Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mayıs '10

 
Kategori
Deneme
 

Susarak eksilmek

“Adam hiç konuşmadı. Kadın da. Kadın yemek hazırladı. Adam yemeyince, kadın da yemedi. Sanki zaman durmuştu ikisi için de. Bu his; diri diri bir mezarda bulunmak gibiydi... Bir koridorda; basık, havasız, hiç kapısı ve hiç çıkışı olmayan… Yaşayan ölü olmak, bunalımda olmak denen şey en çok böyle zamanlardaki ruh hallerini anlatmak içindi zahir…

Adam hep içsesiyle konuşarak geçiriyordu kadının yanında olduğu zamanları. Hangi işle uğraşırsa uğraşsın sesinin dışarı sızmasına müsaade etmiyordu. İçinden konuşuyor, içinden yorum yapıyor, içinden düşünüyor; kısacası “kendi içinde yaşıyordu”. Kadın da farksızdı. İkisi de hep kendilerini dinliyorlardı. Yan yana iken ya da değilken artık birbirlerinin sesini duymaz olmuşlardı. Ve işte sonunda nefrete dönüşmüştü sevgi; tahammülsüzlüğe… Birbirlerine dayanamıyorlardı artık. Birinin olduğu yerde diğeri; ışığını yitiren bir bitki gibi nefessiz kalıyordu…”

Nasıl kopuyor bağlar, ilişkiler? Nasıl dönüşüyor sevgi nefrete? En başından beri zaten yokken, bizler var gibi mi hissediyoruz da yanılıyoruz? Ve sonunda o yanılsama bir yerde gerçek yüzünü mü gösteriyor? Karşımızdakini olduğu gibi değil de, -extra bir çaba ve istekle- görmek istediğimiz gibi görüyoruz ve bir gün bu çabadan yorulunca, bıkınca ya da vazgeçince, bunun sonucunda da karşıdaki olduğu gibi görünmeye başlayınca gözümüze ve gönlümüze; “Bu benim sevdiğim insan değil ki!” mi diyoruz? Ne çok ilişki böyle bitiyor? Ne çok ilişki bu fark edişten sonra dahi, sevgisiz, saygısız devam ediyor?

İnsan bir kere o noktayı kaçırınca geri dönüş zor oluyor. “Konuşmazlık, iletişimsizlik noktası...” Suskunluk, iç seslere söz hakkı veriyor ve denge kayboluyor. Herkes kendi iç dünyasında kendi içsesiyle, kendi kendine devam ediyor yola. Oysa hiçbir birliktelikte yola tek çıkılmıyor hiçbir zaman… Ama suskunluk hakimiyetini kurduğu zaman, ister istemez tek devam ediliyor yola, tek başına… Ve, “tek” olduğunuz zaman da; “birliktelik” olmuyor maalesef.

Oysa “İletişim güçtür!” İletişim devam ettiği sürece sorunlar aşılabilirliğini korur. İletişimi koparmamak ise cesaret, fedakarlık, özveri gerektirebilir bazen. Sustukça eksilir insan. Sustukça körelir ilişkiler, bağlar. Susmamak gerek; içseslere fırsat vermemek... Her şeye rağmen, her zaman konuşabilmek cesaretini göstermek, paylaşmak, o ilk cümleyi –zor da olsa- söyleyebilip iletişim kanallarını, yollarını açmak, açık tutmak gerek.

Çünkü içsesleriniz bazen küçücük şeyleri bile, duvardaki kocaman gölge hayaletlere çevirip yansıtabilir karşınızdakine, karşınızdakilere… Ve hayaletlerle baş etmek her zaman zordur unutmayın. Zoru seçmek yerine; konuşmayı, anlatmayı, izah etmeyi, paylaşmayı, beklenti ve sıkıntılarınızı ifade etmeyi deneyin. Bırakın hayaletler, sadece çizgi filmlerde var olmaya devam etsinler. Göreceksiniz ki, susmayıp konuştukça; anlaşılacak ve anlayacaksınız.

Hayatınız kolaylaşacak, güzelleşecek. Unutmayın: “İletişim güçtür!”

D. Dara KILINÇ

ddarakilinc@gmail.com

 
Toplam blog
: 160
: 2717
Kayıt tarihi
: 16.04.09
 
 

Öykü Şiir Deneme ..