- Kategori
- Gündelik Yaşam
Taksim Gezi Parkı 4
Cumartesi akşamı Büyükçekmece'de düğündeydik. Cemal arkadaşımız dünyaevine giriyor, eğleniyorduk. Saat dokuz da gelen bir haber keyfimizi kaçırdı. Gezi parkına saldırı başlamış, halk perişan haberleri geliyordu. Daha bir gün önce toplantılar yapılmış, iş yoluna giriyor imajı verilmişti. Orada üç haftadır konaklayan gençlerde biraz olsun umutluydular. Hükümet ne hikmetse cumartesi akşamı parkı boşaltma emri ile yoğun saldırıya geçmişti. Durum vahimdi.
Saat 11 de biten düğün sonrası Taksim tarafına gidelim dedik, ama yollardaki direnişçilerin Taksim bölgesine sokulmaması ve bölgedeki polis şiddetinden dolayı yollar tıkanmıştı. Binlerce insan gece saat iki de yollarda yürüyordu. Tam dört saatte kadıköy yakasına geçebildik. Birinci köprü kapalıydı.
Ertesi gün (pazar günü) Kazlıçeşme mitingi vardı. Bu mitingin iptali durumun tırmanışını engellemesi açısından önemliydi, ama iptal olmadı. Halbuki iki hafta önce CHP Kadıköy mitingini ortamı germeme açısından iptal etmişti, olumlu görüşler almıştı. Bu millet niye bu kadar geriliyor? anlamakta zorlanıyorum.
Türkiye Cumhuriyetinin, şu güzelim ülkenin dünya üzerinde ayrı bir yeri var. Bu toprakların imajı küçümsenmeyecek kadar hoştur, güzeldir. İçine düştüğümüz şu manzaraya bakın, bir çok dış basın dalga geçiyor. "Siz bu kafa ile mi Avrupa'ya girmek istiyorsun" diyor.
Ben çözümün sandıkta olması gerektiğini düşünüyorum. Halk karar vermeli ve halk gerektiğinde de protestosunu özgürce yapmalı ( çanak çömlek, yürüyüş vb.). İktidar, gerçek demokrasilerde halkı dinlemeli ve dinlediğini göstermeli. İktidar yüzde kaç oy alsa da kibirden uzak, yapıcı olmalı, halkına güvenmelidir. İktidarın karşında örgütsüz bir topluuk olduğunu unutmalayalım.
Bugün gezi parkı direnişçilerden arındırılmış durumda. Ama direniş bitmeyecek gibi, ayrımlaştırma germe faaliyetleri devam ediyor. Barış sağlanamadığı için, toplum tedirgin. Bu başlıkta dördüncü yazım, daha devam edecek gibi. Gençleri bir kez daha kutluyorum.....