Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '20

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Şimdi'nin Gücü Adına

Birkaç ay önceydi öğrencilerime şimdinin gücünden söz ettiğimde. Her şey kendiliğinden gelişmişti. O gün sınıfa girdiğimde öğrencilerimin dikkatinin her zamankinden dağınık olduğunu gözlemleyince bir süre izledim onları. Normalde izlendiklerini fark ettiklerinde hemen toparlanırlardı. Fakat bu kez öyle olmamıştı.
 
Tam bu sırada aklıma o günlerde okumakta olduğum kitabın adı geldi. Elimi çantama attım. Kitabımı çıkardım. Birkaç öğrencimin dikkatini çeksem de çoğu hala kendi aralarında konuşmayı sürdürüyordu. Kitabın adını görebilecekleri şekilde tutarak sıralar arasında dolaşmaya başladım. Kimi arkadaşını dürterek susturmaya çalışıyor kimi kitabın adını yüksek sesle okuyor kimi yazarının adını okuyor kimi de kitabı daha önce kitapçı vitrininde gördüğünü fısıldıyordu. Sonunda dikkatlerini şimdiye odaklamayı başarmıştım. Sınıfta merak ve ilgi düzeyinin iyice arttığını hissettiğim o anda kitabı herkesin görebileceği şekilde kaldırdım. İnanılmaz bir şekilde pek çoğu “Şimdi’nin Gücü!” diye bağırıyordu. Sınıfta yaşadığımız müthiş deneyimin adı gerçekten de buydu.
 
Sonrasında onlara, içinde yaşadığımız anın sahip olduğumuz tek gerçek zaman olduğundan, ne yapmak istiyorsak ancak içinde bulunduğumuz anda yapabileceğimizden, anın gücünden yararlandığımızda hem kendimizin hem sevdiklerimizin hem de sorumlu olduklarımızın hayatını nasıl değiştirebileceğimizden söz ettim. Tüm bunları benim de öğrenmeye ve uygulamaya çalıştığımı da eklediğimde sınıfta tarifsiz bir huzur vardı. Bana inanmışlardı. Gözlerinde pırıltıyı yakaladığım an, “Hadi,” dedim onlara. “Daha ne bekliyoruz? Hep birlikte “Şimdi’nin Gücü” nü kullanalım.” Dersi nasıl dikkatle dinlediler ve nasıl katıldılar size anlatamam. Ve o dersten sonra ne zaman dağılsalar aramızda adeta sihirli bir söz oldu “Şimdi’nin Gücü” Çoğu kez benim söylememe gerek kalmıyor, kendileri anımsatıyorlardı.
 
Derken araya zorunlu tatil süreci girdi. Önceden proje ödevi olarak vermiş olduğum şarkılarını hazırlayıp gönderen öğrencilerimden biri mesajında ses kaydının sonunda beni bir sürprizin beklediğini söyleyince merakla açtım. Ve keyifle dinlediğim fizik ve müzik dolu şarkılarının finalinde sevgili öğrencilerim “Şimdinin Gücü!” diye bağırıyorlardı. Mutluluk buydu işte. Öğrencilerimi yalnız adıyla da olsa anın farkındalığına ulaştıran ve o günden sonra zamanı etkin kullanabilmek adına aramızda çapa haline dönüşen söz dizisi için kitabın yazarına bir kez daha minnet duydum.
 
