Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Sessiz evler...

Sessiz evler...
 

Sessizliği sever misiniz? devamlı olmasa da arada sırada her insan, sessizlik içinde dinlenmeyi sever. Yalnız dinlenmek değil elbette, birşeyler düşünmek hatta yazı yazı yazmak için sessizliğe ihtiyacımız var.

Acaba yanılıyor muyum? bir yandan müzik dinlerken veya Tv açıkken düşünüp yazı yazabilir miyiz? ben hiç yapmadım belki de denemek lazım.

Denemek dedim de aklıma geldi, çoğu şey denenmeden doğrumu yanlış mı yoksa eksik mi olduğu anlaşılamıyor.

Mesela sessiz bir eviniz olmasını istermiydiniz? şöyle kafa dinleyeceğiniz bir odanız... evde çıt sesi bile yok. Ben istemiştim geçmişte tabii. O zamanlar çok gençtim henüz evlenmemiş yani baba evindeydim. Rahmetli babacığım çok asabi bir adamdı, devamlı herşeye sinirlenir bağırıp dururdu. Ben de o zamanlar Rabbime yalvarıp dururdum " ne olur bana sessiz bir ev ve sessiz bir koca ver " diye...

Meğer ne kötü şey dilemişimde haberim yokmuş. Hiç konuşmayan devamlı herşeye küsen bir eş, günlerdir soğuk bir savaşın hüküm sürdüğü, sadece tenecere tava çatal bıçak seslerinin duyulduğu bir ev... Gece olunca yatağın iki ucuna çekilmiş, kıpırdamakdan çekinen iki beden...

Aynı sesiz günlerin birbiri ardına tekrarı ve çözülemeyen bir sürü problem. Yalnız bu kadarla kalsa iyi, en kötüsü ise bu çözümsüzlüğün getirdiği kızgınlıkların birikmesiyle oluşan... nefret duygusu . Bu noktaya geldi mi zaten artık o ilişki veya evlilik için kaçınılmaz son, ayrılık...

Halbuki ne güzeldir arada sırada seslerin yükselmesi, tatlı atışmalar tartışmalar hele sonu öpüşmeyle sarılmayla biten barışmalar...

Tartışan çiftler daha mutlu oluyorlarmış, çok doğru ben de bu düşüncedeyim. Her iki tarata fikrini karş tarafa söylemeli, neden rahatsız olduğunu anlatabilmeli, arada sırada sesle ahenkli bir şekilde yükselmeli tabii fazla yükselmeden ve havada birşeyler uçuşmadan:))

Bir komşumuz vardı taşındığımız yerde, ilk tanıştığımızda bir garip gelmişti bana, çok sık tartışıyorlardı hem de çekinmeden, bizim yanımızda bile. Hatta arada dedikodularını yapıyorduk, "bunlar hiç anlaşamıyor ayrılabilirler" diye ama sonradan gördük ki... aslında çok iyi anlaşıyorlar. Devamlı itişip kakışmak iyi bir şey değil ama bazı insanlar bundan hoşlanıyor. Ama kırıcı olmamak şartı ile.

Araştırmalara göre kadınların yüzde 10'u sık sık (yüzde 3.6) ve ara sıra (yüzde 6.5) dayak yiyor.

Erkeklerin ise yüzde 2.1 sık sık, yüzde 1.2 'si de ara sıra eşleri tarafından dövülüyormuş. Duygu ve düşünceleriyle uyumlu ilişkisi olanların daha fazla kavga ve dayak yaşadığının belirlendiği araştırmaya göre, eşler bu durumdan birbirlerini sorumlu tutuyormuş.

Sessiz olmasın derken bu noktayıda göz ardı etmemek lazım sesin ayarını açabilirsiniz ama, aman dikkat... başka ayarlar bozulmasın.

Hareketli ve sevgi dolu günler...

 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..