Siyaset, skandal ve seks kasetlerinden ibaret değildir...

Siyaset sahnesindeki kaset skandallarının artık cılkı çıkma noktasına geldi. Hatta bu skandallara bir numara vermek, yavaş yavaş bir ihtiyaç haline gelmeye başladı. 

1. kaset skandalı, bilindiği gibi dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı hedef almış, süreç Deniz Baykal’ın Genel Başkanlıktan istifasıyla sonuçlanmıştı. 

Yakın zamanda bir İklim Bayraktar olayı yaşandıysa da, ortada bir kaset olmadığı için yeterince ilgi çekici olamadı. Bayraktar görüşmeye giderken kayıt cihazına kaset koymadığı için, dolayısı ile ortada numara verilecek bir kasette bulunmadığı için bu olayı bizde kapsam dışında bırakarak, hatırlatmakla yetinmiş olalım. 

Seçime çok az bir zaman kala da, ardı ardına gelen 2. ve 3. kaset skandalları ise MHP’yi hedef aldı. 

Üzerinden aylar geçmiş olmasına rağmen Baykal’ı hedef alan ilk kasette dahil, bu kasetlerin Başbakan’ın söylemlerindeki ağırlığının seçim yaklaştıkça arttırdığını görüyoruz. 

Dün Bülent Arınç’ın da bu konuda bir değerlendirme yapmış olması ilk anda beni oldukça ümitlendirdi. Arınç’ın bu belden aşağı siyaset yöntemlerine tepki gösterip, artık bir nokta koyacağını; “siyaset, skandal ve seks kasetlerinden ibaret değildir” diyeceğini ümid etmiştim. Hayır; “aşüfte” demiş… 

Aslında kasetlerin içeriği veya siyasilerin söylemleri kadar, bu kasetleri kimlerin servis ettiği de tartışılması gereken bir diğer konu. 1. kaset skandalı sonrası, uzun süre AKP saflarından bu kaseti ‘Ergenekoncular’ın servis ettiği sesleri yükseldi. Ancak 2. ve 3. kaset skandalları bu tezi çürütür nitelikte. ‘Ergenekoncular’ın, baraj sorunu yaşadığı sık sık seslendirilen MHP hakkında bu tür bir kaset servis etmesi için, AKP’ye hizmet ediyor olması gerekir. 

Bu kasetleri kimlerin hazırladığını ve piyasaya sürdüğünü bizim bilmemize imkan yok. Fakat kimlerin işine yaradığını, kimler tarafından düzeysiz bir üslupla yorumlandığını, ve hatta deyim yerindeyse kimler tarafından bir tabanca gibi kullanıldığını herkes görüyor.