Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '11

 
Kategori
Futbol
 

Şike ve Teşvik olaylarında kişilere mi yoksa Kulüplere mi ceza verilmeli?

Şike ve Teşvik olaylarında kişilere mi yoksa Kulüplere mi ceza verilmeli?
 

Şike ve teşvik iddiaları ve soruşturmalar kapsamında ikinci haftaya girdik. Sporseverler ilk haftanın aksine bu hafta olayların şokunu üzerinden atmışa ve olayın ciddiyetini kavramışa benziyor. Soruşturmanın ciddiyetinin kavranması ve yapılan tutuklamalar ile sporseverlerimiz olayları daha yakından takip etmeye ve sorgulamaya başladı. Ve akla hemen şu soru geldi: Gerçekten bu iddialar doğruysa ve kanıtlanırsa ne tür cezalar verilecek? 

Sporseverlerimizin aklına bu sorunun gelmesi gayet doğaldır ancak ortada üzerinde tartışılacak bir durum yoktur. Çünkü gerek UEFA'nın kuralları gerek TFF'nin kuralları gayet açıktır ve bu iki kurumun kurallarında birbirine ters düşecek bir madde yoktur. Cezalar gayet açıktır ve eğer iddialar kanıtlanırsa üzerinde tartışılması dahi mümkün değildir. Bunun yanı sıra yeni Spor ve Şiddet yasasında da benzeri kurallar ve cezalar bulunmaktadır. Peki bu cezalar nelerdir? 

UEFA bu konuda hiç taviz vermeyen ve bunu yönetmeliklerinde de gösteren kurum. UEFA, şike iddialarına karışan kişileri yönetici veya futbolcu olsun, 1-3 yıl arasında uluslararası futbol müsabakalarından, kulüpleri ise 1-5 yıl arası uluslararası futbol organizasyonlarından ( Şampiyonlar Ligi, UEFA Kupası vb. ) men ediyor. Hatta soruşturmanın türüne göre Milli Takımlar da bu cezalardan payını alabiliyor. Ayrıca UEFA tüm bu ceza kararlarını alırken ve uygularken sıfır tolerans uyguluyor, ülke federasyonlarından da bunu talep ediyor. 

14 Nisan 2011 tarihinde yürürlüğe giren Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa'ya göre de kurallar ve cezalar gayet açık. Yasaya göre şike yapan ve teşvik primi veren kişiler 5-12 yıl arasında hapis, 20 bin lira para cezasına çarptırılır. Hatta anlaşmaya varılamama durumunda bile suça teşebbüs teşkil ettiğinden yine cezaya hükmolunur. Bunun yanı sıra kişinin mensup olduğu kulüp de küme düşürülme artı olarak ihlalin ağırlığına göre buna ek olarak puan indirme cezasına çarptırılır. 

Görüldüğü üzere yönetmelikler ve yasa gayet açıktır ve cezalar bellidir. Ancak ceza tartışmaları bir tek bununla sınırlı değil. Şu an tartışılan konu olayları başka bir yöne çeviriyormuş gibi görünse de aslında yine üzerinde tartışılacak bir şey bulunmadığı görülecektir. Cezaları kulüpler mi yoksa suçu işleyen kişiler mi çekmeli? 

Bu tartışma üzerinde özellikle Fenerbahçe Kulübü'nü ele almak istiyorum. ''Şu andan itibaren belirttiğim tüm söylemler iddiaların kanıtlanması halinde geçerli olacaktır.'' Fenerbahçe üzerindeki tartışmalarda futbol kamuoyu ikiye ayrılmaktadır. Birinci grup iddiaların doğrulanması ve kanıtlanması halinde gerekli cezaların kişilere verilmesi gerektiğini ve kulübün karıştırılmaması gerektiğini belirtiyorlar. Bu grup olaylara karışan kişilerin işlemiş oldukları herhangi bir suçtan kulübün sorumlu olmadığını belirtiyorlar. Özellikle Aziz Yıldırım ve diğer yöneticilerin şike yapmış olsalar dahi futbolcuların ve teknik heyetin bu konuda suçlanmasının mümkün olmadığını ve onların bu tür olaylardan haberdar olmadıklarını ısrarla belirtiyorlar. Futbolcuları bu tür olaylara karıştırmayı, onların verdiği emeğe ve döktükleri alın terine saygısızlık olarak nitelendiriyorlar. Herhangi bir şekilde Fenerbahçe Kulübü'ne verilebilecek bir cezayı futbolculara ve teknik heyete haksızlık olarak görüyorlar. Kişilerin kendi çıkarları için yaptıklarının kulübe mal edilmemesi gerektiğini söylüyorlar. Kulübe verilecek herhangi bir cezada da çeşitli mercilere tepkilerini koyacaklarını açıkça beyan ediyorlar. 

