Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '11

 
Kategori
Felsefe
 

Su ve insan

Bu yazımda, insanın su ile olan ilişkisini anlatmak istiyorum. Buna Su kültürüde diyebiliriz. 

Su arılıktır, berraklıktır, duruluktur. Su saydamlıktır, temizliktir, zenginliktir. Su bağ bahçe, çayır çimen demektir. Köyler kasabalar ve şehirler su başlarına kurulur. Su, ruhu ve bedeni dinlendirir. Su; zemin, mekan ve zaman tanımaz. Bir de su sesi vardırki, tüm insanlığın dinlerken ortak keyif aldığı bir müzik gibi. Su evrenseldir, fakat su ile insan ilişkisi yereldir. Çünkü çeşitli coğrafyalarda yaşayan insanların su ile ilşkileri farklı farklıdır. Örneğin anadoluda çeşme kültürü vardır. Kuyu kültürü vardır. Dağ eteklerine, ovalara çeşmeler yaptırılır, insanların ve hayvanların yolları oradan geçiyorsa susuzluklarını gidersinler diye. Kuyularda iki çeşittir. Bazıları kışın karla doldurulur, bazılarınında dibinde kaynak suları vardır ve kuyu su ile dolar. Su yumuşaktır, sert ve katı değildir. Ama gideceği yolda kararlıdır, sabırlıdır. Çok büyük ve sert kayaları yutar ve aşındırır. Bir gün gelir o sert kayadan hiç eser kalmaz. Ama su yine yerindedir. Dağları parçalar geçer ama kendi parçalanmaz. Su bize disiplini öğretir, tasarrufu öğretir. İşde örnek; barajlar yardımıyla boşa akıp giden suları tutarak , hem tasarruf yaparız, hemde azgın suları disipline ederiz. Hemde ucuz ve temiz elektrik enerjisi elde ederiz. 

Denizler turizm demek, liman demek. Limanları olmayan ülkeler, limanları olan ülkelere servet kaptırır. Denizler insanlık tarihinde çok büyük yer tutar. Su medeniyet demektir. Denize kıyısı olan ülkelerle, olmayan ülkeler arasında, gelişmişlik ve medeniyet açısından epey fark vardır. Denizler kültürleri buluşturur. İnsanlığın kaynaşmasında çok önemli etkendir. Barışa katkı sağlar. Denizler, bulundukları bölgelerin iklimini de insanlarını da yumuşatır. İnsanlar denizde eşitlenir. Çünkü denize çıplak girmek zorundadır. Yani üzerinde üniforması, pahalı takım elbiseleri yoktur. Altın ve mücevher takıları yoktur. İşte bu yalınlılık da insanları birbirine yaklaştırır. Ayrıca ben şunu bilirim; kadınları denizle buluşmayan ülkeler, hem yoksul kalırlar hem çağdaş uygarlığı yakalayamazlar. Açın atlaslarınızı, bakın Dünya haritasına. Denize kıyısı olan ülkeler hem uygarlıkda hemde zenginlikde ileri ülkelerdir. Bizim ülkemize gelince; bırakın denize kıyısının bulunmasını, bizler yarım adada yaşıyoruz. Anadolu yarımadasında. Yani üç tarafı denizlerle çevrili. Büyük usta, büyük şair NAZIM'ın dediği gibi; "Derya içinde yaşıyoruz ama deryadan bihaber". Bizim uygarlığımız ve zenginliğimiz hangi seviyede mi? Varın bunada siz kafa yorun, siz düşünün. Ama size iki ipucu: İlki; Antepli bir arkadaşım vardı, ne zaman deniz ve yüzme konusu açılsa "biz suyu tasta görmüş insanlarız" derdi. İkincisi; Su akar Türk bakar. Su ile ilgili birçok Atasözü ve deyimlerimiz vardır; Su gibi Aziz ol; Suya sabuna dokunma; Akan su kir tutmaz . vb. Su ile ilgili sizlerde daha yüzlerce Atasözü ve deyim ekleyebilirsiniz. Anadoluda "yıkandım" sözcüğü yerine " suda çimdim" derler. Bazı yörelerde de "yundum" derler. 

Son söz: "Aynı suda iki defa yıkanılmaz". Herakleitos. 

 
Toplam blog
: 104
: 478
Kayıt tarihi
: 31.01.07
 
 

Antalya'da yaşıyorum. İki yıl öğretmenlik yaptım, şu anda müteahhitlik yapıyorum. Aslen Kayserili..