Siyasetin yüzü değişti

Türkiyede siyasetin giderek rayından çıkmak üzere olduğunu düşünmeden edemiyorum.

Son zamanlarda bakıyorsunuz bütün insanlar siyasetin bir noktasından tutunmaya çalışıyorlar. İnsan ister istemez soruyor; neden? Demek ki bir rant hesabı var veya rant o kadar çok siyasete karıştı ki herkes bu yolla rant kapacağına adı gibi emin bir durumda. Hatta seçmen bile artık oyunu bir şey almadan vermek taraftarı değil. Bütün seçmenlerin aklında şu var bu seçimlerde oylarımızı kaça satarız. Böyle olunca artık adaylarda yavaş yavaş programlarını, afedersiniz paranın ucunu göstermeden seçmenin yanına gidilmeyeceğini anlamış olmalılar. Ne oldu dersiniz bu millete. Neden bu hale geldi.

İşte bu noktada pisikoloklar ve sosyal bilimciler bir karar vermeliler. Belkide siyaset bilimcilerinin şapkalarını önlarine koyup düşünmeleri gereken çok ama gerçekten çok önemli değişikliklerin seçmenlerin beyinlerinde oluşmaya başlaması, sanki siyasetin kimsenin umurunda bile olmaması ve oylarımızı kaça satarsak daha karlı çıkarım hesaplarının yapılması noktası gerçeği ile yüz yüze geldiğimizi bilmemiz ve tavrımızı ona göre almamız lazımdır. Bu demokrasinin ve Cumhuriyet rejimlerinin hedefleri arasında olmayan çok önemli bir sapmadır.

Bundan kurtulmanın yollarını kimse düşümeyi bile aklına getirmeden var olan düzende işini yürütmeye bakıyor. Bu olay iktidar partilerini avantajlı kılıyor. Çünkü onlar devletin imkanlarını vatandaşlarımızı koruyoruz gerekçesi kullanıyorlar. Nasıl olsa seçildiğinde küçük bir vergi ile hepsini geri almasını bildiği için sorun etmiyor. Eğer kazanamazsa zaten gelen iktidar devletin borcunu vermek zorundadır. İşte bu kısır döngüden çıkmak için yapılması gerekenleri düşünmek lazım.

Birde medya alabildiğine kullanılıyor kimse karışmıyor. mahkeme kararlarını kimse dinlemiyor. devleti yönetenler işlerine gelmeyen mahkeme kararları alan yargıçları ve heyetleri dinlemedikleri gibi birde halkın gözünde küçük düşürmek için aleyhlerinde kampanyalar başlatıyorlar. Nerde yasalara saygı, nerde insan halkarına saygı, demokrasi nerde. Birde diyorlarki biz seçilmiş insanlarız. Seçimlere saygı gösteriyorlarsa neden üniversitelerde birinci seçilen rektör adaylarının yerine ikinci veya üçünçü olanları rahatlıkla atayabiliyorlar. Demekki işlerine geldiğ gibi demokrasiyi algılama yöntemini seçmişler bizide uymaya zorluyorlar.