Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '22

 
Kategori
Söyleşi
 

Serenad Bayraktar ile çok özel

Alternatif pop müziğin yeni akım temsilcilerinden Serenad Bayraktar, yaptığı şarkılar ve projeleri üzerine buluştuk. Genç müzisyen; 'İnatçı tavrım ve ailemin desteğiyle hayallerinin gerçekleştirdiğini' ifade ediyor.

Öncelikle müzik kariyerin, müziğe ilgin nasıl başladı? 

 
- Müziğe ilgim çok küçük yaşlarda başlamış. Annem ve babamın müzik öğretmeni olmasının bu durum üzerinde büyük bir etki taşıdığını düşünüyorum aslında (gülüyor). Birçok enstrüman dersleri aldığımı hatırlıyorum. Keman, piyano, hatta çok kısa bir dönem yan flüt bile. Fakat en çok ilgiyi piyanoya göstemişim. Tabii o sıralar (5-6 yaşlarındayken) sesimi de keşfettiğim dönemlerdi ve evde durmadan şarkı söylerdik annemle.. Her zaman üflemeli bir enstrüman çalmayı hayal ediyorum. Bazen tuba bazen trompet. Ama en çok trompet istiyordum açıkçası. Bazı filmlerde, çizgi filmlerde hep dikkatimi çekiyordu sesi. 
 
Konservatuar sınavlarına hazırlandığım dönemde de birkaç kez yakın bir aile dostumuz sayesinde trompette ses çıkarmışlığım oldu. Herhalde o kadar çok istemişim ki hayallerim gerçek oldu. Daha sonra ilk önce Eskişehir’de başlayan ve Hollanda’da devam eden konservatuvar eğitimimde vokal, trompet ve piyanoyu hep en ön planda tutmaya çalıştım. Aslında hala da öyle devam ediyorum diyebilirim.
 
Son şarkın 'Kalp Kırıntısı'nın oluşum süreci nasıldı?
 
- Kalp Kırıntısı şarkımı aslında tamamen Sevgililer Günü için besteledim. Aslında aklımda sevgililer günü için bir beste yapmak yoktu ilk başta. Fakat biraz müzik biraz da sözler ortaya çıkınca dedim ki bu şarkı sevgililer günü için olmalı. Biraz aşk, biraz sevgi, biraz üzüntü, biraz da kalp kırıntıları ekledim müziğimize (gülüyor)..  Aslında yapım aşaması, klip çekimleri ile birlikte en çabuk ve kısa sürede biten çalışmamız oldu. Müzikal anlamda en çok kendim gibi hissettiğim ve kendimi en iyi ifade ettiğim şarkım olduğunu düşünüyorum. Tarz olarak R&B jazz üzerinden yol izledik. Stüdyo aşamaları çok keyifliydi. 
 
Stüdyoda prodüktörüm Genco Arı ile birlikte vokal kayıtlarını alıp sevgili Evrencan Gündüz’ün back vokalleri ve elektrik gitarları kayıt etmesiyle üç gün içerisinde tamamen bitmiş halini dinledim. Bu gerçekten bir sanatçı için paha biçilemez bir duygu. Ve şarkımızı bitirdikten sonra tabii ki Murat Joker ve şahane ekibi harikalar yarattı. Klibimiz de şarkımıza uyum sağlayan, sade siyah - beyaz çekimler gerçekleştirdik. Dinleyicilerden aldığım geri dönüşler de çok güzeldi, bu nedenle her aşamasında harcadığımız emek karşısında aldığım bu güzel tepkiler benim için özel ve önemli..
 
Şarkılarının dinleyiciler üzerinde nasıl bir etki bıraktığını düşünüyor musun?
 
- Aslında bu zamana kadar tek bir tarza bağlı kalmak istemedim açıkçası. Hep kendime yakın olan sürekli dinlediğim tarzlar arasında şarkılarımı çıkarttım. Fakat hepsi yine de birbirlerine çok yakın tarzlar içeriyor. Bu nedenle dinleyici kitlemin de oluşmaya başladığını söyleyebilirim. Gelen tepkiler çok güzel, hepsi olumlu yönde. Kimisi takside giderken tesadüfen radyoda dinlediğini, kimisi Spotify çalma listesinde dinlediği, kimisi diğer sosyal medya mecralarından görüp tesadüfen dinlediği söylüyorlar. Hatta bir kere arabada giderken kırmızı ışıklarda başka birisinin benim şarkımı dinlediğine de rastlamıştım. Bunları görüyor olmak benim için gerçekten çok değerli açıkçası. 
 
 
Youtube kanalında pek çok İngilizce cover performansınız var. Ama siz Türkçe de söylüyorsun. Hangi dilde şarkı söylemek senin için daha keyifli?
 
- Açıkçası bir dil seçmek benim için biraz zor çünkü genel olarak şarkı söylemek bana çok keyif veren bir şey. Ama şunu da söylemem gerek şarkı söylediğiniz dili anlıyorsanız o zaman gerçekten pek fazla bir şeyin önemi kalmıyor (gülüyor). Önemli olan, karşı tarafa da o hissiyatı verebilmenin olduğunu düşünüyorum. Uncovered albümümü ise tamamen caz müziğine karşı olan tutkum sayesinde ortaya çıkarttık. Yaratım süresinde gecesi gündüzü benim için vakit harcayan ve kendime güvenmemi, sınırlarımın ötesine geçmemi sağlayan sevgili eşim Ahmet ve prodüktörüm Genco Arı sayesinde böylesinde enerji dolu bir albümü var edebildik.. 
 
