- Kategori
- Deneme
Senin en güzel yerin kahverengi gözlerin
SENİN EN GÜZEL YERİN
KAHVERENGİ GÖZLERİN
Sanki billur bir pınar
Ruhuma neşe sunar
Kahverengi gözlerin
Gözlerin yar gözlerin
Bakışların pek derin
Senin en güzel yerin
Kahverengi gözlerin
Gözlerin yar gözlerin
Rüzgârlar kadar serin
Ufuklar kadar derin
Kahverengi gözlerin
Gözlerin yar gözlerin
Mehtapta benzer aya
Bakarım doya doya
Sanki tatlı bir rüya
Kahverengi gözlerin
Gözlerin yar gözlerin
Benim göz rengime dair bildiğim ilk ve tek parça bu.Belki de bu yüzdendir gözlerime takıntım(!). Bilinmez. Bildiğim tek şey var, ben özellikle karşı cinsle sohbetlerimde uzun süreli göz temasından rahatsız oluyorum. Hâlbuki aynı zamanda bilirim ki sağlıklı bir iletişimin olmazsa olmazıdır göz teması. Bir sürü yükleme uçuşuverir zihnime; ebeveynlerim, partnerlerim, bilumum yakın ya da uzak çevremden edindiğim. Benim bildiklerim ise kaynar gider aradan.
Benim bildiklerim ya da daha doğru bir adlandırma ile uygulamak istediklerim ise bir çocuk gözüyle bakabilmektir dünyaya. Tıpkı annemin takvim yapraklarında okuduğum anekdotta olduğu gibi. Aynen aktarıyorum.
ÇOCUK GÖZÜYLE BAKABİLMEK
Babası İspanya’ nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkûmdu. Küçük kız, fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret için annesiyle birlikte hapishaneye giderdi. Yine bir ziyaret günü, babası için çizdiği resmi yanında götürdü; ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkûmlara verilmesi yasaktı.
Bu sebeple kâğıda çizdiği kuş resmini kabul etmemişler ve oracıkta yırtmışlardı.
Çok üzülmüştü küçük kız. Babasına söyledi bunu, o da “ Üzülme kızım, yine çizersin; bu sefer çizdiklerine dikkat edersin olur mu? “ dedi.
Küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü. Bu sefer kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti. Babası keyifle resme baktı ve sordu:
“ Ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne? Portakal mı?”
Küçük kız babasına eğilerek sessizce: “ Şşşşt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri.”