Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '14

 
Kategori
Deneme
 

Son mesaj 5

Son mesaj 5
 

GÖRENLERİN BİLDİRMESİ


- Burayı biraz açıklar mısınız. İşler bir anda nasıl tersine döndü.

- Devlete, yani savunma sanayine bir yazılım ihalesi kazanılmış ve zamana karşı teslim edilmesi gerekiyordu, mali getirisi çok yüksek bir iş olmakla beraber her resmi işlerde olduğu gibi teslim zamanı şartı vardı. Zaman bol, risk çok az, kar haliyle çok büyüktü. Ayrıca bu yazılım şirkete çok büyük bir prestij kazandıracaktı rakipleri karşısında. Hatta, bay George sadece bu işle ilgilenmek üzere yeni bir yazılım mühendisi ve üç alt eleman takviyesi yaptı firmaya. Her şey olumlu giderken ve neredeyse işin bitmesine çok az bir zaman kala tüm programı yürüten yazılım mühendisi nasıl olduysa  kendi ekibini ve yazılım programını da alarak bir günde kayboldu ortadan.

Bir anda çok büyük bir açmazın içinde kaldık. Diğer işlerle uğraşan elemanların sil baştan bu programı yapmaları için ne zaman kalmış ne de yeterlilikleri vardı.

- Neden böyle bir işi yarım bırakıp firmayı da çok zorda bırakacak bir davranışa girmiş olabilirler sizce ?

- İnanın hiçbir bilgim yok ve bu soruyu birçok kez bende sordum kendime. Ama doyurucu bir cevabı hala bulabilmiş değilim.

- Bay Martin’in iş seyahatinde olduğu bir zaman rastladı bu olay. Döndüğünde temas kurmak neyin ne olduğunu anlamak için, evini, arkadaşlarını eski iş yerini aradığı mühendis Kent, sırra kadem basmış adeta yok olmuştu. Kimse nerede olduğunu bilmiyordu.

-Sonra!

-Sonra beklenen oldu. İşi teslim edemedik. Çok yüklü bir tazminat ödemesi çıktı karşımıza. Bu olayı içimizden birilerinin özel olarak duyurduğu rakiplerimizin dedikoduları önemli müşterilerimizin de kontratları bozarak işlerini çekmesine neden oldu.

Bay Martin tüm birikimini bu tazminatı ödemeye harcadı. Ancak çalışanlar için geç ödemeler ve yeni iş alımlarının olmaması da firmadaki iç huzursuzluğu giderek arttırdı. En iyi elemanlar ayrılmak durumundaydılar artık. Aylar geçiyor umutsuzluk huzursuzluğu körüklüyordu. İşini kurtarmak için evini, arabasını, teknesini satan zavallı bay Martin bu yenilgiye ortak olmak istemeyen eşinden de bir darbe yemekte geç kalmadı. İki çocuğunu alarak baba evine dönen eşi maddi yoksunluğun doğurduğu geçimsizlik gerekçesiyle çocuklarını da alarak boşandı kendisinden.

-Benim de içimi uzun zamandır kemiren bir sorgulamayı yapma vakti geldi de geçti bile.

-?

- Kendime sormaya korktuğum sorular.

-?

İçinde birikmiş bir pişmanlığı boşaltacağının göstermek ister gibi derin bir soluk alarak devam etti anlatımına.

- Hepimiz için yolun sonu görünmüşken beklenmedik bir gelişme yaşandı.

Bay George kalan birkaç küçük borç ve çalışanların alacağını ödeme koşuluyla firmanın tamamını bay Martin den devir aldı.

Borçlu firmanın satışından eline tek kuruş geçmemiş, evi barkı kalmamış ailesi tarafından terk edilmiş liseden beri arkadaşı olduğu için yanında iş bulduğu, en iyi dostu olarak görünen bu adama,  çalışma teklifi de yapmayarak neredeyse tam deyimine uygun onu kapı önüne koydu.

