Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '10

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

SEVGİSİZLİĞİN NEDENİ NEDİR?

SEVGİSİZLİĞİN NEDENİ NEDİR?
 

Sevgisiz bir toplum kaosa sürüklenir


Dünya da meydana gelen savaşların, merhametsizliğin, adaletsizliğin nedenleri hakkında hiç durup düşünüyor musunuz? Hergün haber bültenlerinde acımadan insanların birbirlerini öldürmelerini, kavgalarını, dolandırmalarını görüyoruz. Bütün bunlar ne kadar sevgisiz, acımasız bir ortamda yaşadığımızı gösteriyor. İnsanlar sokakta bırakın selam vermeyi, birbirinin yüzüne bakmadan dolaşıyor. Bir adam çıkıp acımadan gencecik bir kızı öldürüyor. Neden yaptın diyorlar sevdiğim için diye yanıtlıyor. Artık öyle bir hale gelinmiş ki sevgi adına sevgisizlik yaşanıyor. En kötüsü bu durumun çoğu insanda ülfet (alışkanlık) olmuş olması. Sanki yaşananlar hayatın bir gerçeğiymiş ve hayatın içinde bunların olması normalmiş gibi düşünülmesi.Oysa ki bu yaşananların hiçbiri normal değildir. Çünkü Allah insanları fıtrat olarak sevgiden, hoşgörüden, güzellikten, saygıdan, vefadan hoşlanacak şekilde yaratmıştır. İnsanlar sevgisizliğin kaynağını bildiği zaman bu sorunlara çözüm de kolaylıkla bulunabilecektir. Sevgisizliğin tek nedeni ise din ahlakı’nın yaşanmıyor olmasıdır. Yüce Allah Kuran’da şöyle bildiriyor: Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah’ın o fıtratına çevir ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. (Rum suresi, 30)

Yüce Allah Kuran'da insanlar için seçtiği İslam dininin, insanın fıtratına (yaratılışına) en uygun yaşam şekli olduğunu bildirir. Diğer bir ifadeyle insanın fıtratı, Allah'a kul olma ve Allah'a güven üzerine kuruludur. Eğer Yüce Allah'a bağlanmaya ve her işinde O'na yönelmeye muhtaç olan insan, bu fıtrata uygun olarak yaşarsa, gerçek güvene, huzura, mutluluğa ve kurtuluşa ulaşır. Bu fıtratı reddedip, Kuran ahlakından yüz çevirdiğinde ise, sıkıntı, korku, endişe ve azap dolu bir hayat sürer.

İnsanlar için geçerli olan bu kural, toplumlar için de geçerlidir. Eğer bir toplum, Allah'a iman eden insanlardan oluşuyorsa; adil, huzurlu, mutlu bir toplum olur. Ancak eğer bir toplum Allah'tan ve iman etmekten yüz çevirmişse toplumun düzeni de temelden bozuk, çürük ve ilkeldir.

Allah'tan yüz çevirmiş olan toplumlar incelendiğinde bu gerçek kolaylıkla görülür. Dinsizliğin doğurduğu en önemli sonuçlardan biri, her şeyden önce ahlak kavramının yok edilmesi ve tamamen dejenere olmuş toplumların meydana gelmesidir. Dini ve ahlaki sınırları çiğneyen ve yalnızca insani isteklerin tatminine dayanan bu kültür, aslında gerçek anlamda bir zulüm sistemidir. Böyle bir sistemde cinsel sapkınlıktan uyuşturucuya kadar her türlü dejenerasyon teşvik görür. İnsan sevgisinden uzak, egoist, cahil, düşünemeyen ve aklını kullanamayan toplumlar oluşur. Çünkü bu toplumların insanları, Allah'ı "arkalarında unutuluvermiş " (Hud Suresi, 92) olarak (Allah'ı tenzih ederiz.) kabul etmişlerdir, dolayısıyla da Allah korkusunu bilmeyen kişilerdir. Tüm bunların bir sonucu olarak, dünyadaki yaşamlarını mümkün olduğunca istek ve tutkularını tatmin etmeye çalışarak geçirirler. Bu sebeplerle de fıtratına uygun yaşamayan kişilerden oluşan, Allah inancı olmayan toplumlarda -din ahlakına göre yaşayan toplumların aksine- asla huzur, mutluluk, güven ortamı oluşamaz.

http://www.yasaminamaci.com/ http://www.herseydehayirgormek.com/

 
Toplam blog
: 145
: 1324
Kayıt tarihi
: 08.11.09
 
 

Dünyaya sevginin hakim olması için iyilerin ittifak etmesi gerektiğine inanıyorum. Sevgi, şefkat,..