Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '12

 
Kategori
Spor
 

Süper Finaller öncesi Trabzonspor'un duruşu

Hafta başındaki yazımı Süper Final’in futbolumuza yeni bir ezeli rekabet kültürü açmasından söz ederek tamamlamıştım. Buradaki temel hedef zaten iyice gerilmiş ve spor duygusundan çıkmış rekabet anlayışının değiştirilmesi ile ilgili iyimser bir dilekti.

Çünkü bu aynı şekilde devam ettiği sürece daha büyük sorunlar yaratma potansiyelini güçlendiriyordu.

Yine hafta başında yayıncı kuruluş dört büyük takımın teknik patronlarını bir araya getirerek onların içinde bulunduğu durumu ortaya koydu.

Bu dört futbol adamı zamanında birbirlerine rakip olmuşlar, sahada mücadele etmişler; şimdi de formasını giydiği takımın başına direktör olarak geçmişlerdi. Bu sezonu diğerlerinden ayıran işte böylesine önemli bir özelliğe sahip olmasıydı.

Zaten sahada futbolun normal geriliminin ötesinde bir sorun da yoktur.

Bundan birkaç sene önce Arda ve Semih arasında yaşanmış olayın nasıl tatlıya bağlanmış olduğunu biliyoruz.

Sahada her zaman gerilim olur. Sertlik işin doğasındandır. Mücadelenin ayrılmaz parçasıdır. Bunu dengeleyecek olan hakemdir.

Taraftar da takımına destek olacak, onu olumlu etkileyecek gücünü yansıtacaktır.

En bilinçli taraftar takımının hangi tür destekle sahada başarılı olabileceğini, rakibin ve hakemlerin etki altında kalabileceğini bilen, ayırt edebilen ve ona göre duruş ve davranış sergileyebilendir.

Gazete ve televizyonlarda haber ve yorum yapanların da sporun içinde kalacak şekilde başka detayları zorlamaması beklenir.

Hiç kuşkusuz yönetim mekanizması da bu sürecin ayrılmaz parçasıdır.

Yönetmek bilgi ve tecrübe ister. İnsanlar yöneticilerini öncelikle bu kriterlere göre seçer. Yöneticileri yukarıda saydığımız diğer üç temel organdan ayıran nitelik farkı da budur.

Yönetim, bilgi sahibi olunarak veya yaşananlardan sonuç çıkarılarak güçlendirilir.

Süreçleri doğru takip edip, gündemi belirlemek veya ona göre tedbir almak yöneticilik başarısıdır.

Yönetici sadece tek taraflı davranamaz; diğer takımların da durumunu gözetmek zorundadır.

Dün Trabzonspor yönetimi final maçlarının başlamasına iki gün kalmışken sanki son 9 ay hiç yaşanmamış gibi internet sitesinden bir bildiri yayınladı. Burada yazdığı şeylerin hiçbiri güncele ait bir gündem maddesi içermiyordu.

Gündem nasıl oluşur?

Gündem herkesin tartıştığı veya tartışmak istediği şeydir.

3 Temmuz hiç yaşanmamış olsa belki böylesine bir hak arama talebi anlayışla bile karşılanabilir ama zaten 9 aydır hepimiz bunu tartışıp sonuca bağlamak istiyoruz.

Ortada basit bir lig kupasından çok daha önemli insanların hayatları var.

Açıkçası şaşırtıcı olan şey Trabzonspor Kulübü Başkanı’nın 3 Temmuz sonucu ortaya çıkmış İddianame gereği hapis cezası ile yargılanıyor oluşudur.

Bu yargılama bizim haber almadığımız bir şekilde sonuçlanmış mıdır?

Bu yazıyı yazdırmayı gerektirecek yeni bir delil mi ortaya çıkmıştır?

Evet, bu ülkenin bir 3 Temmuz gerçeği vardır ancak gündem bugün bu değildir. Süper Final futbol dünyamızın şu an için tek gündemidir.

Bu gündem dururken hele ortada bir Fenerbahçe-Trabzonspor karşılaşması oynanacakken ortamın huzurunu bozacak, gerecek türden yaklaşım sergilemek bilgi ve tecrübe ile açıklanamaz.

Ne ile açıklanabileceği konusunda elbette bir fikrimiz ve kanaatimiz var. Bunun için hepimiz bir şeyler gördük ve okuduk. Okuduğumuz şeyler bugün yargıya eşit şekilde yansımış olsaydı kuşkusuz kimse böylesine rahat bir şekilde taleplerde bulunamayacaktı.

Ancak gündemin heyecanını bozacak veya başka tarafa yöneltecek türden yaklaşımlara girmek istemiyoruz, girenlere de lütfen diyoruz.

Güzel bir başlangıç olsun.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..