O güne kadar belli bir aylık geliri olan bay George tarafından öncelikle çalışanların tüm alacakları ödendi ! .Çıkanlar geri çağrıldı ve sihirli bir değnek değmişçesine çok kısa sürede, eski müşterilerimiz dönmeye   başladı. İşlerimiz kısa zamanda eskisinden de iyi bir hale geldi ve bu günkü duruma yükseldik. Garip bir dalgalanma.!

-?

- O gün için tüm çalışanlar bir felaketin eşiğinden dönmemizden memnun, olan biteni ne sorgulamak ne de aramızda konuşmak gibi riski göze alamadık. Ancak Bay George öldüğüne göre, bunca zaman içimi sıkan bu garip durumu sizle paylaşmam sizi yanlış bir yöne çekmeye neden olmaz inşallah dedektif ama sıkı durun.!

-?

-Bay George’un kendisiyle birlikte öldürülen eşi Mary’nin  Martin’i iki çocuğunu da alarak terk eden eşi olduğunu da bilmiyorsunuz herhalde.

Duyduğu tümce karşısında göz bebeklerinin büyüdüğünü hissetti

- Firmanın devri ve işlerin kısa sürede toparlanmasından sonra, çalışanların hiç birinin davetli olmadığı bir düğünle Bay George ile bayan Mary’ nin evlendiklerini duyduk.

- Vay canına ! peki sizce daha önce ilişkileri var olabilir mi.

- Sanmıyorum hiç böyle bir şey kulağımıza çalınmadı ama. Her üçünün de lise arkadaşları olduğu bilinir hatta üniversiteyi okuyamayan bay George’u Martin’in bu nedenle yanına aldığı dedikodusu yapılırdı. Bay George henüz evlenmemiş bir bekar olmasına karşın, birlikte yemeğe çıkarlar, bir çok geziye birlikte giderlerdi.

- Bay Martin’in sonraları ne yaptığı nerede olduğu hakkında bir bilginiz var mı diyerek söze girdi dedektif. Bu evliliğe tepkisi falan

- Maalesef,  ne buraya geldi nede her hangi bir yerde çalıştığından ve yaşadığından haberimiz olmadı açıkçası.( bu kadar vefasızlık ve ilgisizliğin mahçubiyet  tavrını suratına koymayı da ihmal etmeden cevapladı bu soruyu.)

- Biz buluruz.

Belli ki bir takım dolaplarla, kurduğu işi, eşi ve çocukları elinden alınan adamın neredeyse hak verilecek bir intikam planına maydanoz  olduklarını düşünüyor ve  çek elini adalet yerini bulmuşdiyen iç sesini duymamaya çalışıyordu.

Ama onunla birlikte şu işleri yarım bırakıp giden adamın bu komplo kokan gösterideki rolü ne.

 - Lütfen bize şu bay Kent ve ekibi ile kimlik bilgilerini bir verirseniz bu  ziyareti sonlandırmamıza yardımcı olursunuz  bayım.

- Birkaç dakikamızı alır bay dedektif. Personel kısmından istiyorum hemen.

Gelen dosyayı yardımcısı Nick’ e verip ayağa kalktı – Sizinle tekrar görüşmemiz gerekebilir. Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim diyerek sözlerini sonlandıran dedektif yardımcısıyla birlikte karakola dönmek üzere oradan ayrıldı.

Vaktin geç olması üzerine karakola dönmekten vazgeçen ve beni eve bırak diyen dedektif, günden geri kalan zamanı eşi ve çocukları ile geçirmek, karakolun hengâmesinden uzak sakin kafayla bu pis Dünyayı düşünmek istiyordu

Yemeklerini yediler çocuklarıyla oynaştı, okula gitmek için erken yatan çocukların arkasından baş başa kalan karı koca televizyonun karşısındaki koltuğa geçtiler.

- Niye öyle bakıyorsun

- Anlamadım, nasıl. ?

- Bir soru sormuşsunda cevabını bekler gibi.

- Aman tanrım, esas dedektif sen olmalıymışsın. Bir soru sormuşta cevabını bekler gibi bakışlarımı da mı algılıyorsun.

