Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Eylül '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Siz harcarsanız kim kazanır?

Siz harcarsanız kim kazanır?
 

Bir şeyler yanlış. Ya da yanlıştı. İnsan neye inanacağını kestiremiyor bazen. Hani öyle böyle değil, 180 derece zıt görüşer bunlar, tutumlu olmak mı iyidir, savruk olmak mı? Bu da mı in – out silsilesine katıldı, modaya mı, akımlara, trendlere mi karıştı? Kelli felli profesörler, yazarlar, iş adamları televizyonlarda bize “işinize yarasa da, yaramasa da bir şeyler satın alın, alışveriş yapın” diye öğütler veriyor. Çiklet alaymışız, oyuncak alaymışız, çiçek alaymışız! İhtiyacımız olmasa da alaymışız, alaymışız ki memlekette alışveriş artsın, tüketim artsın, talep olsun, üretimi teşvik etsin, atölyeler-fabrikalar daha çok işçi çalıştırsın, ekonomi düzelsin. Allahınızı severseniz vaz geçin bu sevdadan, bazılarımız bu sizin söylediklerinizi oldum olası yapıyor, örnek mi, eşim, kızım. Evdeki kavgaların yarısının nedeni budur. Ama bizim ailece ülke ekonomisine bu kadar cansiperane katkıda bulunmamız bir işe yaramamış ki on yıl içinde bir ulusal, bir global ekonomik kriz, iki tane yedinin üstünde şiddetli deprem yaşadık. Hadi deprem Allahtan, ekonomik krizleri de mi Allah gönderiyor? Yapmayın, etmeyin, bu yol, doğru yol değil.. Siz bu propagandalarla çocuklarımızı yönlendirirseniz biz nasıl onlara tutumlu olmayı öğreteceğiz? Şaka bir tarafa, hiçbir ekonomi bütçesini denkleştiremeyen bireyler, aileler sayesinde kalkınmaz. Bari deyin ki “parası fazla olan, parasının hesabını bilmeyen harcasın!” Ödenemeyen kredi kartı borçları tarihi rekorlar kırmış, işsizlik tarihte görülmemiş düzeylere ulaşmış, sizin verdiğiniz öğütlere bakın. Biraz ayaklarınız yere bassın! Kapitalizmin itici gücü, motoru, insanları bir şeyleri istemeye teşvik edip, talep oluşturup, o oluşturulan talep uğruna daha fazla çaba göstermeye, daha çok çalışmaya yönlendirmek olabilir, ama bırakın da o talebi kapitalistler oluştursun. Artık ürününün reklamını mı yapar, çok yararlı olacağına tüketiciyi ikna mı eder, ne yaparsa yapar. Bu kampanya, savaşta komutanın hedefsiz ateş emri vermesine benziyor. Hedefsiz ateş ile nasıl savaş kazanılamazsa, har vurup harman savurularak ekonomi düzelmez. Ekonomi profesörleri bu işi çok iyi bilseydi, kendileri zengin olurlardı. Onlar kitaplarını yazsın, derslerini versin Ay başını nasıl gertireceğimizi bize bıraksın. Bireyin ve ailenin öncelikli değil, "tek hedefi" kendi bütçesini denk getirmektir. Bizi rahat bıraksınlar, onların öğüdüne ihtiyacımız olmadığını sonunda öğrendik. Benden size naçizane bir tavsiye, ihtiyaçlarınızı önem sırasına dizerken dikkat edin, bütçenizi aşmayın. Alışverişe "şu ihtiyacımı almak için gidiyorum" diye gidin, sakın ola ondan başka bir şey almayın ve eve dönün. Siz kazanın, ekonomiyi boş verin. Zaten ekonominin "kaybeden"lere ihtiyacı yoktur, merak etmeyin.
 
Toplam blog
: 130
: 2132
Kayıt tarihi
: 28.06.06
 
 

İnsanın kendini anlatması zor, gereksiz de! Yaptığı işlere bakmak yeter, ne gerek var fazla i..