Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '12

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Sevgililer Günü'nde ayva mı, nar mı yersiniz?

Sevgililer Günü'nde ayva mı, nar mı yersiniz?
 

Ayvası var, Narı var, Ne güzel yasası var!...


10 Yıllık bir aşktan sonra geçen sene Sevgililer Gününde 14 Şubat 2011 tarihinde nikahları kıyıldı. Bu aşkın ilk meyvesi 1 Temmuz 2012, ikinci meyvesi 1 Ocak 2013 ve üçüncü meyvesi de 1 Temmuz 2013 tarihinde doğacak. Böylece Tayyib'in üç çocuk tavsiyesine de uyulmuş olacak! Ortaya çıkacak bu meyvelerin AYVA mı yoksa NAR mı olacağını hep birlikte göreceğiz. Altı ayda çocuk olur mu demeyin, geride 10 yıllık bir ilişki varsa hemen de çocuk olabilir!

Ticaretle, hukukla, iş dünyasıyla ilgili olanlar yeni Türk Ticarek Kanunundan söz ettiğimi sanırım anlamışlardır, anlamayanlara da aslında hak veririm. Çünkü ben de henüz anlamayanlardanım. Elimde TOBB'un hazırlattığı (dikkat yaptığı demiyorum)1832 sayfalık iki e-kitap var. 1535 Ana, 44 geçici maddeyi okuyup anlamak isteyenlerin toplamda dört ay süresi var. Kanun adım adım, altışar aylık üç aşamada devreye girecek. İlk sürece bakıp dört aylık süreyi kullandığımızda her gün 10-15 sayfa okunarak bu eser rahatlıkla bitirilebilir. Tabii ki okumayla anlamanın aynı eylemler olduğunu kabul edersek...

Yeni TTK'nın hazırlık aşamasının 10 yıl sürdüğünü yine TOBB'un e-kitabından öğreniyorum. Eğer konuyla ilgili akademisyenlerin hazırlığı 10 yıl sürdüyse bunu anlamanın ne kadar süreceğini varın siz düşünün. Bu nedenle hemen okuyup da "AYVA mı yoksa NAR mı" kararını vermek kolay değildir, esas olarak iş dünyasının çıkan meyveyi nasıl algılayacağı ve nasıl yiyeceği önemlidir.

Bugünkü Aydınlık Gazetesinde yasanın mimarı Prof. Ünal Tekinalp'in EBSO'da (Ege Bölgesi Sanayi Odası) yaptığı toplantıyla ilgili haberi okudum. Özetle EBSO Başkanı Ender Yorgancılar "1 milyon 300 bin üyesi olan TOBB'un konuyla ilgili düşüncelerini dikkate almak zorundasınız" derken Prof. Tekinalp Yorgancılar'ı ve TOBB'u yasayı anlamamakla, hatta kitabı uzatarak okumamakla itham ediyor.

Ülkenin yetiştirdiği ki değerli insanın anlaşamamasını çok rahat anlayabiliyorum. Konunun özüne girmeden ana hatlarıyla bile bakıldığında aradaki düşünce farkı rahatlıkla görülmektedir. Öncelikle Tekinalp Hocanın yaptığı çalışmanın son derece anlamlı ve faydalı olduğuna inanıyorum. 10 Yıl bu konuda kafa patlatan, hatta hukuk fakültesine girişinden hesaba katarsak 58 yıldır hukukla iç içe olan birinin elbette söyleyecek çok fazla sözü olacaktır.

Ancak hocanın hazırladığı ve uygulamaya koyduğu çalışma, bilimsel bile olsa halkın dokusuna uymayabilir. Tekinalp Hocanın uzmanlığı hukuk ise TOBB'un uzmanlık alanı da Uygulamalı Ticarettir, ekonomidir. Herkes kendi alanındaki bilgiye saygı göstermeyi bilmezse ortaya çıkan durum hocanın "Bir Daha İzmir'e gelmem" lafıyla özetlenebilir.

Gazete Prof. Tekinalp'in "Bir daha İzmir'e gelmem" dediğini yazsa da hocanın bunu söyleyip söylemediğini, ya da hangi tonda ne amaçla söylediğini bilemiyorum. Tamamen şaka amaçlı da, ciddi bir şekilde de söylemiş olabilir. Gazetedeki haberi sadece söze dayanarak yorumlamak yanlış olabilir. Bu nedenle hocanın bu sözü sarf ederken yüzündeki mimiklerini görmeden veya videodan seyretmeden böyle bir yorumu yapmanın cahillik olacağını düşünüyorum. Her ne kadar bu hassasiyeti "gazeteciyim" diye ortalıkta gözükenler yapmadıysa da ben yapmak zorundayım!

Yine de konuyla ilgili bazı yorumlar yapmak mümkün;

1. Yasanın bu kadar uzun sürede hazırlanması işin zorluğunu ortaya koyuyor.

2. Bu nedenle okunması, anlaşılması ve yorumlanması da uzun sürecektır.

3. Yazılan kanun metni son derece yasal ve çağdaş olsa da (ki hocanın düşüncesinin bu olduğunu tahmin etmek zor değil) toplumun ve ekonomi dünyasının buna vereceği cevap önemli olacaktır.

Yani takılan uzuvlar son derece sağlıklı ve hastayla uyumlu "gibi gözükse" de vücut bu uzuvları reddedebilir. İşte TOBB'un ve EBSO'nun uyarılarının bu aşamada dikkate alınması gerekir. Yapılan tüm iyiniyetli yasal çabaların bırakın toplumu, 100 kişi içinde anlaşılması ve uygulanması bile aynı olamaz. Her yasa gibi bu yasanın da anlaşılması, uygulanması ve topluma malolması zaman alacaktır. Yasanın "nekahat dönemi"nde hastanın sağlığı açısından kullanılan ifadelere, yapılan tartışmalara, verilen emeklere ve özellikle karşılıklı saygıya dikkat etmek gerekmektedir. Hastanın doktora inancını kaybetmesi gibi, Eğer yasayı uygulayacak olan ticaret dünyası kanuna inancını kaybederse yasa ne kadar iyi olursa olsun sonuç hastayı kaybetmek olacaktır.

Özetle hastanın ayvayı mı yoksa narı mı yediğini görmek biraz zaman alacaktır.

 
Toplam blog
: 64
: 968
Kayıt tarihi
: 28.10.07
 
 

Mülkiye İşletme mezunuyum ve aynı zamanda Sakarya Üniversitesi Maliye Bömlümünde doktora öğrencis..