Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Nisan '08

 
Kategori
Öykü
 

Seninle birgün, ömre bedeldir...

Seninle birgün, ömre bedeldir...
 

Bir elinde bastonu,hergün yaptığı yürüyüşüne çıktı.Senelerdir hiç aksatmadan aynı güzergahta yürümeyi alışkanlık haline getirmişti.İlk önceleri 20 dakikada yürüdüğü yeri şimdi dinlene dinlene birbuçuk saatde ancak tamamlıyordu. İlk mola yeri olan cadde üstündeki parkta, artık benim dediği banka oturdu gelip geçeni seyretmeye koyuldu.

Her taraf ne kadar hareketliydi, her yaştan gelip geçen insanlar,arabalar...

Hayat ne güzel diye düşündü,yalnız bir şikayeti vardı...onca sene ne kadar da çabuk geçmişti.Çoğu isteği gerçekleşmemişti ama olsun diyerek kendi kendine gülümsedi.Torunları aklına gelmişti,keratalar ne çabuk büyüdüler de ev bark sahibi oldular,biri de bebek bekliyordu.

Genç güzel bir kadın geçiyordu önünden, birden Neriman'ı hatırladı,gözleri doldu. Sevmiş hem de çok sevmişti ama babası onunla evlenmesine razı gelmemişti. Evlendiği karısı iyi bir kadındı ama onun yerini hiçbir zaman alamamıştı.Geçtiğimiz sene de aralarından ayrılmıştı.

Evlendikten 10 sene sonra tesadüfen karşılaşmışlar ayak üstü konuşmuşlardı. Hala çok güzeldi,o da evlenmiş 2 oğlu olmuştu.Geçmişten hiç konuşmamışlardı ama bakışları buluştuğunda çok şeyler anlatıyordu. Üzerine siyah bir palto,boynunda mavi bir eşarp vardı.Tıpkı biraz önce ona benzettiği kadın gibi... Ne yapıyor acaba diye düşündü,sağ mı, iyi mi, hasta mı? Kocası hayatta mı yoksa onun eşi gibi... o da ölmüş müydü?

Ahhh dedi kendi kendine, keşke şurada çıkıp karşısına çıksa...hadi hadi diye söylenerek kalktı yerinden.Yürüyüşe devam etmeliydi,boş düşünceleri bırak dedi kendi kendine. Bir mola yeri daha vardı orada da dinlendi ve en son evin yolunu tuttu.

Birkaç saat sonra aynı parkta yaşlı bir kadın,gidip aynı banka oturdu. Gelip geçeni seyrederken aklına birden geçmişten bir anı düştü.Karşıdan gelen beyefendi nasıl da İlyas'a benziyordu...ne yapıyor şimdi acaba diye düşündü.Eşini kaybedeli 4 yıl olmuştu, çocukları farklı şehirlerde yaşıyorlardı. Arada onların yanına gidip kalırdı,anne bizimle kal diye ısrar etmişler ama o ben burada iyiyim demişti.Aslında içinden gizliden gizliye, İlyas bu şehirde ,olur ya belki yine dünya gözüyle bir kere daha görürüm onu diye düşünüyordu.

Sonra,aman ne saçma düşünüyorsun...bu koca şehirde kimbilir nerededir...hem görsen ne olacak ki?

Tam banktan kalmak üzereyken,yerde bir resim gördü...eğilip aldı ve şaşkınlıktan az daha şok geçirecekti. Bu kendi resmiydi,hem de tam 50 sene önceki...nasıl olabilir diye düşündü ve birden anladı ki İlyas da buraya gelmiş oturmuş, kimbilir nasıl olmuş da resmi düşürmüştü. Birden içini bir heyecan kapladı, demek hala onu düşünüyordu ve en önemlisi bu semtde oturuyordu. Karar verdi, onu arayıp bulacaktı,artık ne kadar ömrü vardı bilmiyordu ama son kez olsun bir göreyim diyerek muhtarlık aramaya karar verdi.

İkinci muhtarlıkta adresini bulmuştu ve işte şimdi evin önündeydi. Durdu bir soluk aldı, ne söylerim diye düşündü ve zili çaldı...

İşte böyle, seneler sonrası İlyas ve Neriman yine karşılıklı oturuyorlardı. İkisi de yalnızdı...bu sefer çok şeyler konuştular anlattılar anlattılar.

Sonunda kalan ömürlerini birlikte geçirmeyi kararlaştırdılar. İlyas'ın gözlerinden mutluluk yaşları dökülüyordu ve " seninle bir gün, ömre bedeldir" dedi.Neriman da ellerini uzatıp göz yaşlarını sildi " benim için de " diye cevap verdi.

 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..