- Kategori
- Deneme
- Okunma Sayısı
- 119
Ses

Senle konuşmak, kitap okumak gibiydi. Saatlerce usanmaksızın heyecan ve merak ile sayfa sayfa okuduğum..
Senle olmak nere gideceğini bilmeden kendimi yollara vurmak gibiydi. Ne gideceğim yeri ne de yolun sonunun nereye çıkacağını bilmemek gibi..
Huzur bulduğum göğsün, kuş tüyü misali yumuşaktı.. başımı yaslayıp ilaçtan farksız kokun ile hep uyumak uyumak uyumak istediğim..
İki ayrı bedende atan tek yürek gibi olsak da sen ve ben, resmi tamamlanmamış sevginin iki kırık kalbine sahip
Aynı şehirde aynı yıldızlar altında ayrı çatılarda tutsak iki yabancı ama iki sevdalı.
Gülüşün gün ışığıydı. Her güldüğünde yüreğimdeki buz dağlarını eriten..
Aklıma düştüğünde bir nefes kadar sık sanki akıp gidiyorsun içimden, damla damla gözlerimden..
Anlamını yitiren kelimeleri yazıyorum sadece yazabildiklerimde ben. Sustuklarımın son çaresi yazılabilenlerde..
Ve söylemek istediklerim sadece susabildiklerimde benim birçok anlam barındıran, sağırlaşan kulaklara anlamsız çığlıklarla…
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Güneşi arayan toprak ve buğday sesi gibidir,yankılanır gönlün cevherine çarpar çarpmaz;bulutlar duyar da bu iniltiyi nehirler akıtır hemen sevdanın yanan ağzına gülsün diye aşkın susamış yüzü...Ne güzeldi!Şiir tadında.Yüreğinize sağlık Aslım.Selam ve saygılarıml.
Abbas Oğuz 11.03.2017 12:44- Cevap :
- Abbas bey, şiirsel içten ve duygu yüklü yorumunuz için teşekkürler..Sevgiyle kalın 13.03.2017 17:08