-Ya ne sandın! Bunca yıldır gözlerine bu kadar yakın olup onları anlamamamı beklemiyorsun herhalde. Korkun, öfken, neşen, isteğin üzüntün, arzuların, hepsi oradalar. Ve şimdi de soran gözlerin.

Red tedirgin olmuştu, sarılıp eşinin başını omzuna aldı ve gözlerini saklamak, konuyu geçiştirmek ihtiyacını duydu.Çünkü gerçekten karısına, sen de Martin’in karısı gibi olabilirmisin diye bakmış ve yakalanmıştı.

Günün yorgunluğu ile Tv karşısındaki  sıcak koca şefkati kucağında  gevşeyen karısının ılık nefesini duyuyor ona katılmak istiyor ama bay Martin’in yediği bu hayat kazığını aklından bir türlü uzaklaştıramıyordu.

-İnsanoğlu hep böyle miydi ? Hani Tanrının yarattığı şu biricik varlık.

Hatta bir çok inanç sisteminde kendi suretinden yarattığı iddia edilen, övünç duyulacak yaratık. Kendisi için koca bir evren ve harika bir gezegen içinde yaşaması için özenle düzenlenen doğa kuralları ve mucizevi bir yaşam verilen. Meleklerin üzerinde değer atfettiği hatta baş melek şeytan ile bu mevki nedeniyle arası bozulan Tanrının,  bir zaman sonra yeryüzüne aralarla elçiler yollayarak yeni bir düzeltme girişiminde bulunmuş, ancak başaramamış olduğu, hiç bir canlıda olmadığı kadar entrika, yalan dolan, çıkarcılık, haset, kıskançlık, kin deposu ve gene hiçbir canlıda olmadığı kadar kendi türünün katili olmasını önleyememiş olmasından belli değil mi.?

Öldürmek için şeytanın aklına gelmeyecek bahaneler ve yöntemler bulan. Şeytanı çırak çıkartan.

Türüne ve diğer canlılara karşı toplu katliamları en iyi becerebilen bu tür gerçekten bir Tanrı iradesi olabilir mi.?

Hamurundaki bir hormonun hem türünün devam için gereken aktiviteyi sağlaması, hem de her canlıya karşı saldırganlık içgüdüsünün nedeni olması nasıl bir açıklamayla izah edilebilir. Üre ve yok et emirlerinin ikisini birden iradesizce taşıyan bir tür. Çok öğündüğü  zekasının  biyolojik inşasında sadece iki seçenekli tercih kullanabilen yapısı ile saldır ya da kaç emirlerinden başka bir iradi seçimi olmayan bir katil.

Yaşadığı gezegende, var olan diğer tüm diğer canlılar üstünde sağladığı egemenliğini de bu aşırı saldırgan ve acımasız yapısı sayesinde elde etmiş olduğu da tartışılmaz.

Tüm inançlarda, ahlaki öğretilerde Öldürme ilk emrine karşın insanlık tarihinden bugüne kadar bunca insanın kanının dökülmesi başka nasıl izah edilebilir.

Kendisine has modern aklın, türdeşlerine, doğal çevreye verdiği zararın dönüp dolaşıp kendisine yansıyacağını bilirken dahi, nasıl olurda bu davranış kalıbından uzak duramaz.

Bu türün, Kodları bozuk yazılmış yargısı bizi Tanrı hatasına götürür ki bu da Tanrı inancı ile tam çelişik bir durum. Öyleyse evrimi sürükleyen doğal seçilimin şimdilik, ancak bunu bu kadar  becerebilmiş sonuncuna varmak, daha bir rahatlatıcı cevap olarak duruyooooorrrrrrr. Kendi horlamasını duydu.

 

Devamı yarın…………

 

 
 

 

 
Toplam blog
: 88
: 265
Kayıt tarihi
: 14.10.11
 
 

İstanbul 1946 doğumlu, gazetecilik yüksek okulu eğitimliyim. Müzik ve her türlü spor aktivitesi y..