Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '10

 
Kategori
Babalar Günü
 

Senin Babanı Melekler Aldı Yavrum

Senin Babanı Melekler Aldı Yavrum
 

Anne ile baba... Bir çocuğun gerek dünyaya gelişinde, gerekse hayatının karelerindeki gelişiminde katkıları bulunan, onu zorlu ve uzun bir yaşam serüvenine ilgi, sevgi ve özveriyle hazırlayan, üzerindeki emekleri bir diğerinden ne eksik, ne de fazla olan, yıllar önce karşılıklı atılan imzalarla temeli kurulan bir ailenin kader ortakları...

Gerek erkek, gerekse kız evlatlar olarak, annelerimize karşı duyduğumuz sevginin daha yoğun olduğuna dair yaygın bir görüş vardır. Doğum ile birlikte başlayan anne-çocuk yaşam ortaklığı; çocuğun, yetişkin bir insan olarak evinin dışındaki dünyaya ilk adımını atacağı güne kadar sürer, gider. Anne, çocuğun yaşam rehberi gibidir.

Baba ise, bu sevgi ittifakının genellikle dışında bulur kendini. Ama bir çocuğun, babasıyla paylaştığı bambaşka duygular vardır.

Anne ve baba sevgisinden yoksun bir çocukluk yaşamış olsaydınız, hangisinin eksikliği daha çok yakardı içinizi?

Hangisinin yokluğuna daha kolay alıştırırdınız kendinizi?

Peki ya ikisini de yanı başınızda hissederken, ansızın bir parçanızı yitirmek nasıl bir duygu olurdu sizin için?

Küçük bir çocuğa, babasının ölümü nasıl anlatılabilir? Belki de en zoru, hayatı daha henüz kavramaya çalışan küçük bir çocuğa, yaşamının ilk demlerinde ölümü, yok oluşu kabullendirmek. Babasının artık onunla olmayacağını, oyunlar oynamayacağını, ona oyuncak, şeker, çikolata almayacağını... Bunları hangi çocuk kalbi kolay kabul edebilir ki? İleride oyun arkadaşlarının, okul arkadaşlarının yanı başlarında onların babalarıyla karşılaştığında; bir isyan mı doğar içinde, yoksa bir tevekkül hali mi? Peki ya arkadaşlarının çocuk meraklarıyla soracakları 'Senin baban nerede?' sorularına vereceği nasıl bir cevap olur?

Babamız, her ne kadar çocuk yaşantımızın figüran oyuncusu gibi görünse de, hepimizin çocukluk yıllarına geri döndüğünde, babalarıyla birlikte yaşamış olduğu güzel anıları mutlaka vardır. Babalar, yaşları kaç olursa olsun çocuklarına belirli bir otorite ve yaptırım gücüyle yaklaşmayı tercih ederler. Onların yaramazlıklarına verdikleri her cezanın, attıkları her dayağın derinliklerinde; aslında bir parça kendi çocukluklarının karanlık geçmişi vardır. Belki birçoğumuz hayatındaki en şiddetli kavgaları, yine babasıyla etmiştir. Kimi zaman yıldızımız hiç barışmaz, okul harçlıklarımızın para kaynağı ve vakitsiz eve gelişlerimizin eli sopalı, ağzı sinkaflı sorgu amiriyle. Ama yaşadığımız tatsızlıkların boyutu ne kadar derin olursa olsun, onlarsız sürdüreceğimiz bir hayatı aklımıza bile getirmek istemeyiz.

Bazı çocuklar için Babalar Günü bir daha hiç gelmeyecek. Bazı çocukların yüreğine, bundan böyle her Babalar Günü'nde derin bir sızı çökecek.

Peki, onların içindeki bu derin sızı nasıl dindirilir? Cevaplandırılması en zor soru bu galiba...

BÜTÜN BABALARIN BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN.

 
Toplam blog
: 266
: 1321
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

1982 yılında İstanbul'da doğdum. Açık Öğretim Fakültesi İşletme Lisans eğitimimi 2005 yılında tam..