Şike davası nedeniyle Fenerbahçe'ye verilen ceza neden kaldırıldı?

“Şike ve teşvik primi”nin cezasını düzenleyen ve kamuoyunda 6222 diye anılan “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair Kanun”, bu suçtan doğan faydadan dolayı kulüpleri de sorumlu tutuyor, en az 100 bin TL idari para cezası ödemesine hükmediyordu.

Ancak Fenerbahçe’nin bu cezası, mahkeme tarafından kaldırıldı.

Neden ceza verilmişti?

Milliyet Gazetesi'nin haberine göre, 3 Temmuz süreciyle birlikte başlayan bu durum Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı tarafından 2 Ağustos 2012’de tutanak haline getirildi. Burada amaç, yöneticilerin işlediği şike ve teşvik suçu, eğer Fenerbahçe’nin lehine ise kanunun yaptırımı yerine getirilecek ve kulübe ceza kesilecekti. Nitekim 2012 yılında kararla birlikte bu para cezası verildi.

Neden itiraz etti?

Bunun üzerine kulüp adına avukat Özge Tokarlı, suçun henüz kesinlik kazanmadığını, bundan dolayı kendilerine ceza verilemeyeceğini bildiren bir dilekçeyle idari para cezasına itiraz etti. Durumu değerlendiren Kadıköy Sulh Ceza Mahkemesi, dosya ve evrakları inceledi, yeterli delil bulunamamasından dolayı para cezasının iptaline karar verdi.

19 Ekim 2012’de hükme bağlanan kararın kesin olduğu da dile getirildi.

Bunu yorumlayan hukukçular, artık Yargıtay’dan sarı-lacivertli yöneticiler aleyhine bir durum ortaya çıksa bile, yeniden bir para cezasının verilemeyeceğini, dolayısıyla “şike ve teşvik primi” ortaya çıksa bile bunun kulüp yararına olmadığına karar verildiğini dile getiriyorlar.

Şike ve teşvik primi - (Madde 11-7. fıkra)
 Suçun spor kulüplerinin veya sair bir tüzel kişinin yararına işlenmesi halinde, ayrıca bunlara, şike veya teşvik primi miktarı kadar idari para cezası verilir. Ancak, verilecek idari para cezasının miktarı 100 bin Türk Lirasından az olamaz.

Mahkeme ne dedi?

Delil yok, ceza da olamaz!

Aziz yıldırım ve arkadaşları niçin cezaevinde yattılar?

Özel Mahkemelerin verdiği cezalar ne kadar adil?

Yargıtay Başkanı bile Fenerbahçeli yöneticilere verilecek cezalarla ilgili, tarih açıklaması yaparlarken, Yargıtay’dan olumlu bir karar çıkmasını beklemek sizce de abes değil mi?

Adam öldürmüş, ülkeyi bölmeye kalkmış gibi cezalar alan bu insanların haklılığını kim dile getirecek?

Mahkemeler böylesine çelişkili kararlar verirken, kendilerine güveni nasıl sağlayacaklar?

Biri yazar, biri bozar diye buna denilmez mi?