Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mayıs '12

 
Kategori
Deneme
 

Susmayı bilmek, dinlemek…

 

Türkiye’de herkes çok konuşuyor farkında mısınız. Durmadan konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor. Öyle bir hal almış ki!

Çok konuşmak önemli olmak anlamına mı – geliyor ki!

Bu kadar gerekli gereksiz konuşuluyor. Bilmiyorum.

 

Konuşmak bilginin döktürdüğümüdür-ki ben bilgiliyim, ya da bakın biliyorum ki konuşuyorum hesabından gidilerek durmadan konuşuluyor.

Bu çok yanlış…

En cahil insanlar en çok konuşunlardır. Benim değil bir bilenin sözü. Konuşmak!

Bana göre ciddi bir konu.

 

Durmadan konuşmak daha ciddi bir konu!

Hele – hele karşındakini dinlemeden konuşmak!

Sadece gürültü, çok gürültü…

Asap bozucu gürültü, sevimsizlik hali, kızdırma hali, sinirlendirme hali!

Kimi?

Dinleyeni. Ya da dinlemek istemediği halde, sesleri duyanları…

 

Bir soru sorarsınız bazen birisine. Sonra pişman olursunuz.

Bugün ne yaptın-ın!

 

Cevabı bir gün öncesinin; akşam yemeğinden başlarsa, üstelik yemekteki bırakalım yemeğin çeşidini, muhabbetin demini!

Kullandığı çatal-bıçak takımının, hangi tarihte alındığına, alınması için verilen çabalara kadar gidiyorsa!

Bununla yetinmeyip, akşam yemekleri ve getirileriyle ve götürüleri ile-de devam ediyorsa ki – çoğunlukla ediyor. Siz gayri;

“Bu gün ne yaptın?”

Sorusunun başınıza nasıl bir bela açtığını düşünün. Düşünün ki bir daha bu kadar gafil avlanmayın.

 

Susmanın önemli olduğunu bilmek gerek!

Konuşmak gümüşse, susmanın altın olduğunu artık anlamak gerekli…

Konuşmanın tek taraftlı bir nutuk olmayıp, karşılıklı bir alışveriş olduğunu bilmek lazım.

Bilhassa iyi bilmek, ona göre hareket etmek, ona göre düşünmek ve konuşmak gereklidir.

Gereklidir diyerek ahkâm kesiyorum.

Doğrusu bu…

Bu sadece benim edinimim değil.

Bu sadece benim sizlere aktardığım bir serzenişim değil.

 

Birçoklarınızın yanında susturamadığınız,

Susmasını söylediğiniz halde sustaramadığınız,

Yeter artık dediğiniz halde!

Susturamadığınız ya da sustaramadıklarımız vardır.

Allah yardım etsin.

 

Oysa hiçte kötü insanlar değillerdir.

Bütün mesele saygı galiba…

 

Saygının çeşitli halleri vardır.

Saygısızlık bildiğimiz tekdüze şekilde geçmiyorki sadece.

 

Bence başkasının dinleme hakkını, başkasına dinletme hakkı ile eziyet ederek veriliyorsa bu da saygısızlıktır.

 

Bilmek gerekli.

Dediğim gibi düşünmek gerekli…

 

Az konuşmaktan pek az, çok konuşmaktan sıksık pişman olunur.

Confucius

 

Çok konuşmak, insanın gözden düşmesi için en kısa ve en emin yoldur.

La bruyere

 

Eğer susarsan konuşman daha aydınlık olur. Çünkü sükûtta hem sessizliğin ışığı, hem de konuşmanın faydası gizlidir.

Şems-i Tebr

 

O kadar çok örnekler varki.

Bilim adamları, bu işin erbabları, ustalar…

Düşünürler, tarih adamları, piskologlar, aklınıza gelen bu konuda gerçek alanda ahkâm kesmesi gerekenlerin sözlerini yazmaya kalsam sayfalar ve de sayfalar tutar.

Üç örnek yeterlidir sanıyorum.

 

Lütfen büyük dostlukların böyle küçük hatalarlarla bitirilmesine izin vermeyin.

Lütfen düşünerek konuşun.

Atalarımızın sözleri altın harflerle yazılıdır. Nedeni tecrübelerden sonra söylendiğinden adına atasözü deriz.

Onlar test etmişler, neticeyi yazmışlar.

 

Kendi söylediğinin doğru olduğunu karşındakine baskı yaparak, uzataraaaaakkk ancak bir kere yapabilirsin.

İkincisi olmaz. İkinciyi kimse dinlemez.

Yazık olur.

Kıymetli değerler yok olur.

Dostluklar tükenir.

Ortak çalışmalar sona erer.

Düşünmek gerekir.

Konuşmak değil…

 

Nazan Şara Şatana

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....