Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '10

 
Kategori
Deneme
 

Sonbahar

Sonbahar çeker beni içine doğru. Renk renk çiçeklerin solduğu, ağaçların kızılımsı bir renge büründüğü gibi oluyorum bazen. O hüznü içimde yaşıyorum. Sanki zincirlere vurulmuş papatyalar, renk renk ağaçlar kalır geriye. Bir rüzgar eser ve her tarafı toz duman edip gider içine beni de sürükleyerek. Tahtadan yapılan mendirekler boş kalır, kimseler uğramaz olur balıkçıların olduğu yere. Her şey dökülür yere benim döküldüğüm gibi.

Sahildeki banklara kimse oturmaz olur. Fener kendi kendine niye döndüğünü bilmeden umarsızca döner. Kuşlar göç eder gider güneşin sıcak yüzüne doğru. Sahiller ıssız bir ada gibi bomboş kalır benim kalbimin boş kaldığı gibi. Aşk en yüksek özgürlük biçimidir. Özgürlüğe uçacağım yerde kapımı sonbaharın hüznü çalar, içime sonbahar yaprakları dökülür. Özgürlüğe kanat çırpmak isterken zindanlarda baharın gelmesini beklemek zorundayım. Üstüme kapıları kapat üşümesin yalnızlığım sonbaharın hüzünlü akşamlarında. Üstüne sevgini yazdığım kağıtlar bile hüzünlü oluyor. Kalemim kağıda küser gibi bende bahara küsüyorum seni benden kopardığı için. Her satırda isminin geçmesi gerekirken sadece bir yaprak da ismin geçiyor. Bir Sonbahar yaprağı bu; dalından kopuyor ve sevgimde kopup gidiyor. Belki tabiat da çaresiz kalıyor senin sevgine. Tıpkı çiçeğe benzeyip de bahçıvan çaresizliği gibi.

Güneşin toprakla buluşması gibidir sana bakmak. Bütün rastlantıları reddedip bir mucizeye yelken açmaktır. Sonbaharın bahara çevrilmesidir. Kaç bahar geçti sana bakmak için bilmiyorum. Kaç bahar daha geçecek. Seni beyaz kağıtlara sonbahar olarak değil, alın yazıma ilkbahar olarak yazmak isterdim.

 
Toplam blog
: 37
: 433
Kayıt tarihi
: 30.07.10
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum.  2006 yılından itibaren memur olarak görev yapmakt..