Soyadım Ağaoğlu olsa ben de "ikinci eş" alabilirdim!

Adım Ali'dir de, soyadım da Ağaoğlu olsaydı, tıpkı ünlü müteahhit Ali Ağaoğlu gibi ben de ikinci bir eş alabillirdim. İşte açıkça söylüyorum.

Ali Ağaoğlu, bir yerde ikinci eşinden bahsetti diye,  kadınlar bir yana da "kadından çok kadıncı" kimi erkekler de Ali Ağaoğluna versansın ettiler.

Adam zengin, değil üç kadına üç yüz kadına bakabilecek durumda. Eğer cinsellik açısından ihtiyaç hissediyorsa neden ikinci eş almasın...Ve alıyorsa bundan size ne?

Kadınlar genellikle elli yaşını geçince cinsellikten soğuyor bu ülkede...O zaman cinsel açıdan hala aktif olan koca ne yapacak:

1-Tek maaşlı bir emekliyse bağrına taş basıp oturacak

2-Bulabilir ve günahından kaçınmazsa gayrı meşru yollardan tatmin arayacak

3- Ali Ağaoğlu gibi varlıklı biriyse ikinci bir eş alacak.

Böyle adamların birinci eşlerinden daha genç ikinci bir eş almaları metres tutmaktan daha ahlaki ve daha kadına saygılı bir davranış değil midir?

Nedense, bu ülkede belli bir zihniyet, metres tutmaya, nikahsız yaşamaya söz etmiyor da dini nikahla ikinci bir eş almaya tahammül edemiyor.

Halbuki kadının hak ve hukuku açısından da doğabilecek çocukların meşruiyeti açısından da doğru olan, ikinci eşin de nikahlı olmasıdır. Türkiyede kanunlar buna müsait olmadığı için bu durum dini nikah yoluyla aşılıyor.

Bunu istismar edenler yok mu?..Var elbette...Ancak, bu istismarın bile, gencecik kızları kadınları metres olarak kullanıp sonradan hiç bir yükümlülük taşımadan kaldırıp atmaktan daha kötü olduğuna inanmıyorum.

Kaldı ki, burada Ali Ağaoğlu gibi, tüm kadınlarının hakkını hukukunu rahatlıkla gözetebilecek bir mal varlığı olan insandan  söz ediyoruz.

Elbette Halis Toprak gibi, torunundan bile küçük yaşlarda kızlarla evlenerek sosyal tepkiye neden olmamak üzre, varlıklı ve kendini cinsel olarak yeterli hisseden bir adamın ikinci eş alması son derece doğal bir durumdur.

Bizde zenginin malı züğürdün çenesini yorduğu gibi, uçkuru da ya kıskançlıktan ya da beyinlere atılmış önyargı betonundan dolayı züğürtlerin çenesini yoruyor.

Yani size ne, Ali Ağaoğlu'nun uçkurundan...Ne yapsın adam, o kadar varlığın içinde güya ilk karısına "sadakat" gösterecek diye, bağrına taş basıp otursun mu?

İşte tam bu noktada, özellikle de kadından çok kadıncı erkeklerin, "Peki kadın aynı durumda olsaydı, yani varlıklı ve sağlıklı olsaydı, ikinci bir erkeği eş alabilir miydi?" gibi absürt bir soru soracağını tahmin ediyorum.

Alamazdı efendim!...Bu noktada kadın ve erkek asla eşit değildir. Eğer böyle bir durum olursa, o durumda normal olan, erkeğin kadını güzellikle boşa(n)masıdır...Yok, bunu yapmazsa o zaman boynuzlanmayı göze alacak demektir.

Yaratılışın gerçekleri her insan için geçerlidir. Kadın tabiatı erkeğe göre zaten cinselliğe düşkün değildir. Bir de belli bir yaşı geçince tamaman soğuyor. Bu durum erkek için sorun olmayıp ne olacak?

Bugün bu gerçeğe körü körüne itiraz edenler, yarın "çağdaş Batı", herhangi bir gerekçeyle ikinci eşe izin veren kanunlar çıkarsa, aynı gün ikinci eşi savunmaya başlarlar. Çünkü, bunların akılları kendilerinden değildir, Batıdan devşirmedir.

Bizim ecdadımız gerek bitmeyen savaşlar nedeniyle azalan erkek nüfusu yüzünden boşta kalan kadınların korunması, gerek neslin türemesi, gerek bazı örfi durumlar dolayısıyla ikinci eşler almıştır.

Bunlar zaman zaman sorunlu da olmuştur. Ancak, sorunlu olmayan ne var ki...Tek eşli olanlarda sorun olmuyor mu?...Bugünki boşanmaların yüzde kaçı "ikinci eş" gerekçesiyle oluyor?

Ali Ağaoğlu'nun evlere attığı betonları bazıları beyinlerine atınca böyle oluyor. İçinde "din" geçen her iş bunlar için kötü ve çağdışı oluyor.

Bina yapmak "zina" yapmaktan iyidir!