Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '09

 
Kategori
Magazin
 

Şöhret yaptıklarımıza bakın (!)

Şöhret yaptıklarımıza bakın (!)
 

Alıntı


“Bağrımızdan çıkmış sanatçı.” Hangisi? Kim? Ne bağrı?

Benim bağrımdan çıkan sanatçı geleneğime, göreneğime, toplum kültürüne, eline, beline, diline saygılı ve bağlı insandır.

Kimleri bulundukları noktaya getirdik bir düşündüm. Kendimi soyutlamıyorum. Bir şarkısında ki yorumunu beğenip, tarzım olmasa da dinlediğim bir sürü şarkıcı var.

Bu gün milyarlık servetlere sahip olan, geceliğine yüz binlerce dolar alanlara dikkat edin. Bunlar bu günlere; her yaptıkları hoş görüldüğü için geldiler. Saygısızca, terbiyesizce söyledikleri lâflara alkış tutulduğu için geldiler. Güzelim Türkçemizin içine ede ede okudukları şarkıların kasetleri alındığı için geldiler. Yarı Türkçe, yarı Kürtçe söylemlerine “bu benim toprağım” diye alkış tutulduğu için geldiler. Ama onlar çıkıp “Ben Kürdüm” demediler. Türkçeyi katlederek, sahte Kürt propagandası yaparak ceplerini doldurmaya baktılar. Kalitesiz programları izlendi, acılı arabesk programlar izlettirile izlettirile “alıştırıldı”.

Halk bunu istiyor koca bir YALAN. Alternatif sundunuz da izlemiyoruz mu dedi bu insanlar? Sabah şekerleri, saçma sapan evlilik programları, yemekteyiz gibi toplum kültürümüzle örtüşmeyen programlar sayesinde, kadınlarımıza ekranlarda göbek atmak, kavga etmek, dedikodu yapmak dışında ne kazandırdı bu programlar birisi bana anlatsın.

Evli barklı ‘halkın sanatçıları’ (ne demekse), yasak aşklarıyla boy gösteriyor bu ekranlarda hayasızca. Kadın olsun erkek olsun buna hakları yok. Biz sosyo-kültürel açıdan bunları sadece “magazin haberi” olarak dinleyip ya da okuyup geçecek bir toplum değiliz henüz. İzleye izleye sıra dışı yaşamları kanıksayan insanlar, doğrunun o olduğunu zannetmeye başladı. Doğru, üvey oğlu ile yatmak, arkadaşının karısını ayartmak, evli insanların aleni gayri meşru ilişkiler yaşaması değil. Bana göre değil.

Bu denli kokuşmuşluk batıda hangi ülkede var birisi çıkıp anlatsın bana.

Deniz Seki uyuşturucudan hapiste. Hüsnü Şenlendirici ortalıklarda yok. Evli bir erkek. Karısı mutsuz, çocukları mutsuz. İllegal bir ilişki. Aylardır bu halk, aşklarına saygı duydu, üzüldü hallerine, acıdı, kasetleri satıldı. Buyrun büyük aşk işte.. Şenlendirici sizi aldatmış demek ki. Kaldı ki kendisi de sütten çıkmış ak kaşık değil.

Sanatçıyım diyen insanlar özel hayatlarına dikkat edecekler. Model teşkil ettiklerini unutmayacaklar. “Lâyiki vechile“ diyerek güzel Türkçe kullanılmış olmuyor. Kendin olduğun zamanlarda ki hitap şeklin önemli. Diğeri sadece aldatmaca. Ama sahnede göründüğü an yer yerinden oynuyor. Neden? Çok büyük sanatçı olduğu için mi? Hayır. Sıra dışı görüntün, genç sevgililerin, seviyesiz esprilerin sayesinde.

Kimleri nerelere getirdiğimize baktığımda; şımarıklık, kendini toplumdan farklı görme, çetecilik, kültürsüzlüğüyle övünme, Türkçeyi kirletme, uyuşturucu ile ilişkilendirme, azmettirme, illegal kadın-erkek ilişkileri, evlilik dışı çocuklar, belden aşağı konuşmalar, silah bulundurma, kadın dövme gibi eylemler ve ruh hali içinde olduklarını görüyorum.

Mustafa Sağyaşar, Yaşar Özel, Ömür Göksel, Erol Evgin, Seçil Heper, Emel Sayın, Candan Erçetin … Ne yazık ki örnekleri düşünerek yazıyorum. Bunlarda sanatçı.

Sanatçı’ya saygı duymak önemli. Şöhret olmak beraberinde mahşeri kalabalıklar getirebilir. Ne denli iz bırakıldığı önemli olan. Arkanızdan nasıl anılacağınız. Toplumsal kültürümüzle bağdaşmayan, kendi doğrularınız doğrultusunda, kendi dünyanızda yaşayın. “Ben halkın sanatçısıyım” demeden, halkı çıkarlarınıza alet etmeden…

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..