Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Siyasetin kahpeliği

Siyasetin kahpeliği
 

Seçim sandığı - Referandum sandığı


Ülkemizin demokrasiye geçişinin üzerinden 90 yıl gibi bir zaman geçti. Ne yazık ki, bu yeni rejimin adı demokrası kendisi teokrasiden de beter bir pratik ile halkımızın üretim-tüketim dengelerini bozarak refah ve mutluluğunu tahminlerin çok üstünde olumsuz bir şekilde etkilemiştir.

Rejimi bir küçük mutlu azınlık eline geçirmiş, ne istiyorlarsa onu yapıyorlar. Bu otoritelerine bırakın başkaldırmayı eleştiri yöneltenleri dahi en acımasızca tüm halkın gözleri önünde cezalandırıyorlar. Böylece halka da yani kendilerini beğenmeyenlere de siz de dikkat edin aynı akibete uğramayın mesajı verilmektedir.

Halkın özgür oyları ile seçilmiş bir hükümeti lağveden ve o hükümetin başkanını işkencelerle idam sehpasına çıkaranlar kimlerdi? Artık bunları bilmeyenimizin olduğunu sanmıyorum. Ünlü 71 muhtırası, 80 darbesi 27 Nisan bildirisi v.s aslında bunları daha da çoğaltmak mümkün. Bütün mesele halkın gözünü korkutmak.

İletişimin büyük bir hızla yaygınlaşması ve bu sayede herkesin her şeyi daha berrak bir şekilde görmeye başlaması ile bu yöneten mutlu azınlık eskiden olduğu gibi hareket edememekte ve foyaları giderek açığa çıkmaktadır.

Bu ortaya çıkan yeni duruma göre şekillenmeye başlayan ülkemiz demokrasisi, bugünkü Anayasa referandumu düzeyine kadar gelmiştir. Bu halktan kopuk mutlu azınlık bütün gücünü kullanarak yine halka özgür bir ortamda söz seyletmemeye ve karar verdirmemeye çalışmaktadır.

Bu nasıl demokrasidir ki, halk konuşmayacak onun yerine başkaları konuşacak.? Böyle bir demokrasiyi dahi savunmaya utanmayanlar, çeşitli suni azınlık örgütlenmeleri ile halka karşı HAYIR kampanyaları başlatmışlardır. Tarihin gelecekte bunları nefretle anacağından asla kuşkum yoktur.

Devletin bütün güzide kurumları, görev alanları dışına çıkarak bu mutlu azınlığın hegemonyasını sürdürmesi için ellerinden gelenden de fazla çalışmaktadırlar. Bunu derken burada kurumları suçlamak gibi bir gayem asla yoktur. Bu devlet kurumlarına atadıkları kimi kişileri kastediyorum.

Mevcut hükümetin binbir güçlüklerle hazırlayıp meclisten geçirerek halka arz etmek istediği Anayasa bir bakıyorsunuz ki Anayasa Mahkemesine getiriliyor ve burada esasa girilerek (Yetkisi olmadığı halde) üzerinde oynanıyor. Buna rağmen halkın bu yanlı yargıçların bile onay vermek zorunda kaldıkları Anayasa taslak metninin halk tarafından reddedilmesi için ellerinden gelen demogojik propagandaları yapmaktan geri durmuyorlar. Yapsınlar buna birşey diyeceğimiz yok.

Anayasanın içinde olmayan şeyleri varmış gibi göstermeleri olan hak ve özgürlükleri, yenilikleri yok gibi göstermeye çalışmaları, demokrasinin ne kadar karşısında olduklarının bir göstergesidir. Yani halka yalan söylemektedir. Beni de üzen işin burası.

Meydanlarda Anayasa taslağının oylanacak maddelerini tek tek okuyarak halka anlatmak yerine kendi partilerinin ne kadar demokrat ve nekadar iyi bir parti olduğunu anlatmaya gayret sarfetmektedirler.

İktidar partisine muhalif olanlar, elbette ki olacak bu gayet doğaldır ve gereklidir. Ancak, muhalefet iktidari vatan haini ilan edemez böyle bir iddia, halkın arasında ayrımcılık yaratır. Neticede iktidarı da halk seçmiştir.

Sonuçta biz o mutlu azınlığın haklarına karşı değiliz. Amma onların aldıkları payın asıl üreten halktan yüz misli bin misli fazla olmasına da bundan sonra Türk halkının boyun eğmiyeceğini bilmelerini isterim.

 
Toplam blog
: 72
: 525
Kayıt tarihi
: 20.07.08
 
 

Trabzon doğumluyum. Bir kamu kurumundan emekliyim, İktisat Fakültesi mezunuyum. İdeolojik saplant..