Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '12

 
Kategori
Siyaset
 

Sn. Kılıçdaroğlu’na göre Türkiye’nin en önemli sorunu "medya" idi.!

Sn. Kılıçdaroğlu’na göre Türkiye’nin en önemli sorunu "medya" idi.!
 

Atatürk nerede sayın başkan?


Dün, (13 Mayıs 2012) Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki CHP. İst. İl Başkanlığı kongresindeydim. Arkadaşlarımla salona girdiğimizde tribünlerin neredeyse yarısının boş olduğunu görünce her halde daha gelen olur diye düşünmüştüm.

Sahnede Yeni Türkü gurubu beğenilen şarkılarını söylüyordu. Ses öylesine açıktı ki yanımdaki arkadaşlarımla konuşabilmek, anlaşabilmek için avaz, avaz gırtlağımızı yırtarcasına bağırmak zorunda kalıyorduk. Saat 10 da başlayacağı ilan edilen kongre saat 11 de Yeni Türkü’nün sahneye çıkması ile başlamış. Biz saat 11.30 da oraya yol alırken geç kaldığımız endişesini boşuna duymuşuz meğer.

Salon süsleri abartılı değildi.

Beni ilk etapta üzen ATATÜRK resminin kurulan platformun ve platformu tutan demirlerin ardında olmasıydı. Genel Başkan  Sn.Kılıçdaroğlunun resmi de diğer yanda aynı durumdaydı.. AKP ‘in bile kongrelerinde büyük boy Atatürk resmi her taraftan görünecek şekildeyken CHP’nin İst .İl Kongresinde maalesef  bu duyarlık yoktu. Kurulan platformun demirleri arkasında bir Atatürk resmi CHP ye hiç yakışmamıştı. Üstelik salonun sağ tarafındaki tribünlerden hiç gözükmüyordu.

Saat 14.dü geçe Sn. Kılıçdaroğlu ardındaki küçük bir ordu ile salona girdi. Alkış vardı ama coşku yoktu. Aklıma Sn.Baykal’ın salona girişi geldi, yer yerinden oynardı adeta.

Üzüldüm.

Sayın genel başkan Kılıçdaroğlu divan başkanı tarafından kürsüye davet edildi. Yine coşkusuz alkışlar!

Gençlerin çoğunluğunu teşkil eden bir tribünden  “Başbakan Kılıçdaroğlu sloganları atıldı.

Sn. Kılıçdaroğlu oldukça uzun konuştu. Sanırım 2 saati buldu konuşması. Konuşması bitince de hemen gitti.

(Ben hiçbir kongrede genel başkanların bu kadar uzun konuşma yaptıklarını görmedim.)

Konuşmasının içeriği her zaman yaptığı gibi iktidara seslenmek ve eleştirmekti. Bu sefer ki biraz değişik oldu, CHP hiçbir şey yapmıyor diyorlar başlığı altında varan bir diye sanrım 15 şe kadar çıktı.

Sn.Genel Başkana göre Türkiye’nin en önemli sorunu Medya idi.

Oysaki ben Sayın Kılıçdaroğlundan daha çok önemi olan sorunları anlatmasını bekliyordum. Mesela AKP anayasasının neresindeydik? Bu anayasaya neden destek veriyorduk?

Neden komisyonda kalkmakta bu kadar istenmemesine karşın kalınıyordu?

Türkiye bu yeni anayasa ile bölünecek miydi?

Eyaletlere ayrılacak mıydık?

Türkiye’de başkanlık sistemi olacak mıydı?

Öyle ya! Günlerdir basında çıkan çeşitli spekülasyonlar vardı. Biz de merak ediyorduk haklı olarak.

Maalesef bunlardan yine hiç söz etmedi kendileri.

                                                        *****

İst.İl Başkanlığı 11 bin kişilik salonu dolduramamıştı.  İstanbul’da 100 bin üyesi olduğu bilinen CHP nin taşımacılığını da yaptığı salonda, tribünlerde yer yer büyük boşluklar vardı. Dışarıda olanlarla birlikte 3500 kişinin olduğu söylendi.

Genel başkanın konuşmasından sonra ben ve beraberimdeki arkadaşlarım dahil bir çok kişi evlerimize dönmek üzere salonu terk ettik.

