Sorumlular hesap versin! Doğa, kendisinden alınanları geri istiyor!

Doğa kendisinden alınanı ergeç geri alıyor. Bunu depremde de gözledik bu gün ki sel felâketinde de ! Her ikisinde de dere yataklarına imar izni verilmesi yaşanan felâkete zemin hazırlamıştır. Oysa ki kanun çok açık ;

9.Eylül.2006 tarih, 26284 sayılı Resmi Gazete, 2006/27 no’lu Genelge.

Başbakanlıktan. Konu: Dere Yatakları ve Taşkınlar.

1 – İl, ilçe ve belde gibi büyük ve orta ölçekteki planlı yerleşim yerleri ile mevzii planlara göre yapılan küçük ölçekteki her türlü yerleşim birimlerine ait imar planlarının düzenlenmesi esnasında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün (DSİ) tedbir ve tavsiyelerine titizlikle uyulacaktır.

13 – 4373 sayılı "Taşkın Sulara ve Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu" içinde lüzumlu görülen tedbirler alınacak ve yasaklanan faaliyetlerin önlenmesi takip edilecektir.

14 – Kadastro çalışmaları sırasında, dere yataklarında tabii akışa imkân verecek ve kendiliğinden oluşmuş dere yatağı kesiti tescil dışı bırakılarak, derenin tabii akışına tahsis edilecektir. Dere yatak genişliğinin tespitinde DSİ’nin bilgisi ve görüşü doğrultusunda uygulama gerçekleştirilecektir. Kadastro çalışması tamamlanmış olan sahalarda münferit tescil müracaatları halinde de aynı usul ve esaslar uygulanacaktır.

Mega Kent’in Belediye Başkanı, “Yaşanan felâket tedbirsizlik sonucudur.” diyor canlı yayında ! Hangi tedbirsizlik ? Vatandaşın tedbirsizliği mi, sizin tedbirsizliğiniz mi? Ancak Sayın Topbaş’ın “Hepimizin hatası var” sözü içimi bir nebze olsun rahatlattı. Olması gereken bir itiraf, alışık olmadığımız için lûtuf gibi geldi !

2006 yılında Alibeyköy deresinin ıslahı yapıldı. Halen taşkınlar olabiliyor. Demek ki sağlıklı yapılmamış.Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şubesi'nden Tayfun Kahraman. “Dere ıslahı, akan suyun yatağının genişletilmesi ve taşkın ihtimali yüksek olan alanların istimlak edilerek boşaltılması demek. Buralarda dere yatağı yeterince genişletilmemiş, taşkın olabilecek alanların çevresi yeterince boşaltılmamış.”

Basın Ekspres yolu her gün işe gidip gelirken kullandığım güzergâh. Hayretle ve şaşkınlıkla dere yatağına inşaat ruhsatı verilmiş olan ve halen de verilen binaları görüp “Allah esirgesin!” dediğim çok olmuştur. Esirgemedi, neden esirgesin ki ? Hırs, tamah, cehalet, vurdumduymazlık sonucunda hem can hem mal kaybı… Görevini kötüye kullanan herkesin kanun önüne çıkması lâzım ! Bakınız bu dere yatağının hemen kenarında hangi firmalar var;

Bahariye Mensucat , eski Star Tv binası, Sabra Tekstil, Süvari Tekstil, Saruhan şirketler grubu ( hafriyat halinde), Evkur, Sabri Özel, eski ATV binası, Marriot Hotel, Citroen binası, Pegasus’un bulunduğu bina, Ulusoy, Altur binası, 212 AVM, BP, Mars TIR ve yeni inşa halinde Çağ Eğitim kurumları (Fidanlık Kavşağında) v.s….Bu binalara inşaat ruhsatını kim verdi? Başbakan imzalı genelgeye rağmen !

Bu gün İstanbul’un %70 ‘inin kaçak yapılaştığı söyleniyor. Bu oranda bir yapılaşmanın rehabilitasyonu kolay olmasa gerek.

Suyu toprak emer, beton değil ! Ağaçları kesip, güzelim şehri beton yığını haline getirirseniz bu sonuçlar kaçınılmaz olur sizlerde bu vebalin hesabını vermek zorunda kalırsınız.

25000 kişinin öldüğü depremde Veli Göçer dışında suçlu yok muydu? İstanbul sadece sele değil sıradan bir yağmura bile hazırlıklı değil ! Kar yağışında okulların tatil edilip, yola çıkmayın uyarıları tedbir değil acizliktir !

Halkalı bölgesinde korkunç bir yapılaşma var. TOKİ’ nin yaptığı binaların bazılarının müteahhidi Albayrak İnşaat, Kuzular İnşaat v.b firmalar…Mesa, Kutlutaş, Sutek artık yok !

Daire alacak olanların ;Fayansa, duşa kabine, ıslak zemin karolarına, armatür markasına değil bina kalitesine, zemin etüt raporlarına, teknik bilgi ve donanıma, firmanın referansalarına dikkat etmeleri gerekir diye düşünüyorum…Ne yazık ki ülkemizde denetleme mekanizması yeterince çalışmıyor.

Bu gün bu afet felâkete dönüşmeyebilir ya da maddi, manevi az bir bedel ödenebilirdi. Sorumluların hesap vermesi gerekiyor. İzin veren kurum kadar o izni almak için her türlü yola başvuran arazi sahipleri de suçlu benim için…

Mimar Sinan Üstadım ! Kalk da şu cahil çocuklara 1500 ‘lü yılların olmayan teknolojisi ile halen dimdik duran köprü, cami, kervansaray, saray, mescit, hastane v.b eserleri nasıl yaptığını öğret !

9.Eylül.2009
Nur Zeynep Çelik