Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Taksim Gezi Parkı olaylarının bir başka boyutu (3)

Türkiye’nin yakın tarihi aynı zamanda bir darbeler tarihidir. İsyanlar ve darbeler halkımızı yönlendirmek amaçlı olarak tasarlanmış ve icra edilmiş sosyal olaylardır. Cebre dayalı olarak oluşan fiili durum, tarihte savaşlarla, kıtlıklarla, yoksullukla da aynı zamanda savaşan mazlum milletimizin yönetilmesini daha kolay netice vermiştir. Bugün bu yöntem aynı pratikle icra edilirken halkımızın nasıl bir sonuca doğru evirileceğini hep birlikte yaşayarak göreceğiz.

Ülkemiz insanının doktrin er ve ideolojik zihin haritasında oluşan ve yer alan fikirler milli değildir. İftira, yalan ve yanlışlarla beslenerek ve ajite edilerek,  milletimiz yabancı, zararlı, emperyalist odaklı fikirlerin tahakkümü altına sokulmuştur.

Âleme nizam vermiş, Dünyayı dize getirmiş, Önasya’yı ve üç kıtayı bin yıldır yöneten ecdadımız Selçuklu ve Osmanlı Devlet tecrübesi, yönetim hikmetleri, hâkim anlayışları, dünya’yı algılayış biçimleri, görüşleri Emperyalist ve oryantalistlerce, yıkılan devletin ardından, hep küçümsenmiş, aşağılanmış, alaya alınmış, halkımız nezdinde gözden düşürülme talihsizliğine maruz bırakılmıştır.

İçimizde yaşadığı halde, gizli gündemi olan, bizden biri gibi davranıp ta asla bizden olmayan, kökü dışarıda, köle ruhlu,  öncü ajanlar,  bu milletin engin hoşgörüsünü anlayamayıp, densizlikte ileri gidebilmektedir. Örneğin geleneksel hale gelmiş insanımızın giyim kuşamı ve yaşamı ile alay edilebilmekte, karışılmakta, yasalarla sınırlanabilmekte, dönüştürülmekte ve tevessül edilmektedir. Bütün bunları modern yaşamın gereklerine uymak, evrensel normlara uygunluk yaftası ile halkımız uyutulmakta ve kandırılmaktadır.

Milletin örf, adet, gelenek, töre, tarih bilinci, manevi –mukaddes değerleri ve müktesebatı çarpıtılmakta, küçümsenmekte, küfredilmektedir.

Son zamanlarda, bize onur veren, güç veren yaşama sevinci veren, tarihimize ve onun milli şahsiyetlerine dil uzatıp sövülmekte, hakaret edilmektedir. Milletimizin ebedi düşmanlarının endişe ve korkuları, bizim endişe ve korkularımız olamaz, Bizler iç ve dış düşmanların endişe ve korkularını paylaşıp buradan kendimize zarar verecek davranışları asla sergileyemeyiz.

Buradan Türk Gençliğine sesleniyorum ve uyarıyorum…

Türk Milletinin milli düşmanlarından -dış düşmanlarından- ilk İkisi Rusya ve İran’dır.

Deli Petro'nun sıcak denizlere inme arzusunun bir gereği olarak,  Rusya'nın askeri üsleri Suriye'de konuşlanmış olup, karşılığında, Birleşmiş Milletlerde ve doğrudan sağlananı askeri, ekonomik ve siyasi destek sayesinde, halkını katleden, her gün yüzlerce insanı öldüren Suriye diktatörü hala koltuğunda oturabilmektedir.

Suriye rejimi her gün binlerce insanı füzelerle, uçaklardan attığı bombalarla öldürüyor. Türkiye’deki bazı vatandaşlarımız, dini kardeşlik duyguları ve hukukuna uygun olarak, ya da siyasi ve ideolojik amaçlı olarak bu rejimin katliamlarını hoş görülebiliyor ve haklı görülebiliyor olması basit nedenlere bağlanamaz.

Diğer tarafta tarihinde hiç bir Hıristiyan ülkeyle savaşmamış ve hep etrafındaki Müslüman ülkelerle savaşmış bir İran ve onun bölgedeki kültürel hegemonyası, her yönden tahkim edilmiş olan Şii doktrinini ihraç etme-yayma - arzusu yüzyıllardır hep devam ede gelmiştir.

Bölgemiz, her zaman, İran’ın geliştirdiği Dini /Kültür Emperyalizmini hâkim kılmak isteyen öncü ajanlarının saldırısı altındadır.

Diğer taraftan,  Selçuklu ve Osmanlı’dan Cumhuriyete intikal eden tarihi ve kültürel mirasımız, Bugün ve yarın Hegomonik Rus ve İran Kültür Emperyalizminin her zaman tehdidi altında olacaktır.

Bu nedenle, yeni Fatihlere, Yavuzlara ihtiyacımız var. Biz iyisiyle, kötüsü ile tarihi şahsiyetlerimizi baş tacı ederiz. Kimse bizim tarihi şahsiyetlerimize dil uzatamaz.

Türkiye’nin Özal’dan sonra liberal ekonomiye geçişinin ardından, Teşvik mevzuatlarıyla Emperyalizm, azgınlaşmış, kapitalizm şımartılmış, üretimin önemli bir faktörü olan emeğin gücü kırılmış, yoksulluk ve açlık sınırlarının altında bir geliri kabule zorlanmıştır.

Bu hükümet tarafından, Sosyal Devlet olmanın gereklerine özen gösterilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu yeterli değildir.

Son Olaylar Türk Milletinin büyük bir bela ile karşı karşıya oluşunun işaretleridir.

Milletimizin yaşadığı Vatan toprakları ayağımızın altından çekilip alınmak istenirken, Al Yıldızlı Bayrağımız, İstiklal Marşımız, Dilimiz, Kültürümüz, Tarihimiz ve Tarihi şahsiyetlerimiz, Din ve Moral değerlerimiz topyekûn saldırı altındadır.

Gençlik gündemi yorumlarken,  topyekûn bir bakış açısı gözetmeli, meselelere bir de bu yönden bakmak zorundadır.

Ali Emir KARAALİ

10.05.2013

Kartal/İstanbul 

 
Toplam blog
: 135
: 1323
Kayıt tarihi
: 29.09.07
 
 

Ali Emir KARAALİ, Rize Doğumlu, 1978 Rize Lisesi Mezunu, (1988)T.C. Anodolu Üniversitesi   'İşlet..