 
Aynı zamanda konservatuarda trompette çalıyorsun. Bir müzisyen olarak sahnedeki sanatçıya ya da orkestraya trompetinle ile eşlik etmek mi yoksa sahnede önde kendi şarkılarını seslendirmek mi daha mutlu eder?
 
- Aslında bir seçim yapamam açıkçası. Çünkü ikisi de kendimi en iyi ifade edebilme şeklim. Tabii ki trompette 12 yıl boyunca profesyonel bir eğitim aldım fakat çocukluğumdan beri de profesyonel olarak şarkı söylüyorum. Bu nedenle ikisi benim için tek bir enstrüman. Klasik müzik ve orkestra konserleri dışında sesimi de trompetimi de her zaman ön planda tutmaya çalışıyorum. Mesela söyleyip aralarda çalmak gibi. Bu nedenle sahne üzerinde ikisinde de performans sergiliyor olmak bana fazlasıyla enerji veren ve dinleyicilerinde çok beğendiği bir şey. Konservatuvara girdiğimde 11 yaşımdaydım ve o zamandan beri sürekli trompetçi sanatçı kimliğimi geliştirmek adına hayal kurdum ve hala da kuruyorum (gülüyor).
 
Bunun içinde orkestralarda, solo olarak, küçük ensemble’larla, vs. çalmak için hayal kuruyordum. Aslında hayallerimi gerçekleştirdim fakat bu hiçbir zaman bitmeyecek bir şey benim için. Çünkü asıl amacım her zaman sahne üzerinde olabilmek. Aslında özetle ikisi de tam merkezde benim için, trompette profesyonel bir alt yapım olması sebebi ile şu an gönül rahatlığı ile şarkılarımı dinleyiciler ile buluşturuyorum diyebilirim..
 
 
Yurtdışında bulunmanla beraber müzik hakkında fikirlerinde değişimler oldu mu? Yeni bir coğrafya, yeni müzik türleri ile sana neler kattı?
 
- Hollanda, aldığım eğitimin yanı sıra içimde var olan ama çıkartamadığım bir Serenad’ın ortaya çıkmana sebep oldu. Bundan dolayı bu ülke büyük bir önem taşıyor benim için. Şarkılarımı ve bestelerimi burada aldığım eğitim ve zamanla oluşan özgüvenim sayesinde üretmeye başladım. Bu sayede yıllardır aldığım klasik müziğin yanı sıra caz armonisini de çok yakından tanımaya başladım.
 
Dünya müziğine karşı olan bakış açım çok değişti. Çağdaş müzik, modern müzik, flamenko, Tango ve Hint müziği gibi farklı birçok farklı tarzları burada daha yakından tanıma fırsatım oldu. Bu sayede bütün müzikleri önyargısız bir şekilde dinleyebilmeyi öğrendim. Bunun insanı geliştiren güzel bir şey olduğunu düşünüyorum. Buradaki yaşamım hem müzikal hem de kişisel kimliğime çok büyük bir katkı sağladı.
 
En büyük hayalin nedir?
 
- Aslında ne kadar büyük ve olması zor gibi gözüken hedefler kurarsak bir o kadar başarıyı yakalayabildiğimizi düşünüyorum. Bu nedenle hayallerimi hiçbir zaman sınırlamadım. Hayaller benim için sonu olmayan bir yol gibi. Karşıma ne çıkacağını bilmeden nereye varmak istediğimi bildiğim yeni rotalar oluşturuyorum kendime. Elbette birçok hedefim var fakat oraya giden yolda çoğu şey değişebiliyor. Hayallerimi her zaman aynı deftere not almaya çalışıyorum. Bu nedenle oraya yazdığım her hayalin üzerine yenilerini koyarak ilerlemek istiyorum. İnatçı tavrım ve yakın çevremin desteği sayesinde çoğu hedefimi yavaş yavaş gerçekleştirdim. Buna devam ediyorum. 
 
 
Şu sıralar kimleri dinliyorsun?
 
- Ben genel olarak çok sık müzik dinleyen birisiyim aslında. Evde, dışarıdayken kulağımda müzik hiçbir zaman susmaz, hatta bu nedenden dolayı zaman zaman annemle kavga bile ederdik (gülüyor).  Genel olarak dinlediğim tarzlar jazz, klasik müzik, RnB soul. Şu sıralar daha çok RnB & Soul dinliyorum. Bunlara örnek vermem gerekirse; Yebba, PJ Morton, Jill Scott, Mac Miler bunların başında geliyor. Daha sonrasında Kylie Minogue, The Weeknd, Bruno Mars, Ledisi, Alicia Keys, Nat King Cole, gibi örnekler verebilirim. Klasik müzikte ise genel olarak J. S. Bach, W. A. Mozart, A. Dvorak, G, Mahler ve P, I, Tchaikovsky diyebilirim.. 
 
Bundan sonra nasıl bir yol izleyeceksin?
 
- Bundan sonra kendi şarkılarımı, bazı bildigimiz Türkçe şarkıları bazen tekli bazen albüm içerisinde  yavaş yavaş çıkartmaya devam edeceğim ve bolca konserler vereceğim..
 
 
furkancanhazar@gmail.com
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 140
: 151
Kayıt tarihi
: 20.08.16
 
 

Popular Culture ..