Suudi rejiminden bir örnek daha

Ah bu kadınlar neler çektiriyor şu erkeklere. Dünya kadınlarla uğraşmaktan işine bile odaklanamıyor. Bu sabah okuduğum bir haber bile şaşırtmadı beni ne yalan söyleyeyim. Ben bile alıştım artık bu tarz durumlara sanki çok normalmiş gibi. Habere göre; Riyad'da şirketinin erkek çalışanlarıyla Starbucks'ta toplantı yaparak günah işlediği gerekçesiyle din polisi tarafından gözaltına alınan ABD'li Yara isimli işkadının yaşadıkları. 8 yıl önce Riyad’a gelen iş kadının, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da geçen pazartesi ortağı ve yöneticisi olduğu finans şirketinin erkek çalışanlarıyla ofiste elektrikler kesik olduğu için yakındaki Starbucks'ta toplantı yapmasıyla gelişen olaylar sonucun da kadının din ve ahlak polisi Mutava tarafından "Büyük günah işledin” suçlamasıyla gözaltına alınmasıyla, kadının "Gidersem onlar kazanır. Bu insanların terörist saldırıları karşısında teslim olmayacağım. Kalıp tutucu İslami uygulamalara meydan okuyacağım" diyerek kadın haklarının savunuculuğunu yapması. Suudi Arabistan kurallarına göre normal bir durum, bunu anladım da halka açık bir yerde toplantı halinde bulunması neden günah ona aklım ermedi doğrusu. Yoksa zina falan mı yaptı.? Konuşmak ne zamandan beri zina anlamına geliyor? Suudi Arabistan da işleyiş böyle demek ki.

Suudi Arabistan da ki İslami uygulamalardan bazıları ise şöyle;
Kadınlar peçe takmak zorunda. Pantolon ve takım giymeleri yasak. Kıyafetleri tesettüre uymayan kadınlar kırbaçlanıyor. Kadınların kocalarını şikayet etme hakkı bulunmuyor. Araç kullanmaları da yasak.

Erkeklerde de vücutta kollar dahil açık bölge olmaması zorunluluktur. Namaz kılmak, oruç tutmak şarttır. Özellikle cuma namazına gitmediği tespit edilenler cezalandırılır. Sinema, tiyatro, müzik, güzel sanatlar, gazete, tv, internet konularında korkunç kısıtlamalar vardır. (Hafta sonları Bahreyn kaçamağı erkekler arasında oldukça yaygın.)

Bu kanunlara göre bu kadın çoktan cehenneme girmiştir düşüncesiyle tutuklanmıştır. Erkek arkadaşınızla beraber bir yerde oturmak, yemek yemek ya da toplantı yapmak aslında ülkemizin bazı gelişmemiş şehirlerinde de pek hoş karşılanmıyor. Hemen aralarında bir ilişki mi var deniliyor ya da sorgusuz sualsiz cezalandırılıyor bile. Toplum ön yargılı, belki günah işledin diye hapse atılmıyor kadınlar ama bir şekilde suçlayıcı söz ve davranışlara maruz kalabiliyorlar. Her yer İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya ya da benzer iller değil. Kadın tam özgür değil, erkeklerde bir o kadar masum değiller. Şeriatın anlamını tam kavrayamayan ülkeler ve insanlar baskıcı toplum olarak hep var olacaklardır.

Şeriat, Arapça kökenli bir sözcük olup; "yol, mezhep, metod, âdet, insanı bir ırmağa, su içilecek bir kaynağa ulaştıran yol" anlamına gelir. İslam dinindeki terimsel anlamı ise "ilâhî emir ve yasaklar toplamı", "İslam'ın kutsal kitabı Kur’an' ın ayetleri, İslam'ın son peygamberi olan Muhammed'in söz ve fiilleri (sünnet/hadis) ve İslâm bilginlerinin görüş birliği içinde bulundukları hususlara dayanan ilâhî kanun"dur. (*) Dikkatinizi çekerim sadece kadınlar için ilahi emir ve yasaklar değildirdir. Ama günümüz şeriat meraklıları bunu değiştirerek hep kadın üzerinde yoğunlaştırmaktadır. Kaç erkek evliyken sevgilisinden vazgeçer, ya da kaçı geneleve gitmekten? Bunlar çok mu masum, günah işlenecekse ortak olmalı, tek taraflı değil. Hepsinde ortak kadındır, kadınsızda olmadığına göre sevgili erkekler kanunları siz çıkartmadınız siz yönetemezsiniz. Erkek egemenliğinin varlığından rahatsız olan bir çok kadın bu konuda yazacak, çizecek ve de savunmaya da devam edecektir.

(*)http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eeriat