Son balığı tutana kadar

Trakya Üniversitesi'nin iki önceki rektörü Prof. Osman İNCİ; Ergene Havzası'ndaki yeraltı sularının çekildiğini, nehirlerdeki kirliliğin en çok, Saros Körfezi'ni tehdit ettiğini bildirmişti.

Yalnızca nehirler midir tehdit eden?...
Yılda bir ay gitmek için Saros'un her yanına,
İmarsız, iskânsız evler dikmedik mi?
Orada yaşayan diğer varlıkları düşünmeden...

*

"Zaten dünya insanlar için yaratılmıştı..."
"Hayvanlar bizim yiyeceğimiz, tüm doğaya biz sahibiz..."
Diyerek parselleyip-parselleyip satmadık mı?
Acımasızca kıyıyor, yok ediyor, öldürüyor, yaralıyor,
İşkence etmiyor muyuz Saros'a?...
Diye eklemeden geçemiyorum, bağışlayın.

* * *

Çevre ve doğaya uyumlu, yasal olarak ruhsatlanmış,
Kanuna ve her türlü etik kurala göre iskân edilmiş,
Örnek denilebilecek toplu konutlar da yaptık elbet.
Gelin görün ki diğer tarafta;
Dere yataklarını ve deniz kıyılarını,
Haksız işgal etmedik mi?
İmar mevzuatı, milli emlak, kıyı kanunu ve kıyı kenar çizgisi “nedir” demedik, üzgünüm!

*

Sahil şeridini kapatacak biçimde,
Yapılaşmadık mı?…

*

Ergene'nin kirli akarsuları bir taraftan,
Biz de diğer taraftan,
Varlığını koruyabilmiş sahillerimizin,
Sonunu en kısa zamanda getirmek için,
Çook çalışıyoruz, çok(!)…

* * *

Zamanı geldi de geçiyor galiba,
Birçok kişi aynı telden söylemeye başlamışsa,
Bir daha düşünmeli...

*

Sanırım Mersin'de de işler, Saros Körfezi'ndekinden farklı değil?!...
Mersinli Sevgili Hasan Çeliktaş diyor ki;
"Çok yakında insanlık olarak hepten frene basacağımız zamanlar yaklaşıyor gibi görünüyor."
Ancak bu "fren" çok sağlıklı olacağa benzemiyor.
Son sürat giderken, yaşanacak muhtemel olaylar frene asılmamıza yol açacak.
Ama son sürat giden araçta frenlere asılmanın sonuçlarını hepimiz biliyoruz...

* * *

Durmadık, durmayacağız, ta ki son tavşanı vurana...
Son kuşu avlayana, son balığı tutana kadar... (!)