Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '09

 
Kategori
Blog
 

Sevgili Milliyet Blog Yönetimi…

Sevgili Milliyet Blog Yönetimi…
 

Bugüne değin sizlerle bir kerenin dışında hiç mailleşmedik, o da tekzip konusunda bir sorum olmuştu, yeterli yanıtı da almıştım, birilerini şikayet etmedim, onlar olsun, bunlar da diye mailler de döşenmedim…

Neden, niçin, ama niye tarzı sorularımla vaktinizi de hiç almadım, bilirsiniz…

İlk kez bir talebim olacak, bu talebi mail olarak da size ulaştırabilirdim, ancak böylesinin daha uygun olacağını düşündüm..

Blog sayfası olmayan üyelerimize gerektiğinde ulaşabilmemizin teminini rica ediyorum.

Söz konusu üyeler nasıl ki bizlere ulaşabiliyorlarsa, mail aracılığı ile bizde onlara ulaşabilelim, mesaj atabilelim istiyorum.

Oğlumun rahatsızlığı ile yazdığım yazıya, örneğin, bir yorum aldım, yeğeni için yardımcı olmamı istiyordu, yanıtladım, ancak elde değil, merak ediyor insan, bir mesaj atıp işe yaradı mı diye sorasım geliyor, mümkün değil…

Bazen öyle bir yorum geliyor, zehir zemberek, olabilir tabii ki, olsun da zaten, de, yakışır şekilde yanıtlıyoruz, kızgınlığı geçmiyor, hatta bileniyor bazen, din ya da siyaset konularında yaşanıyor genelde, bir yorum daha yazıyor, yazsın, ne mutlu blog dışı takip ediliyoruz, adam “Salak!” diyor neredeyse, “Sensin salak!” denmiyor elbette!

O demiş! Belki benim de diyesim gelmiş! Ahh, bir mesaj atabilsem şuna diye geçiyor vallaha insanın aklından!

Ya da, anlıyorsun, sıkıntısı çok, ilişkiler konularında yaşıyorum bunu en çok, daha çok şey paylaşmak istiyorum, ancak özelidir diye tedbirli davranmak zorundayım yorum cevabımda, ahh bir mail atabilsem de, şekerim üzülme, böyledir bak bu işler desem…

Ne zamandır aklımdan geçiyordu üyelere de mail yoluyla ulaşma gereksinimi, son olarak blog camiasından Ümit Culduz ve Pirmete aslında birbirleriyle mailleşebilse daha mı kolay anlaşırlardı diye düşündüğümü yakaladığımda, anladım ki artık bu düşüncemi sizlerle paylaşmalı, çözümü için bir ricada bulunmalıydım!

Bilirsiniz, bazı problemler gereğinden fazla büyürler, nedeni probleme tanık olan kişilerin çokluğudur…

Örneğin karı-koca kavga eder, ev içinde yaşanmışsa duruma göre bir saat- üç gün içinde ortak noktada buluşulur, aynı kavga arkadaşlar, aileler arasında yaşanırsa, var olan probleme bir de tanıkların önünde küçük düşme, yargılanma, haklı çıkma gibi kaygılar yüklenir ki, insanın doğasında vardır, hem uzlaşma daha zordur, hem de uzlaşılsa da iç acıtan bir tarafı kazılı kalır…

Çok acil bir durum değildir, ancak bir toplantınızda gündeme alırsanız ve uygun bulup, maliyeti de pek fazla değilse, uygulamaya alırsanız sevinirim.

Bu arada, göremediğim olumsuz tarafları da olabilir, bu nedenle iletişime kapalı tutmak tercih edilebilir, öyle bir gerçek varsa, bilmediğime, düşünemediğime verin…

Peşinen teşekkür ve sevgilerimle,

Gülgün Karaoğlu
Şubat,25/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..