Siyasallaşma, sayısallaşma ve üç resim

Yolların seçim rüzgarıyla şenlendiği ve bu şenlenmenin yavaş yavaş gürültü kirliliğine dönüştüğü günlerdeyiz. Hani adeta adaylar diyorlar ki, “o kadar gürültü yapalım ki kimsenin ne dediği anlaşılmasın, karambole gitsin bütün oylar”. Evet, bir seçmen olarak artık bu kirlenme noktasında sorgulamadan edemiyorum. Ve tüm adaylara asıl sormak istediğim (bu gürültünün paravanında yapılan) siyasetimiz ne zaman şeffaf, aydınlık hedefler ile yapılacak? Muhalefetiyle iktidarıyla hep birlikte bu yöne doğru yol almak isteyenlerdenim ve gerçekleşeceği günleri sabırsızlıkla bekliyorum doğrusu. Lakin ben de şu fıkradaki gibi bize gösterilen resmi tam yorumlayamıyorum. Fıkramızda Cola'nın pazarlama temsilcilerinden biri, Ortadoğu'da niçin başarılı olmadıklarını arkadaşlarına anlatıyor: 

“Ben Arapça bilmiyordum, halkta da okuma yazma oranı yüksek değildi. Bu yüzden, mesajımı, yan yana koyduğum üç resimle anlatmak istedim.
Birinci resimde bir Arap, çölde kumların üzerinde sürünüyor, susuzluktan kavrulmuş, ölüyor.
İkinci resimde, kumlar arasında bulduğu Cola'yı içiyor.
Üçüncüde ise aynı adam, dipdiri ayakta; canlı ve neşeli."
Dinleyenler: "Ne harika bir fikir, peki neden satamadınız?" diye sorunca;
- Satamadık çünkü Araplar, meğer sağdan sola okuyorlarmış.” diyor. 

Bizim düzende de hem “adam kayırmacılıktan” şikayetçiyiz, hem de “adam sendeci” olmaya programlanmışız. Bu resim de okuduğunuz yöne göre değişiyor. Mesela eğer iş arıyorsanız ve adamınız yoksa adam kayırmacılıktan şikayet etmeye hak kazanıyorsunuz. Sonraki karede yer alan ise adam sendecilik. Tıpkı fıkradaki gibi, ne taraftan bakarsanız o yönden kurgu çalışıyor.
Hayatta kalmak için bağımlı olduğunuz sembolik unsura göre, reklamdaki kola gibi, resmin iki karesindeki durumunuz değişebilir. Siyasi düzenin doğal seleksiyonuna da kurban gidebilirsiniz, gerçek performans değerleriniz ile hayata da dönebilirsiniz. İşte bu doğal seleksiyonu kayırmadan işleten ise bilgisayar sistemleri. Kural şu; sayısallaştırabilirseniz ölçebilirsiniz, ölçerseniz de yönetebilirsiniz.
Giderek sayısallaşan bir devletimiz var artık, karşı konulamaz şekilde. Bu yeni çalışma şekilleri, çalışanların devlet işinden beklentileri, siyasi dalgalanmalar, devletin yeni düzeninde ayrı birer fonksiyon oluşturuyor. Böyle gelmiş böyle gider anlayışındaki çatırtılar giderek kırılmalara dönüşüyor. Hele de merkez üsse yakın olunca insan, tüm sarsıntıları daha iyi algılayabiliyor. Sandıktan çıkacak olan kim olursa olsun bu değerlere göre ülkeyi yönetmek istediği, bu yönde çabaladığı ölçüde ülke olarak istikrarlı ilerleyebiliriz. 

Yeni düzenin mirasçıları gençlerimizin bayramını kutluyor, bu karmaşada herkese daha iyi bir seçim atmosferi diliyorum.