Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '08

 
Kategori
Haber
 

Sevkülceyş.

Sevkülceyş.
 

İzlem…

Ya da strateji…

Daha açık anlatımla; bir ulusun, barış ve savaşta benimsenen politikalara destek vermek amacıyla politik, ekonomik, psikolojik ve askerî güçleri bir arada kullanma bilimi ve sanatı… Bu sanatı, uluslararası boyutta da düşünebilirsiniz…

“Sevkülceyş” kelimesi ise, işin Arapça şey etmesi, yani Arapça demesi…

Ukalalık edeceğiz ya, baştan Arapça edelim hiç değilse… Belki “Arapça”dan anlayan biri bulunur…

Geçmişin deneyimlerinden, ilimden, fenden ve de bilimden yararlanarak geleceğe yönelik “Doğru” işler yapmak üzere plan yapmanın adına kısaca strateji diyoruz. Ya da Türkçe ifade ile izlem, Arapça ifade ile de sevkülceyş…

Eğer bu işi doğru yapmazsanız, “İyi olacak” diye başlattığınız işin sonunda, bir de bakmışsınız ki kendinizi kapana düşürmüşsünüz…

Aslına bakarsanız Türkiye bunları çok yaşadı…

Geçmişi unutarak, geleceğe yönelik, ilim ve bilim dışı planlamalar sonunda bir de baktık ki her şey baştan sonra yanlış olmuş.

Örneğin; ülkemizi demiryolu ağı ile donatacağımıza, ABD’nin oyununa gelip karayolu ile donattık. Bugün akaryakıtın pahalılığından söz ediyoruz.

Tarım ve hayvancılık ülkesi olan memleketimizde, tarım ve hayvancılık politikaları geliştiremedik, şimdi ne ürettiğimiz satabiliyoruz, ne de tüketimden vazgeçiyoruz…

Dimyata pirince giderek, evdeki bulgurdan olduk anlayacağınız…

Pirinç deyince, pirinci de ithal etmeye başladık biliyorsunuz.

Elimizdeki en kıymetli zirai ve ticari ürünlerimizi de satamaz olduk. Birilerinin cebine para sokacağız diye, fındık ürününde üreticinin düştüğü durumu görmelisiniz.

Kömür çıkaramaz olduk, döndük fuel-oil’e…

O da olmadı, döndük doğal gaza…

Döşedik yurdun dört bir yanını lastik borularla, şimdi gaz da yok, hava da…

Suyumuzun önünü kapatıp elektrik üretiyorduk, vazgeçtik onu da gaza bağladık…

Kendimizi bağladık bir pamuk ipliğinin ucuna, şimdi de kalkmış kafa tutuyoruz el âleme…

İşin en ilginç yanı, biri kafa tutuyor, öteki “Yok olmaz… Anlaşalım, konuşalım, bakalım” diyor…

Anlaş, konuş, bak… Ama dön de bir de kendine bak bakalım, nereden nerelere gitmişiz…

Dedik…

Yıllardan beri hem de…

Bu gidiş iyiye gidiş değil “Stratejinin yanlış” dedik, anlamadılar…

Şimdi bir de Arapça diyeyim, belki anlayan bulunur, hani o yolda eğitim filan da almıştır, biraz da olsa Arapça biliyordur umudu ile…

Beyler…

“Sevkülceyş”iniz yanlış, bir daha gözden geçirin derim ben…

Tabi Arapçadan biraz olsa anlıyorsanız, ne dediğimizi anlıyor olmanız gerekir de…

04 EYLÜL 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..