Şu Zarrab olayı...

Reza Zarrab'ın Amerika'da tutuklanması Türkiyedeki "Amerikan lobisi"ni çok sevindirmişe benziyor. Gazetelerde, sosyal medyada bir sevinç bir sevinç ki değme gitsin...

Peki, bu Reza Zerrab bize ne yaptı da "bizim Amerikalılar" bu kadar seviniyor. ABD devletinin kendi hesapları açısından Zarrab'ı tutuklaması ve mahkum etmesi anlaşılır bir durum.

Amma, içimizdeki Amerikalıların buna bu kadar sevinmelerini neyle ve nasıl izah edelim...Bu nasıl bir "yüksek hamakat" örneği ki, zararına sonuç verecek bir iş için böyle çılgınca seviniyorsun.

Mesele neydi?

Amerika İran'a ekonomik ambargo uyguladı...Ancak, el altından kendisi İran'la ticaret yapmayı ihmal etmedi.Türkiye de Zarrab gibi kişiler aracılığı ile  Amerikanın ambargo kararı hilafına İran'la ticaret yaptı.

Elbette Amerika gibi, dini imanı para olan bir ülke buna göz yummayacaktı.

Amerika, Türkiye'nin el altından yaptığı bu ticareti Paralel takımını kullanarak ifşa ettirdi. Böylece, İran'ın parsası sadece kendine kalacaktı.

Burada uluslararası hukuk'tan falan bahsetmeyeceğim...O hukuk, "üstünlerin hukuku"dur ve daima onları kollar.

Benzeri olaylar tarihte de yaşanmıştı...Aynı Amerika, yetmişli yıllarda Merhum Ecevit'in Başbakanlığı döneminde Türkiye'ye afyon üretmeme emrini vermiş, Ecevit buna uymadığı için Amerika Türkiyeyi cezalandırmıştı

Merhum Ecevit, özellikle Türkiye zenginlerinin gazetelere verdiği tam sayfa ilanlar yoluyla iktidardan indilimişti...

Benzeri bir olayı daha sonra Rahmetli Erbakan Hoca'ya da yapmıştı Amerika...Merhum Erbakan, Sırpların Bosnalı Müslümanları kıtır kıtır kestiği bir zamanda onlara yine "el altından" yardım göndermiş (çünkü resmi yollardan giden yardımlar Sırpların eline geçiyordu) ancak yine Amerikanın Türkiyedeki lobisi bunu ifşa ederek mahkumiyet kararları çıkarmıştı.

Şurası kesindir ki, Türkiye'de yaşayıp Amerika'nın hakkını Amerikalılardan daha çok savunan bir yığın insan, kurum; cemiyet ve cemaat vardır. Özellikle de medya alanında...

Reza'ya tekrar dönelim...Dediğim gibi dini imanı para olan Amerika, Reza Zarrab'ı eline geçirmişken onu ve eğer başarabilirse Türkiye'yi soymak isteyecektir.

Zarrab olayında Amerika açısından bir "suç" sözkonusu olabilir...Ancak, Türkiye açısından bakınca, nasıl bir suç işlenmiştir ve bu suçun Türkiye'ye ekonomik bedeli ne olmuştur?

İşin bu yönünü düşünen yok...Sırf mevcut iktidara muhalefet olsun diye, dünyadaki herkesle ittifak yapabilecek bir zihniyet var bu ülkede...

İnternet düşmüş bir video'ya bakıyorum; yaşını başını almış bir kadın karşısında sessiz duran polislerimize demedik laf bırakmıyor, siz Sarayın polislerisiniz diye, bas bas bağırıyor, terör ağzıyla verip veriştiriyor...Az ötede bir kapkaççı çantasını yürütse "polis..poliiis" diye çığlıklar atacak oysa...

Bizim Cumhurbaşkanı Türkiyedeki teröre kayıtsız duran Avrupa'yı uyarmak için, bu terör sizin merkezinizi de vurabilir, diyor, nitekim Terör Brüksel'i vuruyor, koskoca bir Prof. attığı twitle, sanki Brüksel saldırısını bizim Cumhurbaşkanımız planlamış gibi ifade kullanıyor.

Anlı şanlı Cumhuriyet gazetesi, bir polisin bir gencin başına silah dayamış gibi görünen fotoğraf karesi yayınlıyor, olayın videosuna bakıyorsunuz, meğer o genç polisin silahını belinden kapmak istemiş, polis kovalayarak onu yakalamış, ateş bile etmemiş...

Yani bütün bunların akılla mantıkla, izanla insafla ilgisi kaldı mı?...Belli bir kesim Tayyipfobia'dan ne yapacağını şaşırdı...Paranoya noktası aşıldı artık şizofrenik noktadalar...Bu kesin!

Zarrab olayında da durum farklı değil...Zarrab'ın ve Türkiye'nin mahkum olmasından ve bunun sonucu ortaya çıkacabilecek bir çok ekonomik kayıptan dolayı etekleri zil  çalan bir takım var.

Yani siz kimden yanasınız, ne alır ne satarsınız diye sormak lazım bunlara... Sakın bize,uluslararası hukuk, Birleşmiş Milletler hikayesi anlatmayın...

O, NATO'dan "mütefikimiz" Amerika değil mi bugün İran'la kanka olan, sınırlarımızdaki terör yapılarını meşru güç sayan ve onlara destek veren...Ne hukuğu ne guguğu bu!

Aslında Amerika ve öteki emperyalist devletler, Türkiye'ye karşı en büyük güçlerini içerden alıyorlar. Kraldan çok kralcılar daima ihanete yakın giderler. Bu, tarihi bir gerçektir.

Bu Azeri asıllı Reza Zarrab'ın bu kadar günah keçisi yapılması da onun üzerinden İktidara vurmak arzusu...Adamın ne eşi, ne arabası, ne evi kaldı dillerine dolamadıkları!!

Ayıp desen kim anlar, günah desen kim sorar!

Allah ıslah etsin!