Suriye' nin kutsal türbeleri.

Geçen hafta Şam'a iş nedeniyle gittim, bulduğum ilk fırsatta tarihi yerlerinden ziyade kutsal türblerini ziyaret ettim ve bunu yaparken de başıma hoş şeyler geldi, bu yüzden sizlere bazılarını aktarmak istiyorum, tabi müsaade buyurursanız ;

Yoğun geçen iş temposunun ardından, bizi misafir eden iş ortağımızdan son günümüz için bizlere başkalarıyla randevu almamasını, onun yerine bizleri Emevi camii, hazreti Hüseyin, Hazreti Zeynep türbelerine götürmesini rica ettik, o da bizi kırmayıp fazlasıyla ilgilendi sağolsun.

Ertesi gün ilk olarak bizleri Emevi camiine Hazreti Hüseyin'in ve aynı camiide bulunan peygamber Yahya'nın türbesine götürdü, orada bayağı bir zaman geçirdikten sonra camiinin yanında bulunan haçlı seferlerini durduran kahraman Sultan Salah Eldin Eyübi'nin türbesine geçtik, ancak makam avlusunda bulunan 3 mezar dikkatimizi çekti, bunlar ilk Türk hava şehitlerimiz Yüzbaşı Fethi, Üsteğmenler Sadık ve Nuri beylerin mezarlarıydı ve asıl ilginç olansa Süriyeli yetkililerin geçmiş zamanda bizimle tutuştuğu bunca kavgaya rağmen o mezarlara gözleri gibi baktığı ve bakmaya devam etmeleri idi.

Sultan Selah'ın makamından tam içeri girecekken orada bulunan yetkili kapıyı kilitleyerek 10 dakik sonra geleceğini belirtmesi üzerine biz de fırsattan istifade Kapalı çarşımızın aynı motiflerini taşıyan Hamidiye çarşısını gezme fırsatı bulduk ve oraya yıllar önce yerleşen Türk esnaflarla söhbet etme imkanı bulduk. 2 saat aradan sonra makama geri döndüğümüzde ise kapı hala kapalıydı ve tam hayal kırıklığına uğramak üzere iken tahta kapının aralı ve kilidin yukarı kaldırılarak açılabileceğini görerek ve fırsat bu fırsattır diyerek kapıyı zorlamadan açtım ve hemen içeri daldık, dualarımızı okuyup, resimleri çektik ki içerisi insan kaynamaya başlamıştı. Dışarı çıkarken polisin makam yetkilisini sorduğunu, olmadığını anlayınca insanlara kapının nasıl ve kimin açtığını sordular, Allahtan beni görenler de ispiyonlamadı ve oradan ayrıldık, gülerek ve mutlu bir şekilde.

Akşam saat 9'a doğru Hazreti Zeynep türbesine geldiğimizde makam maalesef kapalıydı ve onu ziyaret etmeden geri dönmek zorunda kalacaktık, ki imdadımıza iş ortağımız yetişti ve türbe başkanlığını yapan peygamberimizin (sav) sülalesinden geldiği söylenen Mohdi Mortaza efendiyi bizzat arıyarak rica edip türbeyi bizlere açtılar, bizler de hemen abdestlerimizi alıp gerekli ziyareti yaparak ve dini vecibelerimizi yerine getirdiğimizi düşünerek sabaha karşı Şam'dan mutlu, kuş kadar hafif ve huzurlu bir şekilde ayrıldık.

Bu gezi esnasında çekilen fotoğrafları görmek isteyenler galerimi tıklayıp onlara bakabilirler, umarım sizleri de bir nebze o atmosfere taşır.

Ben hayatım boyunca mezhep ayrımcılığı yapmadım, karşıyım ama maalesef yıllar boyunca halifelik ve koltuk uğruna müslümanlar dahi birbirine girdi ve bu yüzden çok kan aktı.

Şaşıp kalıyorum, Sünni, Alevi ya da Şii ! Nereye kadar gidecek bu !! Zamanında halifelik için yapılan kavgaları sürdürmenin ne anlamı var, ortada halifelikte yok olmuşken, atalarımızın hatalarını neden hala sürdürüyoruz, o hatalarından dolayı birbirimizi yargılıyoruz. Ben anlam veremiyorum, anlam verebilecek biri de yok zaten, var olanı sürdürmek, işte bütün mesele bu. Bir çeşit töre, anlamsız sürüyor, amacı yok, hedefi yok, çıkarı bile yok !!! Müslümanı müslümana vurdurtmak ve aralarına nifak sokmak kimin yararına acaba ! Neyse.

En çok etkilendiğimse yerinde anlatılanlar;

Yezid bin Muaviye'nin Hz. Hüseyin'in kafası kılıca vurularak bir tabakta kendine sunulması ve ardından boş bir vaktinde Yezid'in kürdan şeklinde ki tahta parçasıyla Hz. Hüseyin'in dişlerini karıştırdığı esnada bunu gören Ehli-Beyt'ten yaşlı bir sahabenin Yezid'e; "Ey Yezid bin Muaviye, vallahi dün gece rüyamda Muhammed'in (peygamberimiz sav) Hüseyin'i dudaklarından öptüğünü gördüm, ki sen dişleriyle oynuyorsun" demesi üzerine korkan ve hatasının farkına varan Yezid, Hz. Hüseyin'in Emevi camii'sine hemen defnedilmesini emreder.

Hristiyan inancına göre Mehdi [peygamber Isa (sav)] peygamber Yahya(sav) vucuduna girerek Emevi camii'nde zuhur edecektir.

İslam inancına göre Mehdi yine Emevi camii avlusunda zuhur edecektir.

Hz. Hüseyin'e eşlik eden, ölümünde ise ailesi ile birlikte tutuklandığı sırada kaçıp Şam'ın şu anda makamı olan bölgeye giden Hz. Zeynep, burada kör bir adamla evlendiği ve hayatının sonuna kadar bu bölgede sessiz sedasız yaşadığı anlatılır.

Hepsinin ruhuna El-Fatiha.