Soğuk savaş yılları. Siyasetin yeniden yapılandırılması

*İttifakların sorgulanması.

Soğuk Savaş bütün şiddetiyle sürerken,1970'li yıllarda, Batı Avrupa ülkelerinin kamuoyları ittifakın politikalarını sorgulamaya başlamışlardır. Sorgulamanın temel noktasını, ittifakın, Avrupa'dan daha çok Amerika'nın çıkarlarına hizmet ettiği ve bloklar arası gerginliğin kimseye fayda sağlamadığı tezi oluşturmuştur. Başı Fransa çekmiş, daha1966 yılında NATO'nun askeri kanadından ayrılmıştır. Daha cılız olmakla birlikte aynı yıllarda Doğu Avrupa ülkelerinin kamuoyları da kendi ittifaklarını sorgulamaya başlamışlardır. Bloklaşmanın daha çok Amerika ve Rusya'nın çıkarlarına hizmet ettiği fikri her iki blokun kamuoylarında da giderek güçlenmeye başlamıştır.

*Siyasetin yeniden yapılandırılması.

Aynı dönemde Türkiye'de sol düşüncenin güçlenmesine engel olmak için siyaset yeniden yapılandırılmış, iki yeni siyasi parti kurulmuştur. Yeni partilerden birisi milliyetçi düşünceyi, diğeri İSLAMİ düşünceyi ana tema olarak benimsemiştir. Her iki düşünce de cumhuriyetten önce de var olan köklü düşüncelerdir. Cumhuriyet döneminde üstleri olabildiğince örtülmüş ve etkisizleştirilmek istenmişlerdir. Cumhuriyeti kuranlar, Osmanlı'nın yıkılışını dinin yanlış yorumlanarak pozitif bilime sırtını dönmesine bağlamışlardır. Milliyetçiliğe bakış açılarını ise İttihat ve Terakki'nin hayalci milliyetçiliğinin Osmanlı'nın varlığına son noktayı koymuş olduğu savı şekillendirmiştir.

Bir süre sonra merkez sağ (Adalet Partisi), yeni kurulan bu iki partiyle (Milliyetçi Hareket Partisi ve Milli Selamet Partisi) birlikte "Milliyetçi Cephe'yi" kurmuştur. Böylelikle toplumdaki cepheleşme resmen ilan edilmiştir.

*Merkez sağın erimesi

Merkez sağ aslında İSLAMİ hareketin de milliyetçi hareketin de siyaset arenasında gelişmesini istememiştir, çünkü yeni kurulan iki partinin de hedef kitlesi o günlere kadar merkez sağın oy deposunu oluşturuyordu. Siyasi ortamın kutuplaşması, sağda ve solda uçlara doğru kayma eğiliminin belirginleşmesi ve solun giderek güçlenmesi merkez sağı bu iki düşünceyle işbirliğine mecbur bırakmıştır.

Siyasi İSLAMIN parti olarak organize olması, daha önce merkez sağa verilen oyların gerçek mecrasına dönmesine neden olmuştur. Merkez sağ milliyetçi cepheleşmeyi sürdürebilmek için, siyasi İSLAMIN manevra alanını laik cumhuriyet ilkeleri aleyhine genişletmeye devam etmiştir. Bu genişleme sayesinde yapılanmasını hızla tamamlayan Milli Görüş'ün benimsemeyen kitleleri kendi partilerinin çatısı altında toplanmışlardır.

Milli görüşün partileri gelişmelerini sürdürerek zaman içinde Türkiye'nin en büyük partisi olmuşlardır. Milli Görüş, ülke genelinde yüzde 6-8 oy potansiyeline sahip olduğu dönemde kendisine milliyetçi cephe içinde önemli roller veren merkez sağı, deyim yerindeyse, eriterek yok etmiştir.

İSLAMİ hareketin gelişme sürecine ileride tekrar ayrıntılı olarak dönülecektir.

Cepheleşmenin getirdiği çatışma dönemi ile tarihe bakmaya devam edelim.