Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '08

 
Kategori
Mizah
 

Senede bir gün filmi ya da ayrıntıda gezinmek isimli yazara yanıt.

Senede bir gün filmi ya da ayrıntıda gezinmek isimli yazara yanıt.
 

Kediler bile her yıl Mart ayında dama çıkarlar.


Milliyet blog yazarımız sevgili Aynur (Namı diğer Ayrıntıda Gezinen) Senede bir gün şarkısı ve filmi üzerine bir yazı yazmış. Adı geçen filmi bol göz yaşlı Yeşilçam melodramını yıllar önce (Belki yüzyıl önce falan) bir yazlık sinemada bende seyretmiştim. Gerçi o sinemanın yerinde şimdi koca, koca apartmanlar var ve sinemanın nasıl birşey olduğunu bile unuttum ama nedense filmin birçok karesini hatırlıyorum.

Ben filmin Hülya Koçyiğit’li kadrosunu biliyorum veya o versiyonunu seyrettim. Filmin bir sahnesinde tonla dayak yemiş ve evine bile zorlukla gelen Süleyman Turan kız kardeşinin (Kendileri Hülya ablamız oluyor) zor durumda olduğunu öğrenince maşallah doping yapmış Olimpiyat sporcusu gibi bir şaha kalkıyor ki değme gitsin sanırsınız 100 metre yarışında rekor kıracak. Ayakta durmakta zorluk çeken kahramanımız o haliyle düşmanlarını bir benzetiyor ki sanırsın etten kemikten değil canlı robot. Neyse efem ondan sonracıma sevdalılar ayrı yollardan İstanbul’a geliyorlar. Fakat bir araya gelemeyip ayrı kişilerle evleniyorlar. Bir gün bir parkta ( O park şimdi büyük ihtimalle yok efendim) tesadüfen karşılaşıyorlar. Ondan sonra başlıyorlar her yıl bir gün buluşmaya. Ben itiraz ediyorum bu duruma elbette. Hangi kadın kocasının eski sevgilisi ile ( Hali hazırda sevdiği de olan) yılda bir kez olsa bile buluşmasına izin verir. Herkeslere soruyorum var mı böyle tanıdığınız kadın. Sevgili Aynur sen ne dersin bu işe. Sen izin verir misin peki?

"Adam karısına bağırmışi.
-Gülüm bu sinekler beni rahatsız ediyor ya!
Kadın içerden yanıt vermiş.
-Sinekler erkekse sorun değil eğer dişiyseler şimdi canlarına okurum onların."

Yada kadının kocasına ne demeli (Ya unuttum Hülya ablamız o filimde evleniyor muydu?) Senin kadının gitsin elin adamı ile el ele diz dize buluşsun birbirlerine sevgilim desinler sen ses çıkarma. Cık, cık, cık olacak şey mi canım bu.

Neyse efendim en garibi de bunlar 20 li yaşlarda sevdalanıyorlar sonra 80 yaşına kadar buluşuyorlar (Belki daha fazla). Film (Sevgili Aynur’un yazısında ki tarihi bile dikkate alsak) 1965 yapımı olsa üstüne bir 60 yıl ilave et demek ki filmin son kareleri 2015 falan dek geliyor. E kardeşim insan kendine uydurukta olsa bir cep telefonu falan alır yani. Yılda bir gün bekleyeceğine arada sırada torunlarının kontüründen falan çalar da sevgilisini arar. Sonracıma MSN diye bir şey var. Kahramanlarımız iyice çağdışı kalmış. Bir bilgisayar kullanmasını bile bilmiyorlar. Bilmiyorsan öğren kardeşim en azından çocuklarına veya torunlarına sor. Bu nasıl film ya? Bence hiç de çağdaş falan değil. Hem sonra niye park ha niye? Böyle şey olur mu ya. Bunun hamburgercisi var kebapcısı var. Sonra en önemlisi sen yılda bir defa buluş sonra bir kerecik bile öpmeden (Daha fazlasını yazmıyorum bile) kızı anasının evine gönder. Yok kardeşim böyle saçma film olur mu?. Bizim filmin başkahramanı solcu mu acaba diye düşündüm sonraları(kendileri Kartal Tibet oluyorlar). Şöyleki,

"1970 li yıllarda solcu öğrencimiz gece mesaisi yaparken polisler başı derde girer. Kovalamacının neticesinde çıkmaz sokağa giren kahramanımız balkon kapısı açık bir eve zor atar kendini. Evde tek başına kalan dul hatunumuz çocuğu saklar. Polis mahalleyi abluka altına alınca çocuk bir kaç gün evde zorunlu misafir olarak kalır.
Kadın yakışıklı öğrenciye hayran olur onunla birlikte olmak için işveler cilveler yapar. Ancak bizim yakışıklı delikanlımız kendisine yardım eden kadına ( O yılların anlayışına göre) bacı gözüyle bakması gerektiğini düşünür
ve kadının davranışlarını başka türlü yorumlamak istemez. Bu durum kadının canına tak eder. Bir sabah delikanlı
arka bahçede bulunan horoz ve tavukların aynı kümesde olduğunu ancak aralarında bölme olduğunu fark eder.
Kadına sorar,

-Bizim köyde horoz ve tavuklar aynı yerde bulunur siz neden ayırdınız? Diye sorar.

Kadın,

-Çünkü o horoz solcu o tavuklarda onun bacıları der."

Olmaz efendim olmaz. Sevgili Aynur bu yazın için seni protesto ediyor bundan sonraki senede bir gün buluşmamıza kadar açlık grevini sürdüreceğimi bildiriyorum (Bu ara göbek çıktı gitti bir yerlere belki bu sayede zayıflarım).

Saygılarımla

Ali İhsan Uğuz

 
Toplam blog
: 72
: 2174
Kayıt tarihi
: 11.04.08
 
 

3 Ocak 1958 doğumluyum. S.Muhasebeci Mali Müşavir olarak çalışmaktayım. Edebiyat ve sinema ilgim ..