Demek ki İst.İl yönetimi İstanbul Örgütünü iyi kucaklayamamıştı. Yoksa bu salonun dolup taşması işten bile değildi.

Örgütün yarsından çoğunu yok sayarak dışlarlarsa olacağı buydu elbette.

Hele Sn. Erdoğan Toprak’ın son günlerde partiye gülle gibi oturan,  “partiden ulusalcıları ve milliyetçileri temizleyeceğiz “ beyanatından sonra örgüt kendisini kısmen çekti .

İşte dünkü kongre salonunun dolmamasının sebeplerinden teki de buydu.

Sn. Kılıçdaroğlu konuşmasının bir yerinde;

Artık partide kavga istemiyorum. Ben yumuşak huylu bir insanım, her türlü eleştiriye saygı gösteririm, beni eleştirenlere de saygı gösteririm ama partiye zarar verenleri kusura bakmayın affetmem .”dedi.

Bu sözlerinde çok haklıdır elbette. Şimdi sayın genel başkana ben de şöyle soruyorum.

Peki, Sayın Genel Başkanım, gerek beyanatları ile gerekse yaptıkları eylemlerle örgütün büyük bir bölümünü yok sayan, partiden dışlayan, yok sayanları, örgütü darmaduman edenleri affedecek misiniz?

                                        ***

Gelelim masa başında yazılan delegelere.

Ben kongrede kalmadım zaten bildiğiniz gibi Atatürkçü ve ağzı laf yapan birisi olduğum için özellikle mahallemden bile delege yazılmadığımdan delege meleğe değildim. Oysaki mahallemin ve diğer kırsal kesime giren 3 mahallenin ben ve arkadaşlarım kadın kolu başkanlığımda harita elimizde çalmadığımız kapıyı bırakmamıştık.(Partiye nasıl demokrasi geldiyse  emeğe saygı olmadı.)

Neyse biraz da oy kullanma sırasında olanlara gelelim. Ben eve döndüm ama İl K.Kolu Basın Kom. Başkanlığım sırasında yardımcım Hülya Yıldırım sabahın 7 sinden beri oradaydı ve kongreyi yakından takip ediyor bana da gerektiğinde söylüyordu.

Hülya’dan aldığım bilgiler doğrultusunda yazıyorum. Oy kullanımı sırasında gizlilik ihlal edilmiş. Şöyle ki, aleni herkes içerisinde oy pusulalarını dolduranlar mı arasınız, okuma yazma bilmeyip yanındakinden yardım isteyenler mi ararsanız bir karmaşadır olmuş. (Delegeler arasında oy kullanmayı bile bilmeyen, siyasi eğitimi olmayanlar vardı, masa başında yazılmışlardı zira. Böyle olmasa 638 delegesi olan bir kongrede 184 oy nasıl geçersiz olabilirdi değil mi? Bu sayı hemen hemen delege sayısının 3te biridir.)

Oysaki Siyasi Partiler Yasası’nın 21.maddesinde şöyle diyor. Oylamalar gizli, tasnif ise açıkta yapılır.

Gerçek Gündem’in yazdığına göre bu saat itibariyle (18.00)Sn. Oğuz Kaan Salıcı başkanlığı tekrar kazanmış.

Erk elinde olan genelde böyle kazanıyor işte. Sn. Ali Özcan’a gelince onu da yürekten kutlarım. Çalışmaya çok geç başladı ve imzasını alacağı delegesi yoktu. Bu kadar kısa zamanda kendisini tanımayan delegeden 158 oy alması büyük başarıdır. Yolu açık olsun onun da.

Hayırlı uğurlu olsun kendisini kutlarım. İnşallah bundan böyle tüm örgüte sahip çıkar ve ilçelerde yapılan yanlışlıkları bir nebze olsun düzeltir. İstanbul’u alabilmek için tüm örgütün çalışması gereklidir aksi takdirde o masa başında yazılan delegelerin birçoğu aktif çalışmaların içerisinde olmayacağından, değil İstanbul’u almak kendi başkanlığı bile tehlikeye girebilir. Görevden almaya alışkın Ankara, yine aynısını yapabilir.

Tünay Süer

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..