Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '09

 
Kategori
Öykü
 

Sır- 11. Bölüm

Sır- 11. Bölüm
 

"RESİM:ALINTI""Papatya Efem’in frekansını ayarladı. Artık hazırdı sevdiğinin sesi ile avunmaya."


“Merhabalar.”diyerek içeri girdi Tuana.

“Tuana… Hani dinlenecektin bugün.”

“ Daha iyiyim Neşe. Evde duramadım. Hem seni de yormak istemedim.”

“Programını bana emanet edemedin seni seni.”

Gülümsedi Tuana.

……………………….

“ Ne oldu Harun? Endişeli görünüyorsun.”

“Selim… Tutturdu İstanbul’a gideceğim diye. Tuana’ya ulaşamadı ya.”

“Tuana’ya bende ulaşamadım. Cebi kapalı. Evi de cevap vermiyor.”

“ Bu nasıl bir aşk Elif? Selim delirecek gibi. Merak ediyor haklı olarak. Ama yarın ki toplantıda çok önemli. Bunu O da biliyor.”

“Selim, İstanbul’a mı gidecek?”

“Yarın toplantıya katılmaya zor ikna ettim. Toplantıdan sonra uçacakmış hemen.”

“ Tuana’ya söylemese miydim acaba? Görüşemedik de. Ah Tuana bir arasan… Neler geçiyor aklından?” diye düşünmeden edemedi Elif.

“Ah, evrak çantamı lobide unutmuşum. Alıp gelirim hemen.” diyerek odadan çıktı Harun.

Elif genç adamın arkasından baktı bir süre. Tekrar tuşladı arkadaşının cep ve ev telefonunu. Cevap veren yoktu ne yazık ki. Son bir ümitle Papatya Efem’in telefonunu tuşladı.

“ Efendim.”

“Neşe benim Elif. Bir şey soracağım sana. Tuana’ya ulaşamıyorum. Çok merak
ettim. Sizi aradı mı diye tekrar..”

“Tuana burada.”

“Radyo da mı?”

“Az önce geldi.”

“Telefona verir misin.”

“Tuana.”

“Hhhı...”

“Elif telefonda. Seni istiyor.”

“Efendim Elif.”

“Tuana canım. Neredesin? Seni çok merak ettik. Selim çılgına döndü.”

“Selim mi? Selim’i nerede gördün sen?”

“Hay Allah. Senin haberin yok tabii. Ben Ankara da’yım. Harun’la kaçamak yaptık birkaç gün için.”

“Yaaa”

“ O gün… Sana söylediğim o şey yüzünden o kadar üzülmüştün ki… Söyleyemedim sana sevgililer gününü Harun ile baş başa Ankara’da geçireceğimizi. Tuana neler oluyor canım? Selim deliye döndü. Sana ne cepten ne de evden ulaşamıyor. Ayrıldınız mı yoksa?”

“ Ayrılmak… Bilmiyorum Elif.”

“İyi misin?”

“Evet. Şimdi daha iyiyim. Yalnız… Bir şey var… Sevgililer Günü akşamı… Ayrılırken… Harun ile senin ayrıldığını, senin çok üzgün olduğunu ve böyle bir günde senin yanında olacağımı söylemiştim ben Selim’e.”

“ Böyle bir şeye neden gerek duydun ki? ”

“Aklıma öyle geliverdi o an için.”

“Şimdi anlıyorum Selim’in Harun’a sorduğu o saçma sapan soruları. Tabii bizi Ankara’da görünce huylandı.”diye duraladı Elif.

“Selim’i arasan. Çok kötü görünüyordu.”

Sesiz kaldı Tuana.

“Aklından neler geçiyor Tauna?”

“ Bilmiyorum Elif. Artık gerçeği öğrendim. Hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranamam. Çok canım yanıyor. Bu akşam son programımı yapıp birkaç gün için şehir dışına çıkacağım. İyice düşünmem gerek.”

“Anlıyorum canım. Tuana… Selim yarın İstanbul’a dönecekmiş. Az önce Harun söyledi. Sana ulaşamayınca radyoyu aramış. Onlarda hasta olduğunu söylemişler.”

“Canım benim. Merak etti tabii.”diye düşündü Tauna. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu.

Elif kapıda biri olduğunu duyumsadı tıklatılınca.

“Canım kapıda biri var. Sonra görüşelim.”

“Elif… Selim’in İstanbul’a dönmesini engelleyin, lütfen.”

“Onu zapt etmek çok zor. Ama elimden geleni yaparım. Kendine iyi bak ve beni habersiz bırakma..”

“Bırakmam.”diyerek kapadı kız telefonu.

……………………….

“Selim.” dedi şaşkınlık içinde Elif.

“Rahatsız ettim Elif. Harun içeride mi?”

“Lobiye kadar gitti.”

“Ben dönüyorum bu gece İstanbul’a. Tuana’dan haber alamazsam kafayı yiyeceğim.”

Gülümseyerek baktı adama.

“Az önce konuştum ben Tuana ile.”

“Sahi mi? Nasılmış?”

“ Merak etme iyi. Sabah halsizmiş biraz. Ama şimdi iyi. Radyodaymış. Birazdan yayına girecek.”

“Ohhh.” diye derin bir nefes aldı Selim.

Hemen arkasında duran Harun’da onunla birlikte derin bir nefes aldı.

“Tuana’dan haber aldın. Artık dönmene gerek yok.”

“ Elif… Peki, neden ulaşamıyorum ona?”

Ne söyleyeceğini bilemedi kız bir an için.

“ Cep telefonunu küvete düşürmüş. Tabii su doluymuş küvet. Ev telefonunda da bir arıza var sanırım. Hiç çalmadığını söyledi Tauna.”

“Anladım.” dedi saatine bakarak Selim. Tuana’nın programı on beş dakika sonra başlayacaktı. Hiç kaçırmamıştı Selim onun programlarını, bugün de kaçırmaya niyeti yoktu.

“Rahatsız ettim sizi. Ben… Odamdayım.”

“ Tamam Selim.”

“Sabah görüşürüz.”

“Görüşürüz.”

…………………………

“ Yarabbi şükür.” dedi içeri girince Harun.

“Çok önemliydi. Selim olmadan olmazdı yarın ki toplantı.” diyerek evrak çantasının içinden çıkardı dosyaları Harun.

“ Tuana… Canım kardeşim… Çok zor bir durum içinde bulunduğun. Ne yapsak acaba? Selim burada kalacak. Başardım istediğini. Ama yanında olması mı daha doğru olurdu, bilemiyorum benim de kafam durdu” diye düşündü Elif..

“Canım… Sen belki eğlenmek istiyordun bu gece ama benim şu dosyaların üzerinde çalışmam gerek. Yarın büyük gün.”

“ Yyoo… Ben de dinleneceğim biraz. Hem Tuana’nın programı başlayacak birazdan onu dinlemek istiyorum.”

Kızın yanına yaklaştı Harun.

“Anlayışlı sevgilim benim. Ama söz şu anlaşmayı bir yapalım. Yarın akşam sen ne istersen onu yapacağız.” diyerek küçük bir öpücük kondurdu kızın dudaklarına.

……………………….

Selim sabahtan beri ilk defa rahat bir nefes almıştı Tuana’dan haber alabilmenin sevinci ile. Ceketini çıkarıp gelişigüzel koyuverdi sandalyenin üzerine. Bedenini bıraktı yatağın üzerine. Cep telefonunun kulaklığını yerleştirdi kulaklarına. Papatya Efem’in frekansını ayarladı. Artık hazırdı sevdiğinin sesi ile avunmaya.

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..