Ve düşündüm sonra. Bugünlerde yapabileceğimiz en iyi şey anda kalmak ve onu iyi kullanmaktı aslında. Böylece içinde bulunduğumuz zorlu süreci kendi lehimize dönüştürebilirdik. Kitabı bir kez daha elime aldım. Altını çizdiğim cümleleri yeniden gözden geçirdim. Boşluklarına aldığım notlarımı tekrar okudum. Eckhart Tolle’ün yazdığı “Şimdi’nin Gücü” adlı kitaptan uyarladığım cümlelerden bazılarını okuyucularım için derledim.
Anda kalmanın farkındalığına erişmek dileğiyle…
 
Zihnin esaretinden kurtulmak gerçek özgürlüktür.
Kafanızda dönüp duran bozuk plakları fark edin ve onları hemen durdurun.
Zihninizin sessiz tanığı olun. Size söylemek istediklerini yargılamadan dinlemeyi öğrenin.
Düşünce akışınızı şimdiye yönelterek zihninizde bir boşluk yaratın.
Yoğun biçimde içinde bulunduğunuz anın bilincinde olun.
Siz zihninizden ibaret değilsiniz. Onunla özdeşleşmeyi bırakın.
Zihninizin size söylediği her şeyi ciddiye almayı bırakın. Bazen ona gülüp geçmeyi öğrenin.
Ego şimdiki anı sevmez. Zihniniz geçmiş ya da gelecekle meşgulse dikkat edin. Bu egonuzun devrede olduğunun kanıtıdır.
Şimdiki an özgürlüğün anahtarıdır.
Siz daima içinde bulunduğunuz anla başa çıkabilirsiniz. Geçmiş ya da gelecekle değil.
Endişe, şimdinin gücüyle temasınızı yitirmiş olduğunuzun bir göstergesidir.
Zihninizle özdeşleşmeyi bıraktığınızda haklı ya da haksız olmak önemini yitirir.
İçinizde var olan gerçek güce şimdi ulaşabilirsiniz.
Şimdiki an sahip olduğunuz tek şeydir.
Yaşamınızda “şimdi” olmayan hiç bir anınız olmamıştır ve olmayacaktır.
Fark etmediğiniz her an kayıp bir “şimdi” dir.
Şimdi değilse ne zaman yaşayacaksınız?
Tüm yaşamınız geçmiş ve gelecek arasında kalan o tek anda gelişir.
Gerekmedikçe dikkatinizi geçmiş ve gelecekten çekmeyi alışkanlık haline getirin.
Şimdi tek gerçek andır. Geçmiş ve gelecek birer illüzyondur.
Kendinize sorun.”Şu anda bir sorunun var mı? On dakika sonra ya da yarın değil. Şimdi!” Yoksa sorun üretmeyi bırakıp anın keyfini çıkarın.
Her şeyinizle bulunduğunuz yerde olun.
Nefes alıp vererek içinizde ve dışınızda her şeyin olmasına izin verin.
Zaman rüyasından şimdiki zamana uyanın.
Dikkatiniz şimdiye odaklandıysa bir sorununuz yok demektir.
Daima en büyük dikkati hak eden an, şimdidir.
Eyleminizin sonucuyla ilgilenmek yerine dikkatinizi eyleme verdiğinizde derin bir mevcudiyet, sessizlik ve huzur hissedersiniz.
İçinizde ne olduğuyla da en azından dışarıda ne olduğuyla ilgilendiğiniz kadar ilgilenin.
Dışarıda ne olursa olsun içinizde anda kalabilmenin huzuru ve sessizliği varsa her şey yolundadır.
Şimdi olanı kabul edin. Teslim olun ve onun yarattığı acıdan kurtulun.
Şimdide seçim yapmak gerekirse daima sevgiyi seçin.
Her ne zaman içinizde bir olumsuzluğun yükseldiğini hissederseniz (buna ister bir dış etken, ister bir düşünce neden olsun) “Dikkat! Şimdi ve burada uyan,” diyen bir ses duyduğunuzu varsayın.
(Ve bugünlerde en işe yarayacak olan bilgi) Hastalık fikri yerine şimdiye teslim olun.                                                ESRA KARA 20.04.2020
 
 
Toplam blog
: 35
: 330
Kayıt tarihi
: 27.02.14
 
 

“Hikayeler hep aynı hikaye” diyorsan ve değiştirmek istiyorsan… 1969 yılında Ayvalık'ta doğdu..