Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '19

 
Kategori
Felsefe
 

Sürekli Tüketim Adına

İnsan hayatı bir şeyleri alıp biriktirmekle geçip gider. İnsanları özgürleştirmek, alıp verecekleri şeyler konusunda da serbest bırakmak demektir. Böyle bir serbestiyet dünyada var mıdır? Asla mümkün değildir.

Aldığı şeyleri belli merkezlerden yönlendirilen insan aslında ne giyeceğinden ne yiyeceğine, nasıl konuşacağına kadar her şekilde bombardımana tutulmuş bireysel olarak var olamayacak kadar güçsüz, yalnız yaşayamayacak kadar örgütlü bir topluma ihtiyaç duyar. Eksiktir, fazlasıyla eksik, yalnız başına hiç ve bağımlıdır. Günümüz yaşam modeli ona mutlulukla birlikte, çoğu zaman da mutsuzluk verecek bir yaşam modeli sunar.

Çocuklarımızı nasıl yetiştireceğiz; bunun standartları önceden belirlenmiştir. Ona göre yetiştirilecek, meslek sahibi olacaktır. Çıta hemen her gün birilerince tekrar değiştirilecektir. Nasıl yaşayacağız, hafta sonu nereye gideceğiz, nasıl tatil yapmalı, nasıl giyinmeli, nasıl yemeli, ne içmeliyiz.

İnsanların hayat çizgisi, hayatları her şey standartlaştırılmıştır. Çıta hemen her gün birilerince yükseltilmekte, ya da saklanan şeyleri adeta diğer çoğunluklar bir yerden bulmak, ortaya çıkarmak gerekmektedir. Bulunsa bile bir ses tekrar aranan şeyi değiştirmiştir.

Hemen her insan için iyi ve doğru zaten belirlenmiştir. Örgütlü az sayıda bir grubun dünyada her şeyin üstünde olduğuna ve sıradan yasadan muaf olduğuna inanmaktadır. Çoğu insanın ideolojisi aslında tarif edilen çıtalara ulaşmaktır. O çıtalara ulaştıkça çıtanın yükseltileceğini bile bile bir tüketim üzerinden kontrol insana asla tatmin olmayan bir hırs vermekte hiçbir şey asla yetmemektedir.

Kişinin elindekilerle yetinmesi demek sistemin otomatikman durması demektir. Bu da yüksek hızlı bir trenin aniden fren yapması demektir. Bu şekilde bir sistem hemen herkes için acı olsa da aniden duruş ciddi kazalar ve riskler içerdiğinden yolu bilinmeyen, nereye gittiği belli olmayan trenin kendisini aslında nereye götüreceğinin belli olmaması nedeniyle bir karamsarlık hâsıl olsa da en iyisi de düşünmemektir.

İdeolojilerin aslı astarı yoktur. Aslında hemen hepsinin tüketim önceliğine kavuşması trenin has yolcusu olmak adına yapılan mücadelede kazanan sonucu değiştirmeyecektir. En iyi ihtimalle daima kasa kazanacaktır.

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..