoruz ya, hani her taşın altına elimizi sokuyor, bir çok kere ailemizin önüne alıyoruz, işimizi önceliğimizin en üstüne yerleştiriyoruz da, bunun bedelini evde fazlasıyla ödüyoruz ya; hani senin için işin ailenden önce geliyor diyen eşe kendimizi kanıtlamaya çalışıyoruz ya…

Ne yaparsak yapalım hiçbir tarafa tam olarak yaranamıyoruz ya!

Yine de pes etmeyip çırpınıyoruz; hah işte bizler tam bir süngeriz!..

******

Ama size bir şey söyleyeyim, kimse neden bu hale geldiğinizi bilmiyor!

Sizin dışınızda… Siz bile belki tam olarak farkında değilsiniz ya, neyse…

Ben de sizdenim yani bu arada!

Ne eş takdir ediyor, ne patron; çocuğunuz gün geliyor sizi suçluyor…

Sorumlulukların paylaşılması gerektiğini laf dışında Türkiye standardında kimse doğru düzgün bilmiyor!

Pek kötü…

******

Kıyı şeridi dedim ya, hani denize girer kendini hafifletir, zeytinyağlı mezeler eşliğinde az biraz demlenir; “çok” diyemiyorum, içkiye art arda gelen zamlar malum, yeri gelir bir şiir okur, ya da sevdiğiyle bir dansı paylaşır…

Hiç olmadı, süngerin bir ucunu, farkında dahi olmadan, sıkmaktadır!

******

Yazarak ben fazlalıklarımdan sıyrıldım, dans ederek, iki kadehi tokuşturarak da, ya da bir şiirin mısralarını paylaşarak da olabilirdi; kıyı şeridi insanlarının yaptığı gibi…

Kıyı şeridinin farkı yaşamı algılamasıdır; bir başkasının rüyasında yeri yoksa boş yere alkışlamamaktadır!

Ne güzel…

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..