Silivri dar gelecek!

Albay Sezer14 Temmuz 2010'da tutuklanmıştı. Gerekçesi Saffet Kaplan ile yaptığı telefon görüşmesinde Rus ajanı ve kadın satıcısı olduğu iddia edilen “Vika'ya uğrayacağım” sözleri gösterilmişti.  

Ancak Sezer’in itirazı ile telefon görüşmesi Savcı Seçen huzurunda yeniden dinlendiğinde Vika adı ile söz konusu cümleyi söylemediği ortaya çıkmış. 

Bunun üzerine Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç, savcılığa gönderdiği yazıda, "Hatalı olup olmadığının araştırılması istenilen iletişim tespit tutanağının ise sehven yazılmış olduğu tespit edilmiş ve yeniden düzenlenmiştir" demiş. 

Alın size bir rezalet daha. Yahu insanlara pislik atmak bu kadar kolaya mı indi artık. Yazıktır bu insanlara. Bu iftirayı atanlar hiç mi Allahtan korkmazlar? 

Onurlu bir asker olan albay tutuklanmasının ardından emekliye ayırmış kendisini. Birilerinin Türk Ordusu ile uğraştığı resmen ortada işte. 

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, ikinci ''Ergenekon'' davasında tutuklu yargılanan bir ''teğmen aleyhine delil üretildiği'' iddialarına ilişkin, ''Emniyet içinde örgütlenen, devlet nüfuzunu organize bir şekilde kullanan bir örgüt vardır'' sözlerine katılmamak mümkün mü acaba? 

Mustafa Kemal Atatürk’ün, 31 Temmuz 1920 tarihinde, Afyonkarahisar Kolordu Dairesi’nde subaylara hitaben yaptığı konuşmanın şu bölümü geliyor aklıma. Tarih tekerrür mü oluyor? 

Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz.  

Bizler koyun sürüsü mü olduk acaba? 

İçim sızlıyor. Kanlı katiller, uyuşturucu kaçakçıları, hırsızlar gerçekten vatanı bölme ve bir şekilde emperyalist güçlerin piyonları olan insanlarla, namuslu insanların bir arada tutulması gerçekten de yüreğimi sızlatıyor. Ağlayasım geliyor. 

Meşhur bir yazar değilim, belki az okunuyorum ama mümkün olduğunca, korkusuzca sesimi duyurmak için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Bıkmadan, usanmadan yazmaya devam edeceğimde.  

Yıllardır kim suçlu kim suçsuz halen öğrenemedik gitti. Suçu sabit görülmeyen her insan benim için masumdur. 

Dünyanın 4. büyük ordusu olan ordumuzun şu haline bakınız. Generallerimiz, subaylarımız birer vatan haini olarak Silivri zindanlarındalar. Geride kalanlardan çoğu istifa etmeye başladılar. İstiklal Savaşımızda Türk Ordusu ile baş edemeyen yenilen emperyalizm, şimdi Türkiye’nin iç işlerine el atıp böylece orduyu imha etmeye mi çalışıyorlar dersiniz? 

İntikam duyguları içerisinde ellerinden gelse Atatürk’ü canlandırıp Silivri’ye gönderecekler. 

Bugün Atamızın naçiz bedeni aramızdan ayrılmış olsa da sanıyorum Silivri’de yine yargılanıyor. Evet, bir gün gerçekler aydınlığa mutlaka çıkacaktır.  

Silivri de yargılanan Atatürk ve onun düşüncesidir. Bu son rezaletlerden sonra buna inanmaya başladım artık. 

Yıllardır halkı aldatmaca ile uzayıp giden davalar, daha ne kadar neticelenmeyecek acaba?10 yıl mı? 20 yıl mı? 

Binlerce sayfalardan oluşan iddialar suçlamalar, soruşturmalar ne zaman sonlanacak dersiniz? 

Suçlanan teğmen ve albayın suç delilleri sayılan telefon görüşmelerinin fiyasko neticeleri ile akıllara bu gelmiyor mu? 

Hukuk resmen guguklaşıyor! 

Arınç’a suikast senaryosunda “suçu işledikleri konusunda kuvvetli şüphenin varlığını gösteren olgu ve tutuklama nedeni bulunmadığı” gerekçesi ile isimleri geçen üç subayı serbest bırakan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Erol Tatar’ın özel yetkisi elinden alınmış. 

Gömleği değiştirilen yeni HSYK, özel yetkili ağır ceza mahkemelerine ilişkin yaptığı değişiklikler ile gündeme cukka oturuverdi. Bu beklenen bir şeydi ama zamanı belli değildi. Bundan böyle hak, hukuk aramanın ne kadar zorlaşmaya başlayacağının bir işaretidir bu. 

Bakarsınız bir gün, özel yetkileri ellerinden alınan veya atamalarla yerleri değiştirilen hâkim ve savcılar hükümete darbe yapmakla suçlanıp terör örgütü üyeleri oluverirler. Sabaha karşı, henüz gün ışımadan evlerine, bürolarına yapılan baskınlarla kasetler, çuvallar dolusu suç unsuru deliller bulunuverir. 

Sonrası, sonrası mı? Doğru, Silivri. 

Bizi çok zor günlerin beklediğine inanalım, apaçık ortada artık. Bunları göremeyen, halen aydın geçinenleri bir kez daha düşünmeye davet ediyorum. 

Türkiye’de hukuk sistemi tamamen çökmek üzeredir ve hukuk bir gün herkese lazım olacaktır. 

Yazımı Atamın sözleri ile bitiriyor herkesi bu duyarlığa çağırıyorum. Lütfen, lütfen bu olanları bir kez daha düşünelim. 

Bugün hepimize düşen ortak görev; ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmaktır. Türk Ulusu dili, kültürü, tarihi ve saygın kimliğiyle aydınlık yarınlara el ele güçlü biçimde yürüyecektir. 

Mustafa Kemal Atatürk