Sibel Unur Özdemir’den Yetişkinlere Yönelik Bir Kitap

Öykülerden oluşan “Üç Oda Bir Salon” isimli kitap edebiyat dünyasına ‘merhaba’ dedi.

Berikan Yayınlarından çıkan “Üç Oda Bir Salon” isimli kitapta Sibel Unur Özdemir’in kaleminden yüreğe dokunan 21 öykü yer alıyor. Öyküler somut ve soyut kavramlar üzerine kurulu.

Eserin gerek adı gerekse tasarımında göze çarpan bir başkalık var. Kitap adını her mekânda yaşanan farklı olaylar olduğu imgesinden yola çıkarak alıyor. Hani “şu duvarların dili olsa da anlatsa” denir ya zaman zaman. İşte “Üç Oda Bir Salon” da odalarda, salonlarda, antrelerde, sandık odalarında belki pencere çerçevelerine belki de kapı pervazlarına saklanan, duvarlara sinen birbirinden farklı öyküler okuyacaksınız ki hepsi de yüreğinize bir yerinden dokunacak.

Yüz elli sekiz sayfa olan kitabın dili sade ve akıcı.  Daha çok bireylerin ruh hallerine, duygu ve düşüncelerine yönelik bir anlatımın hâkim olduğu eserde seçilen konularda dram ağırlıklı olmakla birlikte bazı öykülerde fantastik tatlara da rastlanıyor.

“Üç Oda Bir Salon” isimli öykü kitabı Sibel Unur Özdemir’in “Belki İstanbul’dayım” ve “Sen, Sen Adalı Kız, Ah!” adlı öykü kitaplarından sonra yetişkinler için kaleme aldığı üçüncü öykü kitabı olma özelliğini taşıyor.

ARKA KAPAKTAN;

“Telli duvaklı geldim evinize. Sandım ki kızınız olacağım. Yanılmışım. Siz gelin değil dilsiz uşak aramışsınız kendinize. Hoş sesimin çıktığı da yok. Kestiniz sesimi soluğumu. Dayak kötek de cabası. İnsan kıyabilir mi sevdiğine vurmaya? Bütün erkekler böyle mi? Fiziksel olarak daha güçlüler diye kadınlardan ve kendilerini haklı çıkarmak, sindirmek için eksik gördükleri eteği, bedenlerinin gücüne sığınıp da el kaldırmak, tartaklamak. Bu yetmezmiş gibi diliyle de dövmek. Aşağılamak, hor görmek, eleştirmek, yaptığın her şeyin suç olması, dokunduğun eşyanın es kazayla bozulmasından bile senin sorumlu tutulman. Nasıl yaşanır bu evde? Nasıl geçer bir ömür bu kargaşa içinde? Yuvam, diyebilir miyim her gün diri diri gömüldüğüm bu mezara?”