Stratejik Dış Politika ve Davutoğlu

 

Diplomasi ince bir çizgidir. Dış politikayı anlamak için ucundan da olsa diplomasi bilmek gerekir. Siyasetçiler diplomasiden anlamadıkları için bu gerçeği görmezden geliyorlar. Oysa bir siyasetçiyi vatandaştan ayıran en temel nokta olaylara düz mantıkla bakmamaktır. Halk neyi isterse onu görmek ister, gerçek bir siyasetçi ise madalyonun diğer tarafındaki ayrıntılarla ilgilenir.

 

Belki de günümüzde bu işten en iyi anlayan kişi Ahmet Davutoğlu'dur. Tırnak içinde, her koşulda Türkiye ve islam karşıtı olan Avrupa medyasının önemli köşe yazarları da Davutoğlu'nu çok fazla eleştirdi. Özellikle Suriye konusunda çok üzerine gidildi.  Suriye konusu sadece Türk dış politikasının değil Türk Halkının da meselesidir. Bağları yüz yıllar öncesine dayanan bu iki ülke bugün savaşın eşiğine kadar getirildi. Her zaman ki gibi dış politikada bizleri umutlandırıp yanlız bırakan batılı devletler ama buna rağmen güçlü dik duran Türk Dışişleri.

 

Suriye meselesinde yürütülen strateji zaman zaman sekteye uğrasada Türkiye Suriye halkının duasını kazanmıştır. Suriye'li vatandaşlara kapılarını açan devletimiz millet nezdinde takdir görmüştür.

 

Gözyaşının rengi olmaz. Suriye de çocuklar ölürken, analar ağlarken, babalar katledilirken devletimiz bu vahşete sessiz kalamazdı. Bugün Türkiye yüzbinlerce Suriye'li vatandaşa kapılarını açtı. Her zaman destek sözü veren avrupa işi yine yokuşa sürdü. Ancak Türkiye takdir edilmesi gereken bir kararlılıkla batılılar tarafından verilen sözler yerine getirilmemesine rağmen dış politikada ki dik duruşunu korudu.

 

Her gün sınır boyuna atılan bombaların ve düşürülen uçağımızın elbette zamanı geldiğinde hesabı verilecek, hesabı sorulacak. Savaşma yetisi bilgisayar oyununda adam öldürmekten öteye gitmeyecek kişiler bu gün savaş çığırtkanlığına devam ediyor. Savaşın nasıl bir bela olduğunu, yüz binlerce insanımızı kaybetmeyi göze alarak sınamak isteyenler bu gerçekleri görmezden gelemez. Dış politikada savaş en son ihtimal olmalıdır. Suriye sınırımıza attığı bombalarla kendileriyle savaşıp savaşmak istemediğimizi görmek istedi.

 

Suriye bir Irak ya da bir Yemen değil. Suriye arkasında global dünyanın en büyük güçleri olan bazı devletleri arkasına alan, denge politikasını en üst seviyeye taşımış bir ülke. Belki de başta Amerika olmak üzere Avrupa bu gerçeği görmezden gelemedi. Burada Türkiye'ye düşen rol hepsinden daha zor olmasına rağmen Türkiye üzerine düşeni fazlasıyla yaptı.

 

Suriye politikasını tüm bu dengelere rağmen en üst düzeyde tutup, batılıların tavırlarını cesur adımlarla hiçe sayan, dış politikada ki kararlılıktan asla ödün vermeyen Ahmet Davutoğlu, tüm islam coğrafyasında zulüm görmüş, acı çektirilmiş, toprakları zorla ellerinden alınmış, yetim kalmış tüm müslümanlara umut oldu. Ahmet Davutoğlu attığı bu cesur adımlarla Türk dış politikasında rahmetli Fatin Rüştü Zorlu'dan sonra Türkiye'nin gördüğü en büyük diplomatik kahramandır.