Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Serinkanlı olabilmek!

Serinkanlı olabilmek!
 

Merhaba;

Uzun zamandır yazıyorum sizlere. Amacın ne, diye soracak olursanız birçok amacım var. Birincisi yazmadan duramıyorum. Yazmak benim, kendimi ifade biçimim oldu. İkincisi, bunu eğer bir disiplin haline getirebilirsem ki; epeydir yazdığıma göre getirebiliyorum demektir, o zaman hayalim olan köşe yazarlığı için kolları sıvayabilirim.
Bir insanda olmazsa olmazlardan biri, kendi işinde iyi olduğunu, önce kendine kanıtlamak bence! Toplumumuzda maalesef -kişilerin güven eksikliğini- giderecek kurumlar yok!

Konusunda uzmanlaşmış olduğu halde, güvensiz yetiştirilmiş olduğundan, işine hâkim olamayan bireyler o kadar çok ki! İşte bu yüzden güvenimi bilemeye ihtiyacım var. Bu yazıyı okuyan herkesin yorum yapmasını o yüzden bekliyorum..
“İşte ortaya çıktım. Buradayım, düşüncelerim de bunlar. Sahte, gizli değil; gayet apaçık ortadayım. Kimseden kaçarım yok! Beni farklı bulup, kızanlara söyleyecek sözüm şu; gelin birbirimizi böyle kabullenelim!”
Dün kızımla pazar “geç kahvaltısı” yaptık! Sofrayı o kadar coşkun hazırlamışım ki; kızım pastaneden simit almaktan vazgeçti ve neşeyle kahvaltı yaptık! Bunun üzerine bana ne mi dedi?
“Anne sen niye bu kadar sert bir insansın!”
“Ne? Ha! Ben mi? Sertlik mi? Yok ayol yanlışın var, ben gayet munis bir kadınım!”
“Ama herkes senden kaçıyor!”
“Yok canım, yanlışın var, herkes beni sever, kimse benden kaçmaz, aksine ben terk edersem ilişkilerim biter! Terk eden varsa o da 3- 5 kişi!”
“Acaba anneciğim; şöyle mi düşünsen; belki de seni kırmamak için senden kaçmadan mesafeli davranıyorlar ve sende bu yüzden kızıp, onları silip attığını sanıyorsun”

Vay canına! Hiç böyle düşünmemiştim. Yani; “Terk eden, aslında terk edilendir!” mi?! Öyleyse ben ne çok terk edilmişim! Ve ne çok ta terk edildiğimi sanıp, aslında ben onları postalamışım!
Kendimi o kadar yumuşak ve ezik görüyorum ki, kendime güvenebilmek adına gereksizce sertlik gösterisinde bulunuyorum demek!
Sonuç şu; kızım 19 yaşında ama benden daha berrak görüyor insan ilişkilerini. Ben, aramızdaki bu 30 yıl farkı nerelere saklasam?!.
Neyse bir pazar eğitimi almış oldum. Hem de evimde, kendi kendimize. Buna da şükür! Bu dersi bana, kim bilir, kimleri aracı ederek vermeye çalıştı hayat teyzemiz!.
Baktı olmuyor, en sevdiğim kızımı devreye sokup kulağımı büktü. Bundan da bir ders çıkaramayıp, kızıma tepki duyabilirdim ve “bacak kadar boyunla bana AKIL MI VERİYORSUN?” veya “seni kimler kışkırtıyor bu konuda bakayım, ha!” diye olayın üstünü yine sert bir kabukla örtebilirdim ama öyle olmadı. Durum ve şartlar benim bu dersi kabul etmem için hazırdı. Dersi aldım ve kabul ettim. Bakalım üzerime sinmiş bu sert güvensizlik kabuğunu nasıl yumuşatacağım.
İnsanlar olgunlaştıkça sertliklerinden arınırlar ama bu onları daha güçlü kılar aslında. Her düşen kabuğumuzu ardımızda bıraktığımızda yenilenir ve hayata karşı kendimizi daha çok kutsarız belki de! Serinkanlılığın ardında bir güven ve yumuşaklık vardır ve saygınlık buradadır asıl galiba!
Neden serinkanlılıktan dem vurdum?

Şu yaşadıklarımıza baksanıza müthiş bir cadı kazanı kaynıyor ve biz içinde fokurduyoruz. Birbirimize ateş püskürerek herşeyi içinden çıkılmaz hale getiriyoruz. Biz bir bütün olabilmeyi ve her türlü ayrışmaya karşı serinkanla karşı durabilmeyi öğrendiğimiz sürece dışardan hiç bir "EL OVUŞTURMA" sesi gelemez. Güçlü olabilmenin temel şartı karşıda duranın kimliğini sorgulamak değil, onun sorunlarını içselleştirebilmektir galiba.

Bunu ne zaman anlayacağız bilmiyorum ama bizim hepimizin birbirine ihtiyacı var. Kin gütmeden yaşamak adına sorunları serinkanlıca ele almayı başarabilmemiz lazım.

Son olarak VAN'daki deprem yüreğimizi yaktı. Allah ölenlere rahmet, kalanlara yardım etsin ama öncelikle biz ayrıştırılmaya çalışıldığımız kardeşlerimize dost elini uzatırsak işte o zaman ne mutlu bize!

"Ne mutlu Türk'üm diyene" elbette ama önce "Ne mutlu insanım diyene" değil mi?
Sevgilerimle
Berrin Aksu

 
Toplam blog
: 171
: 522
Kayıt tarihi
: 18.12.10
 
 

Üniversite mezunuyum. Dekoratörüm. Yazmayı çok seviyorum. 200 kadar şiirim var. Sinema ve tiyatro..