Sistem sürüklüyor...

Yazacaklarım bazı okurlarım tarafından kınanacağımı da biliyorum ama ben yine yazmak durumundayım 

Emin Çölaşan demokrasi paketinden nekadar 'çivciv çıktı kuş çıktı' desede, ilk kez dünya ülkeleri ile birlikte aynı anda duyrulan (beğenirsiniz veya beğenmezsiniz) sözünona demokrasi paketinin mutlaka sistemden yana önem arzeden bir tarafı olabileceği şeklinde değerlendirilmesi gerekir diye düşünuyorum..

Washington, ülkeyi sürekli bağımlı kılmak adına özellikle 50'li yıllardan sonra askeri rejimler dahil her iktidara misyon yüklemiş ve yüklemeye de devam etmektedir.

Toplumun gelişimi için en önemli sistem olarak bilinen eğitim sisteminin adeta kaplumbağa hızı gibi devam etmesi ve dolayisi ile toplumun eğitim düzeyinin ileri toplumlara göre düşük seviyede seyretmesinin ana sebebinin Washinton oluşturduğunun bi kere altını çizelim.

Böyle bir eğitim izdüşümlü ülke, Washington tarafından daha kolay bağımlı  hale getirilebileceği için günümüzde dahi belli seviyede tutulmaktadır.. Zira sorgulama yetileri henüz belli seviyelere ulaşmamış toplumu dizayn etmek Washington için önemli stratejilerden biridir.

Yetmiş milyon nüfuslu ülke çoğunluğu hala anneannesinin margarinini tercih eder durumundaysa kolay kolay bağımlılıktan kurtulamayacak demektir.

Bizim gibi ülkelerde seçimler tamamen taktiklere bağlı şekilde yürütülmekte ve hangi partinin iktidara geleceği Washington'un stratejisiyle öngörülmektedir.

Bunun en açık örneği baraj sisteminde görmek mümkündür..

Efendim paketten kuş çıkmış civciv çıkmış..

Paketten çok önem arzedecek duruma özel bir şey çıktı.. 

Tartışmaya açık baraj sistemine dikkat edebildiniz mi?

'Yüzde beşe-sekize indirilebilir veya bölge çoğunluk sistemi getirilebilir' şeklinde ucu açık bir madde demokrasi paketinin içinden çıktı biliyorsunuz.

Bazı köşe yazarları tarafından 'devran dönecek' şeklinde öngörüde bulunuyorlar.

İstesek de istemesek de devran en az ortalama on yıl daha Erdoğan ile döneceği şeklinde görünuyor.

Ama bi dakika..

Erdoğan tek başına değil. Önümüzdeki seçimlerde gerçekleşmeye bilir belki ama bir dahaki seçimlerde yeni baraj sistemi ile birlikte AKP+BDP ortak hükümeti kurulabilmesi olası dışı değildir diye düşünuyorum..

'Aman olur mu efendim' dediğinizi duyar gibiyim..

Neden olmasın?

Tüm etnik kimliklerle birlikte her birey Türk vatandaşı değil mi?

BDP milletvekilleri meclise uzaydan mı gelmişler?

Yeni baraj sistemi uygulaması ile birlikte parlamentoda BDP milletvekili sayılarında kayda değer artış söz konusu olursa ve aritmetik olarak hükümetin kurulabilmesi için BDP'ye ihtiyaç duyulursa ve de AKP+BTP koalisyonu kurulursa anayasaya aykırıdır mı diyeceğiz?

Diyemeyiz..

Diyemezsiniz..

Diyemezler..

Öyle ya, terör sona erdiğine göre ve BDP zaten parlamentonun içinde yer aldığına göre neden iktidar ortağı olamasın değil mi?

Demokrasinin ve özgürlüklerin biraz daha güçlenebilmesi adına önümüzdeki dönemlerde böyle yeni bir fotografla karşılaşırsak şaşırmayalım derim..

Zira Washington'un her iktidar ve iktidar ortaklarına misyon yüklediğini unutmayalım..

Washington'un çıkarı doğrultusunda böyle bir şablon gerekiyorsa, sözünü ettiğim fotograf karesi için deklanşöre şimdiden basıldı demektir..