Şeytanın günahını almayın

Yerel seçimde oy kullanacağınız pusulanın fotoğrafını zarfa girmeden önceki son haliyle cep telefonuyla çekmeyi sakın unutmayın.
Tekrar ediyorum, sakın unutmayın.
Bir anlık unutkanlığınız sonucunda çoluk çocuğunuzun dahil hepinizin hayatı kararabilir.
İşiniz varsa işinizi kaybedebilir, işsiz kalabilir, yardım aldıysanız veya halen almaktaysanız bu yardım kesilebilir dolayısıyla donma tehlikesi geçirebilir, gıda yardımı alıyorsanız gıdasızlıktan, açlıktan perişanları oynayabilirsiniz. Hele ki, bir çoğu gibi hepsinden, yani siyasetin tüm nimetlerinden yararlanıyorsanız, bunların kesilmesiyle cümleten terk i diyar edebilirsiniz.

Bu kadar mı?
Daha ne kadar olsun demeyi çok isterdim.
Ancak bu kadar değil.

Seçim sonuçlarına göre, size bazı vaatlerde bulunulmuşsa ve siz de cep telefonlarınızla kullandığınız oyun rengini ispatlayamaz iseniz bu vaatlerin üzerine bir bardak soğuk su için.
Vaat öncesi konumunuzu bile mumla arar olabilirsiniz.
Benden söylemesi.

Bu vaat; hak edenin hakkını gasp edip, yetim hakkından, doğruluk ve dürüstlükten dem vuranlar arasında gelişip büyür. Vaatleri veren ve bu vaatleri bünyesi kabul eden insanlar(!) arasında hiç bir fak yoktur. Bu yüzden menfaat ilişkileri birinci derecededir. Kurtarılması, korunması da birinci derecededir. Geri kalan palavradır.
Bu itibarsızlıkla yola koyulanlarla, son zamanların popüler sözü 'şeref' den yola çıkarak 'şeref'i kimseye kaptırmayanlar durumun vehametini kavrasınlar.
Telefonları kameralı ve şarjları tam olsun.

Konuyu Hürriyet'in haberini şaşkınlıkla okuyunca, yazma ve paylaşma ihtiyacı hissettim.

Yukarıdaki yaratıcı fikrin sahibi tamamen uygulayıcı parti veya partilerdir.
Lütfen şeytanın günahını almayın. Eminim bu şeytanın bile aklına gelmemiştir.