Bu düşünceler sadece duygusal ve sosyal açıdan bakılırsa görece doğrudur ancak bu düşüncelere göre cezalar verilmesi mümkün değildir. Tabi ki Fenerbahçe Kulübü 104 yıllık geçmişe sahip, köklü, şanlı bir kulüptür ve daha önce adı hiçbir şekilde böyle bir soruşturma içerisinde yer almamıştır. Taraftarının ve bu düşünceyi destekleyen futbol adamlarının düşüncelerine ve olaya duygusal bakış açılarına saygı duyuyorum ancak daha önce belirttiğim gibi bu gibi düşüncelerle hareket ederek ceza verilmesi mümkün olmayacaktır. Şayet iddiaların kanıtlanması halinde tabi ki ilk başta kişiler suçludur. Bu olayları onlar düzenlemiş ve kulübün adını onlar lekelemiştir. Ancak bu kişiler kulüp üyeleri tarafından seçilmiş kişilerdir ve isimleri bu kulüple beraber anılmaktadır. Bu yüzden kişileri ve kurumları ayrı ayrı ele almak manasızdır, imkansızdır. Futbolcuların ve teknik heyetin bu olaylardan haberleri olmasa bile bu yaptırımlar ile başarı kazanılmıştır ve Fenerbahçe Kulübü bu sayede şampiyon olmuştur, bu açıktır. Fenerbahçe Kulübü bu şampiyonluğu ile ligde kazandığı maçlar için federasyondan aldığı galibiyet ödeneğinin yanı sıra 15 milyon dolar da nakit para almıştır. Federasyon her ne kadar özerk bir kurum sayılsa da ödenen paralar kamu adına ödenmiştir ve kamunun malı sayılır. Ve Fenerbahçe Kulübü bu şekilde kamu malını zarara uğratmış sayılacaktır.( Aziz Yıldırım'ın işlediği iddia edilen suçlardan biri de Kamu Malına Zarar vermektir, bu savcının raporunda da bulunmaktadır) Bu yüzden kulüp ceza alacaktır. Olayları bu bağlamda ele alırsak kulüplerin tarihi ya da geçmiş başarıları önemli değildir. Önemli olan kulüp tarafından seçimle iş başına gelmiş kişilerin kulüp adına bu işlere bulaşmasıdır. Bu yüzden Fenerbahçe Kulübü de iddiaların kanıtlanması halinde gerekli cezaları alacaktır. 

Bu tartışmalara benim belirttiğim şekilde noktayı koyan bir diğer organ ise yasadır. Yazımın başında belirttiğim gibi belirli bir UEFA Yönetmeliği, TFF Yönetmeliği ve yasa vardır. Bunların hükümlerine karşı gelmek imkansızdır ve tartıştığımız konuya da bu hükümlerde değinilmektedir. Yasaya göre de kişi ile kulüp ayrılmaksızın ikisine de ceza verilmesi öngörülmektedir. Ve UEFA nezdinde de bu ikisi kesinlikle ayrılamaz ve verilecek cezalardan kesinlikle taviz verilemez. 

Son olarak şunu belirtmek istiyorum. Şu an Türk Futbolu'nun geçtiği sınav, futbol tarihimizde eşi benzeri görülmemiş biçimdedir. Bu sınavdan başarı ile ayrılmamız, bu suça karışmış tüm kişi ve kurumların tam anlamıyla yasaya uygun bir şekilde cezalandırılmasından geçer. Bu yüzden iddiaların kanıtlanması halinde verilecek cezalara kamuoyu olarak saygı duymalı ve bunun bu pisliği temizlemek için, Türk Futbolu'nun temiz bir geleceğe sahip olması için yapıldığının bilincinde olmalıyız. 

 

 
Toplam blog
: 5
: 573
Kayıt tarihi
: 09.07.11
 
 

17 yaşındayım. Öğrenciyim. Mersin Fen Lisesi'nde öğrenim görüyorum. Mersin'de yaşıyorum. Yıllardır h..