Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '06

 
Kategori
Haber
 

Töreye katık edilen yürekler - Berdel-

Töreye katık edilen yürekler - Berdel-
 

Berdel kısaca aileler arasında “kız değiştirme” anlamına geliyor. Başlık parasını denkleştiremeyen delikanlı evlenmek için kızkardeşini, sevdiği kızın ailesine gelin olarak veriyor. Ya da birbirini seven genç aşıklar birlikte kaçtılar diyelim. Olayın kan davasına dönüşmemesi için damadın kızkardeşi gelinin ailesine “töre”gereği gelin(!) gidiyor. Bunun da adı töre oluyor.

Kız çocuklarının toprağa gömülmesinin önüne geçen bir peygamberin dini İslama inanan bu coğrafyada, kendi ellerimizle kızlarımızı diri diri toprağa gömüyoruz. Bilgi, teknoloji ve uzay çağında töre için körpe yürekleri töreye katık ediyoruz.Töre kanunu dini, insani ve vicdani bütün kanunların üzerine çıkıyor. Ocaklar kararıyor, yaşamlar yaşanmaz hale geliyor.

Doğu ve güneydoğu bolgemizde daha yaygın olan “berdel”töresi,köyden kente kontrolsüz göç ve çarpık kentleşme nedeni ile de metropol şehir hayatının da bir parçası artık.Gün geçmiyor ki başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerimizden töre cinayetleri haberi gelmesin.Gencecik bedenlerin “aile meclisi”tarafından alınmış infaz kararları da töre gereği vicdanlar kıpırdamadan yerine getiriliyor.

En son tecavüz ettiği kadının kocasına olayın kan davasına dönüşmemesi için kızını veren adamın haberini de akıl duvarımın sıvaları çatlarcasına izledim.Sen kalk evli bir kadına tecavüz et sonra da kan davası olmasın diye kızını evli bir adama “be(r)del”olarak ver.Rezillik, çürümüşlük, eğitimsizlik, bilgisizlik ne derseniz deyin ama bunun adı insanlık adına utançtan başka bir şey değildir.

Yüzyıllardır bu iklimde yaşamış, devletler kurmuş, devletler yıkmış, yiğitliği, kahramanlığı, dürüstlüğü ve misafirperverliği dillere destan olan Anadolu’mun insanı kendini nasıl bu hale getirdi?Bu töreleri kim,ne adına çıkardı?Ve kimler bu töreleri kabul ederek yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirdi?

Aydınlanma çağını yaşayamadan, ümmet geleneğinden bireysel toplum oluşumuna geçemeyen,sığ politikaların oyuncağı haline gelen insanlarımız kendi törelerini kendileri yarattılar. Devletin,hukukun olmadığı ücra köşelerde devlette,hukuk da töre oldu.Ve o töreler bugün kimi bedenlerin ölüsünü ya da dirisini toprağa gömerken, kimi bedenleri de demir parmaklıklar arkasında çürümeye mahkum ediyor. Aşiret ve ağalık yönetiminin mutlak olduğu feodal yapı devam ettiği müddetçe de bu zincir kırılamayacak gibi duruyor.Çünkü yüzlerce binlerce insanın kaderini de bu zincir tayin ediyor.

Köy enstitüleri bir umuttu bu zincirin kırılması için.Ancak o da “siyasi törenin” kurbanı oldu. Toprak,tarım ve hayvancılık politikalırımız da medenice güncellenemediğinden töre geleneği yazgı olmaktan çıkamıyor.

Topyekün bir eğitim ve kültür atağı yapılmazsa, toprak, tarım ve hayvancılık alanları geliştirilmezse,doğu bölgelerindeki mesleki eğitime kız çocukları dahil edilmezse, ağalık, aşiret yapısı ortadan kaldırılmaz ya da yeniden yapılandırılmazsa, töreden kaçanların teröre yakalandığı sistem değiştirilmezsa daha nice canlar, nice cananlar yok olup gidecek gözlerimizin önünde.Bazılarımız bunu önemsemeyecek bile hatta soracaklar birbirlerine:”Tülin ,Caner’e nasıl çapkın baktı gördün mü?”diye.......

 
Toplam blog
: 242
: 1784
Kayıt tarihi
: 24.06.06
 
 

1970 doğumluyum.Karadenizin bir sahil şehrinden, hayatın güler yüzlü tarafına tutunmak için İstan..