Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '09

 
Kategori
Kitap
 

Sökeli bir güzel adam Ahmet Güçsav / Abdülkadir Güler

1975’lerden bu yana Ahmet GÜÇSAV’ı tanıyorum. 1985 yılında Söke’ye geldiğim zaman birbirimizi daha yakından, yüz yüze tanımaya başladık. 1995 yılında emekliye ayrıldığım zaman Eylül ayı başlarında bir gün Göktepe Pasajı'’da, Sümerbank’ın bulunduğu binanın ikinci katında bir araya geldik. Kısa bir görüşmeden sonra Ahmet GÜÇSAV:

- “Hocam, siz artık emeklisiniz, bundan böyle yazıhanem sizin emrinizdedir. Telefon, elektrik, kira, çay vs. söz konusu değil. Sanat, kültür ve edebiyatla ilgili çalışmalarınızı burada yapabilirsiniz.” dedi. Ben de kendilerine teşekkür ettim... Aradan birkaç gün geçtikten sonra yine yazıhanesinde bir araya geldik. Ahmet GÜÇSAV hoşsohbet, cana yakın, -kim olursa olsun, işi görevi ne olursa olsun, fakir, zengin, genç, ihtiyar, düşünce ve inancı ne ise- herkese karşı sıcak kanlı ve hoşgörülü bir kişiliğe sahipti. Daha Türkçesi saygılı, sevimli, yurdunu, milletini seven, birlik ve beraberlikten yana dürüst bir insandı. Büyükle büyük, küçükle küçük, cana yakın, sevecen bir karaktere sahipti. Lâfını sohbetini çok iyi bilir, insanlara karşı her zaman saygı duyardı. Bu yönü ile gönül almayı bilir, tek sözcükle örnek bir insandı. Ben onu böyle gördüm...

Ahmet GÜÇSAV’la sohbet ederken yazıhanesinde bir ara koltuktan ayağa kalkarak aynen şöyle dedi:

- “Kadir Bey, benim erkek çocuğum olmadı, üç kızım oldu, üç damadım vardır. Ben artık unumu eledim, eleğimi duvara asmış bulunuyorum. Ölüm hak, Allah’ın emridir. Her kemalin bir zevali vardır. Sonbahardayız, yaprağım dalından düşmek üzeredir. Artık eskisi gibi kendimi iyi hissetmiyorum. Daha doğrusu yol göründü, bana göre tünelin ucu görünmeye başladı. Kadirciğim, siz beni yakından tanıyorsunuz. Ayrıca incelemeye, araştırmaya meraklı bir sanatseversiniz. Sizleri bu açıdan her zaman takdir ediyorum. Benim için bir şeyler yazarsınız... Bu ufak bir kitapçık da olabilir.” dedikten sonra derin bir nefes alarak tekrar koltuğuna oturdu... Ve sonra ekledi: “Çaylarımızı tazeleyelim Kadir Bey.” dedi...

Bu sözlerden sonra odanın havası birden değişti. Omuzlarıma koca bir ağırlık çöktü. “Bir şey yapmam” diyemedim. “Ahmet Ağabey, Allah geçinden versin, sizlere sağlıklı günlerle uzun ömürler versin, dur hele sizler bize lâzımsınız, sizinle birlikte daha nice güzel günler yaşayacağız.” dedim. Sonra lâfı değiştirdim, ikinci çaylarımızı içtikten sonra ayrılırken tekrar bana: “Dediklerimi unutma Kadir Bey.” dedi, vedalaştık.

Ne var ki aradan altı ay gibi zaman geçtikten sonra Ahmet GÜÇSAV, 21 Mart 1996 günü Âşık Veysel’in “Benim sadık yârim kara topraktır.” dediği asıl sadık dostuna, Yaradan’a kavuştu. Mekânı cennet olsun...

İşte bu bağlamda, Ahmet GÜÇSAV’ın hatırasını yaşatmak için vefatının beşinci yılında bana verdiği sözü yerine getirmek istedim. Bu amaçla SÖKELİ BİR GÜZEL ADAM AHMET GÜÇSAV adını taşıyan bu naçiz kitabımı hazırlamaya çalıştım. Bu uğraş tam iki yıl sürdü... İyi niyetle işe başladım. Bu eserin asla bir ticarî amacı yoktur. Salt bana söylenen bir sözü yerine getirmek için bu zor işe giriştim. Bir kitabın, bir derginin hangi şartlar altında ne denli zorluklarla hazırlandığını ancak bu işe gönül verenler daha iyi bilirler. Bu eseri bugünlere yetiştirmek için zor günler yaşadım. Ahmet GÜÇSAV’ın bana verdiği görevi birazcık olsun yerine getirdiğim için de son derece mutluyum.

Söke, sanat, kültür, edebiyat açısından potansiyeli yüksek bir coğrafyadır. Örnek olarak bu sıcak iklim coğrafyasında, bağrında yetiştirdiği Halil Kocagöz, Samim Kocagöz, Prof. Dr. Mehmet Eröz, Ahmet Altümsek, O. Zeki Turanlı, İskender Cenap Ege, Hilmi Meydan, M. Ali Asrav, Behzat Selçuk ve sözünü ettiğim Ahmet GÜÇSAV eserleriyle Türkiye çapında, Türk edebiyatına ışık tutmuş ünlülerden birkaçıdır... Burada sırası gelmişken hepsini saygıyla, rahmetle anıyorum.

Benim hazırladığım bu eser, Söke’de ilk çalışmadır. Dört dörtlük bir eser hazırladığımı sanmıyorum. Eksiklerimi gelecek genç kuşaklara bırakıyorum. Sözü fazla uzatmak istemiyorum. Sizleri bu naçiz kitabımla baş başa bırakırken sevgili avukat-yazar Ahmet GÜÇSAV’ı saygı ve rahmetle yâd ederken bu eserin hazırlanmasında başta Sayın Ahmet GÜÇSAV’ın muhterem eşleri Jülide GÜÇSAV Hanımefendiye, katkıda bulunan tüm özel ve tüzel kuruluşlara, bu kitabın basımını gerçekleştiren Yeni Söke Gazetesi ve Şafak Matbaası sahibi sayın Hasan Hüseyin Yavaşoğlu ile birlikte tüm Şafak Matbaası çalışanlarına, bu kitabın kapak ve dizgisini hazırlayan değerli meslektaşım Yaşar Çağbayır’a ve emeği geçen herkese burada sonsuz teşekkürlerimi ve de saygılarımı sunuyorum.

Abdülkadir Güler
10 Ocak 2001-Söke

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..